Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
billie ellish, i love you
-
Bir karar vermesi gerektiğinin bilincinde, babasının kapısının önünde dikiliyordu. Eli kapıyı açmak için kalkmıyordu, zihni bariz bir düşüncenin esiri içindeydi. Beyaz önlük giymiş insanlar koridorda gezip duruyordu. Min Ailesi tarafından yapılan ziyaretin hoş karşılanmadığı ortadaydı. Eli kapının kulpuna gitti, yavaş ve dikkatli bir şekilde araladı. Babası beyaz önlük içinde, masanın başında duruyor ve cam vazo içerisindeki bir bitkiyi inceliyordu. Kapının açıldığının farkında değil gibi duruyordu. "Merhaba." dedi Jungkook, Jeon Sanghyuk bakışlarını bitkiden çekerek kapıda dikilmekte olan oğluna baktı.
Jungkook enstitünün verdiği havayı sevdiğini inkâr edemezdi. Beyaz önlükler, uzun seralar, birbirine karışan bitki kokuları. Kurtların feromonları. Kendini eski bir diyarın içinde atılmış hissediyordu. "Baba..." dedu Jungkook, ona konuyu nasıl açacağını bilmiyordu. Jeon Sanghyuk gözlerini onun üzerine dikmiş, sözlerine devam etmesini bekliyordu. Bakışlarında yoğun bir şefkat ve beklemti vardı. "Enstitüde çalışabilmek için nasıl bir yeterlilik aranıyor?" diye sordu Jungkook, sonunda sesler birleşmiş, harflere ve kelimelere dönüşebilmişti. Kim Taehyung'un yanında olmak istiyordu. Onun yalnızlığını paylaşmak, ona sarılmak, Kim Taehyung için burada olacağını haykırmak istiyordu. Babasının yüzündeki gülümsemenin anlamını biliyordu, Jeon Sanghyuk da oğlunun kim için burada olmak istediğini görebilecek yeterlilikte biriydi.
"Enstitü için seçilecek kişilerin Biyoloji ya da Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümlerinden mezun olmuş olman gerekiyor, Jungkook."
Üniversiteye gitme konusunu her zaman ertelemişti. Mezuniyetin hemen sonrasında bir okul yaşamını daha istememişti ama şimdi... Babasına sorun olmadığını dile getirdi. "Bir Jeon olarak seni buraya kabul edebiliriz. Bitki Bilim Enstitüsü'nü kuran kişi senin büyükbaban. Benim kadar senin de burasa bulunma hakkın var. Üniversite için bu iki bölümden birini okuyarak yerini sağlamlaştırabilirsin ama şu an sadece lise mezunu olduğun için basit sekreterlik işi için alabiliriz." Jeon Sanghyuk'un sözleri biraz olsun içini rahatlatmıştı. "Jungkook, insanların, kurtların, bitkilerin ve hayvanların o eşsiz doğasına girdiğinde çok hoşuna gideceğini biliyorum. Doğum ve ölümleri arasındaki o yaşamın ahengi, tüm o biyolojik sistemin bir bütün halinde işlemesi, o tekerin dönüşünü seveceğini bilecek kadar iyi tanıyorum seni. Hangi alana yönelirsen yönel, hoşuna gidecek." dedi babası, Jungkook kabul etti. Enstitü sınırları içinde olduğu sürece her şeyi kabul edebilir duruyordu.
Enstitü şu an Kang Sung adında bir adam tarafından yönetiliyordu. Büyükbabası tarafından seçilmişti ve neredeyse altmış yaşının sonlarındaydı. Babası ile iyi bir ilişki içerisindeydi. "Sung amca." dedi babası odaya girdiklerinde, babasının odasının aksine geniş ve ferah bir odadaydı. Bir şirketin üst katındaki yönetici odası izlenimi veriyordu. Çocuk yaşlarında Sung Amca denen bu adamı evlerinde ya da büyükbabasının kulübesinde gördüğünü hatırlıyordu. "Hoş geldiniz. Jungkook, ne kadar büyümüşsün." derken yüzünde bir gülümseme vardı, Jungkook saygısını belli etmek için doksan derece eğildi. "Jungkook enstitüde çalışmak istiyor. Şu an için bir diploması yok ama basit bir iş bile olsa yanımda olmak istiyor." dedi Jeon Sanghyuk, olaya Kim Taehyung'u ve onun yanında olma isteğini dahil etmemesi içini rahatlatmıştı.
