12' İnanç sisteminin içten darbe alması

2.8K 453 135
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

Jeon Jungkook'un kime inanacağına dair tek bir düşüncesi ya da hissi yoktu, herkesin sözleri kafasında dolanıyor fakat bir sonuca varamıyordu. Bulutların üzerinden beton zemine çakılmış, parçaları her bir yana dağılmıştı.

Babası ile yaptığı konuşma bir sonuca varamamıştı zihninde, onun söylediklerinde tek bir tutarsızlık olmamasına rağmen ona dair yüreğinde bir sarsıntı yaşamıştı bir kez. "Min Yoongi benim neden bir Omega ile evlendirileceğim konusunda bu kadar net?" diye sordu Jungkook, tüm sorularına cevap alamazsa delirecek gibi hissediyordu. "Herkes öyle sanıyor, Jungkook. Biz ailemizi kasabadaki Beta ailelerden uzak tuttuk, onların eline bulaşan kan, bizim elimize bulaşmasın istedik.  Seni korumak istedim, aile adımızın saygınlığını kullanmak isteyen, enstitüdeki konumumuzu kullanmak isteyenlere karşı bir önlem." Taehyung ona biraz daha yaklaşırken aklı karıştı bir an, onun feromonlarını aldı belli belirsiz. Onu tamamen gardenyalardan uzak solumak istiyordu bir kez.

Anlattıklarının aklına yatmayan bir yanı yoktu, babası haklıydı. Betalardan nefret ediyordu, Omega ile ya da varlığını öğrendiği bir Alfa ile evlenmek, onun da tercih edeceği bir seçenek olurdu. Kendisi de güçlü olduğu için doğan bebeğin Alfa olma ihtimali de yüksekti. "Yoongi ailesinden duyduklarıyla büyüdü, sen de bizden. Kime inanmak istersen, tercih senin ama seni seviyorum, Jungkook. Sen benim oğlumsun. Seni korumak için her şeyi yaparım." dedi babası, "Enstitüdeki konumum dedin, sadece bitki bilimcisi değil misin?" diye sordu elinde olmadan, o sözcükler yeniden kafasında belirdi.

"Hayır, enstitüyü kuran büyükbabandı, Alfaları saklamak için iyi bir yol olduğunu düşündü. Enstitütü söylenenleri yapıyor. Bitkileri inceliyor, onların yararlarını kullanıyor, ilaçlar yapıyor ama asıl kuruluş amacı, bu değil."

Jungkook ailesinin sakin olduğunu düşünürdü, babası basit bir bitki bilimci, annesi hemşireydi. Büyükbabası ormanın içindeki bir kulübede yaşıyordu. Enstitü ailesine benziyordu. Dışarıdan görünümü basitti, insanlara vadettiği belliydi ama içi farklıydı. Gizledikleri vardı Jeon ailesi gibi... "Jungkook o enstitüde neler olduğunu kimseye söyleyemezsin. Ailemizin Alfalara yardım ettiğini de... Kim Taehyung'u biliyorlar ama tek bir kişiyle kalmalı, fazlasını öğrenmemeliler." Jungkook onu onayladı, kendisinin de benzer bir istek içinde olduğu söylenemezdi. Kim Taehyung tüm konuşmaları sessiz bir şekilde dinlemişti. Ona sormak istiyordu, ne düşünüyordu? Haklı olan kimdi? Jungkook hiçbir şeyi analiz edemiyordu. Aklı durmuştu. "Yağmur durmuş, ben eve gideyim." dedi babası, ayağa kalktığında ona bakmadan edemedi. Yorgun görünümü içini yaralıyordu.

Eve gelmesiyle ilgili konuşmadı ona, biraz zaman tanıyordu belki de. Taehyung arkasına yaslanarak varlığını belli etti babası evden çıktığında. "Ne düşünüyorsun?" diye sordu Jungkook ona dönerek, dalgın görünüyordu. "Babanın sözlerine güvendim, bilmiyorum. Seni çok rahat bir şekilde bir Alfa'ya yaklaştırabilirdi ve sen de itiraz etmezdin. Min Yoongi senin aklını karıştırmak istiyor olmasın?" diye sordu, Jungkook tüm bedenini ona döndürdü ve başını koltuğa yasladı. "Bilmiyorum, iyi biri gibi duruyor." Taehyung onun saçlarını okşadı. Islanmış olmalarına rağmen yumuşacıktı. "Onun da aklını karıştırıyorlardır belki. Min Yoongi ya da babası iyi insanlar olabilirler ama büyükbabasının iyi biri olmadığı kesin. Sen nasıl kendi büyükbabanın öğretileriyle büyüdüysen, o da farklı öğretilerle büyütülmüş olabilir." Taehyung haklıydı, onların nesli bir karmaşanın içine doğmuş ve ortaya bırakılmıştı.

yıldızları yakalamak' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin