"UNO"
Seungminin uno diye bağırıp kartı havaya kaldırmasıyla Jisung gözlerini devirdi.
"Hile yapıyorsun amına koyayım."
Seungminin dil çıkarmasıyla ellerimi dizime vurarak gülmeye başladım. Biraz sonra ezileceğinden haberi yoktu.
Elimdeki kartı yere koyup hain bakışlarımı Seungmine gönderdim.
"Dört kart çek."
Seungmin büyüttüğü gözleriyle bir bana bir de yere attığım jokere bakıyordu.
"HAKSIZLIK BU."
Kendimden emin bir bakış atıp sıranın bana gelmesini bekledim. Bir tur daha döndükten sonra elimdeki son kartı da atıp oyunu bitirdim.
"Ben kazanıyordum Felix haksızlık yaptı."
"Bu oyun böyle oynanır canım."
Seungmin göz devirince kıkırdayıp yatağa uzandım. Benimle birlikte diğerleri de aynı şekilde uzandı.
"Sizce bu olayların altında yatan şey ne?"
Jeongin'in ani yönelttiği soruyla derin bir iç çektim. Keşke bilseydik. Ama bana çok garip geliyordu. Tüm insanlığın bir araya gelip çözemediği şey ne olabilirdi?
"Realistliği bir kenara bırakın."
Jisung düşünceli bir tavırla bunu söylediğinde yavaşça doğrulup ona baktım.
"Nasıl yani?"
"İşte gerçekçiliği bir kenara bırakın. Şu an fantastik bir kitabın içinde olsaydık eğer bunu yapan kim olurdu?"
Seungmin kıkırdayıp Jisung'a döndü.
"Kızgın uzaylıların dünyayı ele geçirmeye ve tüm insanlığı yok etmeye çalıştığını düşünürdüm."
Böyle düşününce gerçekten çok saçma gelmişti.
Kahkaha atıp yatağa geri uzandım.
"Sanırım gerçekten insan olan katillerle karşı karşıyayız."
Bir süre sessiz bir şekilde tavanı izledikten sonra sessizliği Seungmin bozdu.
"Ben artık odama gideyim."
Başımı sallayıp el salladığımda hepimize iyi geceler diyip odadan çıktı.
Seungmin
Odadan gülümseyen yüzümle çıktıktan sonra kendi odama doğru adımlamaya başladım. Onlarla iyi ki karşılaşmıştım yoksa burada tek başıma kafayı yiyebilirdim.
Odanın önüne geldiğimde cebimdeki anahtarı çıkartıp kapıyı açtım ve içeri girdim. Ardımdan kapıyı kapattıktan sonra ışıkları yakıp etraftaki dağınıklığa göz gezdirdim.
Sürekli meşgul olduğum için hiçbir zaman düzenli bir odam olmamıştı. Buna alışmıştım diyebiliriz.
Dişlerimi fırçalayıp bir an önce uyumak istiyordum. Saat daha çok geç değildi ama yorgun hissediyordum.
Adımlarımı banyoya yönlendirip kapıyı açtım. Dolaptan diş macunuyla diş fırçamı çıkartmıştım ama gördüğüm manzara hiç hoşuma gitmemişti.
Macun bitmiş.
Asla dişlerimi fırçalamadan uyuyamazdım bu en büyük takıntılarımdan biriydi.
Boş macunu bir kenara fırlatıp hızlıca odaya geçtim ve dolaptan montumu alıp üzerime geçirdim. Neyse ki market uzakta değildi.
Hızlıca pansiyondan çıkıp fazlasıyla soğumuş olan havada markete doğru yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood ties of spirits | Hyunlix
FantasiKanın tadı güzeldi, özellikle kokusunda aşk varsa.