17.Bölüm: Final

35 9 2
                                    

Evet şuan ne desem bilemedim ahajdkash

Bu kitaba ilk başladığımda çok heyecanlıydım. Gerçekten gereksiz bir heyecan ve stres vardı içimde başladığım zaman. O heyecanımı ve stresimi yenerek buralara geldim. Şuan şokta olanınız var biliyorum. Bende şoktayım. Ben bu kitabı bir arkadaşımın isteği üzerine yazmıştım. Şuan oda final olduğunu bilmiyor onada sürpriz olacak. Lafı çok uzatmadan şunu demek istiyorum. Bu bir veda değil. Olmayacakta. Ben her zaman buradayım yeni kitaplar yazacağım aklımda birçok kurgu var. İnşallah ölmezsem onlarıda birlikte okuyabileceğiz. Bu kitabımın yeri hep ayrı olacak. Belki en hareketli kitabım bu. Bu kitabı yazarken bana hep destek oldunuz. Bunun için size çok teşekkür ederim. İyiki benimle oldunuz.

Son kez iyi okumalar hepinize :)

Küçük yıldız nerede olduğunu ormandakiler kadar kendide bilmiyordu. Kendisini boş bir arazide bulmuştu. Etraf karanlık ve nasıl geldiğini buraya anlamamıştı. Şuan orman kralının yanında olması gerekirken başka bir yerdeydi. Hemde hiç bilmediği, hiç buraya gelmediği bir yerde. Abisinin ölümüne sebep olacağından bile haberi yoktu. Ne yapmalıydı bu Küçük yıldız?

Ben yezda. Yine olduğu gibi bir çıkmazın içindeydim. Beni kimse sevmedi. Hiç kimse görmedi. O dışında. Abim..

Abim gittiğinde ben 12 yaşındaydım. Şimdi ise 24 yaşında. Zaman geçti. Abim gitti ve ben kaldım. Şuan dört duvar arasında sıkışıp kalmıştım. Kaçamıyor, her gece deliriyordum. Abimin ruhu peşimi bırakmıyor ve her gece yanıma uğruyordu. Ben yezda, size şunu söyleyebilirim ki bir deli ile konuştuğunuzu bilmenizi isterim. Delirmek kolay değildir. Bende çok çabuk delirmedim.

Birçok insan yanıma geliyordu. Kimisi kolumdaki saçma sapan serumu yeniliyordu. Kimisi benim durumuma bakıyordu. Bense hiç birini umursamıyordum. Umursamak istemiyordum. Daha öncede dediğim gibi "Umursamak için önce umursanmak gerekir." Yine diyorum. Her zamanda diyeceğim.

"Durumu iyi gibi. Bir müddet daha bizimle kalması gerekecek." Diye başımda konuşan doktor ile gözlerimi devirdim.

"Ben deliyim anladın mı? Ben iyi değilim ve iyi olmakta istemiyorum." Diye bağırdım. Doktor anlayışla başını salladı. Muhtemelen travma geçirdiğim için üzerimde fazla durmuyordu.

"Yezda, bak sen gibi olup iyileşmek isteyen birçok hastam var. Aralarından tek sen istemiyorsun iyi olmayı. Neden istemiyorsun, seni bu duruma iten düşünce ne?" Dedi benimle ilk kez böyle bir konuşma yaparak. Nedenini birçok kişi merak ediyordu. Biliyorum şuan sizde merak ediyorsunuz.

"Abim. Onun hayali bana iyi geliyor. Eğer iyileşirsem onuda kaybederim doktor. Lütfen bırakın Abim bende kalsın." Doktor merhametle yüzüme bakarken elindeki kağıda bir şeyler yazmaya başladı. Muhtemelen psikoloğum istemişti. Ben istemiyordum iyileşmeyi. Bana iyi gelen şey abimdi. Hayalde olsa.

"Yezdacım bak, altı yıldır tedavi görüyorsun. Bu altı yıl boyunca abin geceleri seni ziyarete geliyor. Sen hayal gördüğünü düşünüyorsun ancak abini gerçekten görüyorsun. Abin ölmedi sadece yaralandı." Dedi bana inandırmaya çalışarak. Abim ölmüştü ve beni kandırıyorlardı.

"Yalan söylüyorsunuz. Hep aynı yalanı önüme sunuyorsunuz. Abim öldü anladın mı, o öldü. Burada değil ve her gece gelen kişide abimin hayali. O gerçek değil!" Diye bağırdım tüm sesimle. Nefes alamıyordum. Kalbim yerinden çıkmış gibi atmıyordu. Ölüyordum belkide. Abimin yanına gidiyordum.

"Yezda, yezda sakin ol lütfen bak korkuyorum sakin ol." Diye ufak bir kız sesi duymamla bilincim geri yerine gelmişti. Yavaş yavaş nemli gözlerimi açtım. Ancak önümü görmekte zorluk çekiyordum.

Benim Küçük dünyam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin