"Süre doldu getirin kağıtlarınızı. Sevgi bırak yazmayı çabuk getir onu!"
"Hocam ismimi yazmayı unutmuşum onu yazıyorum!"
Sınav kağıdımı teslim edip bahçeye inmeye koyuldum. Bugün beni Kenan abim alacaktı.
Evet. Aradan geçen aylardan sonra onlara abi, anne ve baba demeye hazır hissediyordum kendimi.
Mavi spor arabasını gördüğümde beklemeden bindim. Sınav haftası Acıktırıyordu ve biraz daha yemek yemezsem birilerini öldürebilirdim.
Soluma baktığımda Kenan abim saçlarını dağıtmış havalı havalı önüne bakıyordu.
"Nasıl geçti?""Mükemmel. Kötü geçmesi seçeneklerim dahilinde değildi zaten." Dedim ve ufak kahkahasını dinledim.
Evet, matematik sınavım için iki haftadır evdeki herkesi beni çalıştırmaya zorluyor ve kan kusturuyor olabilirdim ama sınavıma az kalmıştı tamam mı? Haklıydım bir kere.
Yol boyunca şarkı seçmek için kavga etmiş, 20 dakika sonra da eve varmıştık. Onlarla kavga etmeyi seviyordum. Onları gıcık etmeyi seviyordum. Genel olarak, onları sevmeye uzun zaman önce başlamıştım. Bunu kendime yediremediğim zamanlar onlara hayatı zehir ettiğim günler olmuştu tavırlarımla ama hiçbiri pes etmemişti. Belki de bu yüzdendir. Hayatımdaki herkes benden bir süre sonra bıkmış ve gitmişti. Onlar hariç.
Kapıyı hızlıca çaldım. Kapıyı açan hizmetlimiz Seval gergince yutkundu. Korkuyor gibiydi. Kaşlarımı çattım. Kenan tepki vermemiş ve içeri girmişti.
"Abla iyi misin?" Diye sordum. Cevap bişe vermedi. Kafasını eğerek gitti sadece.
Kafamı iki yana salladım. Ceketimi asıp içeri girdiğimde herkes salondaydı. Yani, herkes.Cem buradaydı. Gülnur ile birlikte.
Eski en yakın arkadaşlarım evimde ne arıyorlardı? Arkadaşlık bittikten sonra görüşülmemesi gerektiğini sanıyordum.
"Ne oldu, parti mi var? Dedim ve babam tarafından sıkı takmaya zorlandığım kıravatı gevşettim.
Herkes sinirle bana bakıyordu. Gergindim ve çaktırmamayı planlıyordum. Cem beni ispiyonlamış olabilir miydi?
Annem lafa girdi."Cem bize birşeyler anlattı Sena. Hoş olmayan şeyler."
Olabilirmiş.
"Neyden bahsetti Allah aşkına?"
"Aile miraslarını nasıl yok ettiğinden?!" Diyerek oturduğu yerden öne atıldı Deniz.
"Ne mirasıymış bu?" Dedim. Kollarımı kavuşturarak. Hala oturmamıştım çünkü yer yoktu. Resmen salonuma kurulmuşlardı görmemişler.
"Bir de masum numarası yapıyor. Kime güvendin kızım sen? Abim bırakmıştı onu bana. Abimin olduğunu bilen iki kişidensin. Öbürü annem zaten! Yanına bırakacağımı mı düşündün? Benim... Benim aklım almıyor ne hakla ya?!" Dedi Cem çıldırmış gibi. Umarım annemler hakkımda kötü düşünmezlerdi.
Aynen kanka 3. Ayından müthiş bir izlenim bıraktın zaten. Pamuk prenses sanıyorlar seni.
"Neyden bahsettiğini bile bilmiyorum Cem?" Dedim. Allah'ım çok konuşmadığımızın Farkındayım ama lütfen duamı kabul et de bana inansınlar.
Ordan bakınca bayağı inanmışlar gibi duruyor.
"Tamam Cem biz gerekeni yapacağız. O gitarın manevi değerini karşılayamayız belki ama... Elimizden geleni yapacağımızdan şüphen olmasın lütfen." Dedi babam.
Hala babam mısın acaba bey baba?
Meğer Gülnuru da şahit diye getirmiş. Bunlar ne ara işbirlikçi oldular emin değilim. O gece onun evinde olmadığımı falan söylemiş. Sanki mahkemedeyiz. Havalara bak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEFTERIA
ChickLitElefteria kelimesi Yunancada özgürlük anlamına gelir. Aile kitabı, klasik olanından. Ya da olmayanından.