Sessizliğin korkutucu bir yanı olduğunu düşünmüştü. Günler birbiri ardına geçip gidiyordu, hayat normale dönmüş sayılırdı. Betalar sessizlik içinde durumu kabullenmiş görünüyordu ama huzursuzluk bir türlü peşini bırakmıyordu. Pencere kenarına tünediği öğleden sonrada güneşin dağın gerisinde batışını izliyordu. Taehyung ailesini ziyaret etmek için kasaba dışındaydı. Jiae babası ile bahçedeki küçük seralarındaydı. Annesi mutfakta yemek hazırlıyor olmalıydı. Dingin bir öğleden sonraydı ve huzursuzluk midesini bulandırıyordu.
Min Yoongi'yi sokağın köşesinde gördüğünde pencere kenarından ayrıldı. Kuzeni evin zili çaldı. Merdivenleri hızla inerken mutfaktan çıkan annesinin tuhaf bakışlarıyla karşılaştı. "Bir şey mi oldu?" diye sordu telaşla, ona bir sorun olmadığını söyledi. Askılıktan ceketini aldı ve kapıyı açtı. "Eve girmeden önce biraz konuşalım mı?" Min Yoongi bu ani atağı beklemediği için şaşkındı, sorun olmadığını söyledi. Kasaba meydanına çıkan sokağın sol tarafı yerine ormana çıkan sağa yöneldi Jungkook. Kuzeni onun aklından geçenleri anlamaya çabalıyor gibiydi. Gözlerini arada onun üzerine dikiyor, geri çekiyordu.
"Her şeyin böylesine sorunsuz ilerlemesi sana da tuhaf gelmiyor mu?"
Patikadan içeri girdikleri anda sormuş olduğu soru kuzeninin yolun ortasında durmasına neden oldu. "Betalar böylesine sessiz bir şekilde kaderlerini kabul mü edecekler?" diye sordu bu kez, bir Beta olarak onun düşüncelerini merak ediyordu. "Sanmıyorum, sessizliğin içine gizlenmiş bir fırtına bekliyorum." Yoongi'nin sözleri onun içini rahatlatmaya yetmemişti. "Sence ne olacak?" diye sordu, bir ağaç kütüğüne tünedi ve gözlerini ayakta olan bedene dikti. "Hiçbir fikrim yok. Tek tahminim Betaların böylesine çabuk pes etmeyeceği. Bir süre sessiz kalacak, doğru zamanı bekleyecekler. Ben yüzyılın savaşının kapıda olduğunu düşünüyorum." dedi Yoongi, genç Omega korku dolu gözlerle ona baktı.
"Savaş bizim aramızda olmayacak, Jungkook. İlahi güçler birbiri ile çetin bir mücadeleye girecekler. Her biri taraf seçecek ve onun için savaşacak."
Her kelime onu biraz daha korkuya yaklaştırırken ne demesi gerektiğini bilmiyordu. "Yüzyıllardır görünmeyen İlahi güçlerin kendini göstereceğini mi düşünüyorsun?" diye sormadan edemedi, Yoongi ona gülümsedi. "Düşünmüyorum, biliyorum. Alfaların geri gelişi basit değildi. Onları saklayan sadece açılmış bitki bilim enstitüleri, gardenyalar değildi. Betaların zihinleri sanki onların varlıkları bilinmesin diye uyuşturulmuştu. Ben İlahi güçlerin uzun zamandır görünmediği konusunda sana katılmıyorum." Yoongi'nin konuşmasını dinlerken ne diyeceğini bilemez hissediyordu. "Büyükbabam basit biri değil. Bir İlahi Kurt ve Alfa'nın birleşiminden. Biz basit değiliz. Kanımızda o güç var. Ben Alfa kokusunu senin üzerinden alabilirken yanımdaki Betalar nasıl anlamadı? Biz normal kurt değiliz, damarlarımızda o güç akıyor." diye devam etti Yoongi, büyükbabasının ortalıktan kaybolma nedeni de bu olabilir miydi?
Aklı hiç beklemediği kadar karışırken ne yapacağını bilemez hissediyordu. Her şey birbirine girmişti. "Alfaları hissetmedikleri gibi şu anda da olan bitenin farkında değiller." dedi Jungkook, kuzeni onu onayladı. Ona nasıl emin olduğunu sordu. "Seni cam fanusta mı büyüttüler? Gözlerini aç ve etrafına bak. Herkes sanki Alfalar hayatımızdan hiç gitmemiş gibi yaşıyorlar. Her zaman bizimle beraberlermiş gibi..." dedi Yoongi, sesindeki siteme verecek bir cevabı yoktu. "Savaş çok yakında olacak. İlk hangi güç başlatır bilemiyorum ama hepimizin sakınması gerek." diyerek sözlerini noktaladı Yoongi, küçük kuzeninin aklını yerle bir etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yıldızları yakalamak' taekook
Fiksi Penggemar•Omegaverse• Jeon Jungkook hayatında ilk defa bir Alfa'nın feromonlarının tadına baktığında kendini kontrol edebileceğini sanmıyordu.