Masadaki ses kirliliğini sadece susarak dinliyordum. Kimse teker teker konuşmuyor hepsi hep bir ağızdan dertlerini anlatmaya çalışıyordu.
Daha fazla bu gürültüye katlanamayacağımı anladığımda söze girmeye karar verdim.
"Herkes bir sussun." Sözlerini bitirip bana döndüklerinde gülümsedim.
"Bu şekilde kimsenin kimseyi anladığını düşünmüyorum o yüzden teker teker konuşalım."
Jeongin tam söze atılacaktı ki işaret parmağımı kaldırarak onu susturdum.
"Anladığım kadarıyla insanlar da vampirler de bu dünyada rahat yaşamak istiyorlar. İnsanların sorunu vampirlerin onlara zarar vermelerinden korkmaları, vampirlerin sorunuysa özgür bir şekilde kendi benlikleriyle yaşayamamaları. Doğru mudur?"
Herkes onayladığında sözüme devam ettim.
"Şimdi asıl düşünmemiz gereken iki tarafın da birbirine zarar vermeden nasıl aynı ortamda yaşayacakları. Aynı zamanda tüm insanlar ve vampirleri nasıl kontrol altına alacağımız sorunu da var tabi."
Masada bir süre sessizlik oldu ama sonrasında Seungmin sessizliği bozdu.
"Anlattığınız kadarıyla soylu ve soylu olmayan vampirler diye ayrımlar var. Soylu vampirler olduğunuza göre vampirlerle sözlerinizi dinletebileceğinizi düşünüyorum."
Hyunjin olumlu anlamda başını salladı ama hala bir şey düşünür gibi dalgın bir şekilde masaya bakıyordu. Onun yerine söze Minho atladı.
"Sorun soylu olmayan vampirler değil. Asıl sorun soylu vampirler. Eminim bir çoğu dünyaya hüküm sürmek isteyecektir."
İnsanları kontrol altına almak zordu ama vampirler kadar değildi. Üstünlüğün onlarda olduğunu düşündükleri için daha fazla üstünlük kurmak isteyeceklerdi. Ellerinde bu şans varken kaçırmak asla istemezlerdi.
"Ortak nasıl yaşayacağımızı bulursak gerisini bir şekilde hallederiz."
Derin bir nefes alıp masanın üzerinde duran sigara paketimi aldım ve dışarıya çıktım. Bu ortam beni fazlasıyla germişti.
Benim evimin bulunduğu mahalle kadar büyük olan bahçeye çıkıp tahtadan yapılmış bir banka oturdum ve sigara paketinden bir sigara çıkartıp dudaklarımın arasına yerleştirdim.
Cebimden çakmağımı çıkartıp sigarayı yaktım ve dumanın ciğerlerime ulaşmasına izin verdim.
Ne hale düşmüştük biz böyle? Eski sıradan hayatımı o kadar özlüyordum ki... İş çıkışı yorgun bir şekilde eve gelip koltukta uyuyakalışım, çocuklarla eğlendiğimiz zamanlar... Artık hepsi bir lüksmüş gibi geliyordu.
Evimi çok özlemiştim. Bütün bu olanlar bitsin ve evimde güzel bir uyku çekeyim istiyordum.
Parmaklarımın arasında tuttuğum sigaradan bir duman daha çekip üflediğimde yanıma aniden birinin oturmasıyla irkildim.
"Korkuttum mu?"
Yüzüme gülümseyerek bakan Hyunjine tebessüm edip başımı olumsuz anlamda salladım.
Sigaranın son dumanını da içime çekip külü bankın kenarına bastırarak söndürdüm ve izmariti yan taraftaki çöp kutusuna atıp geri oturdum.
"Bunaldın öyle değil mi?"
Sanki içimi okumuş gibi sormuştu bu soruyu.
"Çok fazla. Eski sıradan hayatımı özlüyorum."
"Merak etme bunun için uğraşacağım."
Gözlerimi Hyunjinin yüzüne sabitlediğimde o da başını bana çevirip gözlerime baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood ties of spirits | Hyunlix
FantasyKanın tadı güzeldi, özellikle kokusunda aşk varsa.