14

4.6K 340 8
                                    

“Ya Özkan sana ne benim aldığım elbiselerden?”

“Yavrum sen elbise almıyorsun ki, sen toz bezi alıyorsun. Dolandırılmaman için uğraşıyorum işte.”

Annem babama cevap verdiğinde kahvaltı sofrasındaki herkes gülüyordu.

“Sen hiç merak etme Özkan efendi. Ben dolandırılsam da kendi paramla dolandırılıyorum sana giren çıkan yok yani.”

“Aramızda senin benim mi var hayatım?” Dedi babam gülümseyerek.

“Babamdan bir U dönüşü! Pes etmenizin sebebi nedir Özkan Kozcuoğlu?”

Babam Poyrazın ona uzattığı yumruğa doğru konuştu sanki röportaj veriyormuşçasına.

“Ee şöyle ki kadınlarımız çiçeklerimizdir. Bu nedenle onun morali bozulsun istemedim.”

Annem Poyrazın yumruğunu kendi önüne alarak eğildi. “Özkan koltuğun yolunu gördüğü için bir R yaptı bu bir. Çiçek de senin babandır bu da iki.”

“Of! Özkan ben bu lafın altında kalmazdım.”  Kenan’ın konuşmasıyla Özkan kaşlarını kaldırdı ve ona baktı. Öyle korkutucu bakıyordu ki olduğum yere sindim.

“Özkan senin babandır it! Baba diyeceksin!”

“Kim babama gerçeği söylemek ister?” dedim zeytini ağzıma götürürken.

Deniz konuştu bu kez. “Hanımlar beyler moralinizi bozmak istemem ama ananemler bu akşam burada. Dün haber vermemi istediler.” Herkes derin bir nefes verdi bıkmışçasına. Peri ve annesinin arası bozuktu. Annesi Feriha, evlenmeden çocuk yaptığı ve evden kaçtığı için onu evlatlıktan reddetmişti namusunu kirlettiğini söyleyerek. Arada bir de torunlarını görmeye gelirmiş.

“Peki, onlar hakkında bilmem gereken her şeyi dökülün bakalım.” Derken pişman olacağımı bilmiyordum. Neredeyse üç saat boyunca bütün sülalelerini anlatmışlardı.

“O cadı sana laf ederse altta kalma olur mu yavrum. Saygı duyman gereken biri değil.” Dedi Peri. Şeytanice kahkaha attım.

“Bunu bilmem iyi oldu.” Dedim ve kahvaltımı yapmaya devam ettim. Buraya geldiğimde kilo almıştım resmen. Üvey ailemle karşılaşmamak için yemek bile yemezdim o evde. Annem ilk başta beni erkeklere güzel görünmek için yemek yememekle suçlamıştı. Ben de ona ağzının payını vermiştim. Bizim de bir havamız var sonuçta.

Tm.

“Akşam kaçta burada olurlar? Hazırlık yapmalıyız değil mi?” dedim gülümseyerek.

Hazırlıktan kastı da kadının ona sokabileceği lafları düşünüp cevap bulmak.

Ne yani, bunu herkes yapmıyor mu zaten?

“7’de gelmişti geçen sene.” Deniz cevap verdi. Sana mı sorduk?

“Ok.” Dedim sadece ve göz devirdim. O da devirdi.

Brother-sister uyumu <3

Ağzını yüzünü büzerek beni taklit etti.

“En azından beni taklit ettiğinde insana dönüyorsun.” Dedim.

“Sen hiç olamamışsın çakma Barbie.”

“2-C sınıfından Deniz 3 kelimeden fazla kelimesi olan bir cümleyi anladı! Bunu kutlamamız gerek!” dedim sahte bir coşkuyla. Diğer herkes atışmalarımızdan bıktığı için normal sohbetlerine devam ediyorlardı.

“Üstelik her sarışın mavi gözlü olan Barbie olmuyor. Sen de Ken ol o zaman. Sen de sarışın mavi gözlüsün.”

“Sizin kavalyeniz olmaktan onur duyarım prensesim.”

ELEFTERIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin