6. Bölüm

152 21 122
                                    

Yunho Seonghwa'nın elini tuttu.

"Bundan sonra ne pahasına olursa olsun seni koruyacağım Park Seonghwa. Aynı şeyleri tekrar yaşamayacaksın"

Yunho ani gelen gaz ile Seonghwa'nın elini sımsıkı tuttuğunu farketti. Fark eder farketmez elini geri çekti ve bakışlarını diğer tarafa çevirdi. Başını çevirince gördüğü ilk şey cama yapışmış olan woosan'ın içeriyi dikkatlice izlemesiydi.

Yunho kapıların kilidini açar açmaz Wooyoung kapıyı açtı.

"Neler oluyor burda çocuklar? Neden el eleydiniz ve kapılar kilitliydi?"

Sorusunu muzip bir gülümseme ile sormuştu. Seonghwa ve Yunho yanlış anlaşıldıklarını düşündü. Seonghwa telaşla açıklama gereği duydu.

"Yok bir şey Wooyoung sadece konuşuyorduk"

Olayları onlara anlatmak istemeyip konuyu direkt kapatmayı seçti. Tatsızlık çıksın istemiyordu.

"Hmm peki"

Wooyoung San'a imalı bakışlar atınca Yunho Wooyoung'un koluna vurdu.

"Siz nerdeydiniz?"

Woo ve San arka koltuğa geçtiler.

"Öylesine dolanıyorduk sonra sizin yanınıza gelmek istedik ama sizi bulamadık. Arabada olabileceğinizi düşünüp buraya geldik."

Yunho San'ın elindeki poşeti fark etti.

"O ne? Sadece onu mu aldınız?"

San gerginlikle poşeti arkasına sakladı.

"Ah.. şey.. yok bir şey önemli değil"


Fesat düşünmeye gerek yok değil mi ehehe. Yunho kurcalamayıp önüne döndü ve arabayı sürmeye devam etti. Arabayı sürerken arada bir gözleri Seonghwa'ya kayıyordu. Seonghwa'nın ona hala sinirli olduğu apaçık belliydi ve zaten haklıydı da. Seonghwa'ya her bakışında, her yüzündeki hüznü görüşünde kendine lanetler okudu. Onun bu sessiz tavırları Yunho'yu daha da delirtiyordu. En azından vursa, küfür etse daha iyiydi. Ve onu hemen öylece affetmesi gerçek bir afmış gibi gözükmüyordu. Neden bu kadar kafaya taktığını bilmiyordu ama kendini gerçekten affettirmesi gerektiği konusunda emindi.

Yol devam ederken Wooyoung Yunho'ya, San ile kendisini evlerine bırakması için rica etti. Evin önüne geldiklerinde San yol boyunca tuttuğu poşet ile arabadan indi. Wooyoung'da ardından iner inmez San Wooyoung'ı belinden çekip eve sürükledi. Yunho kafasını sallayıp bir sırıtış attı.


Arabanın içindeki ölüm sessizliği Yunho'nun bütün vücudunu geriyordu. Yol neden bitmek bilmiyordu? Ne zamandan beri bu kadar uzundu? Wooyoung ve San sayesinde oluşan gürültü onlar indikten sonra yerini koca bir sessizliğe bırakmıştı. Seonghwa en son ki olaydan sonra Yunho'yla bir daha konuşmamıştı. Konuşmayı geç kafasını çevirip bakmamıştı.


Sonunda evin önüne geldiklerinde Yunho arabanın içindeyken tuttuğu nefesini sesli bir şekilde vermişti. Seonghwa ruh gibi hareket ediyordu. Yüzünde hiç bir mimik olmadan, oysaki o mimiksiz suratı tonlarca acıyı anlatıyordu. Kendisi sessiz olsa da içinde attığı çığlıklar kulak deliciydi.  Kapının önüne gelince Yunho'nun kapıyı açmasını bekledi. Kapı açılır açılmaz içeri girdi ve kaldığı odasına çekildi.


Yunho şu an berbat hissediyordu. Onun gibi birine nasıl öyle bir şey söyleyebilirdi. En iyisi şimdi uyumak ve yarın sabah her şeyi çözmekti. Evet evet öyle yapacaktı. Üstünü değiştirdikten sonra kendini kanepeye bıraktı ve gözlerini yavaşça kapadı...















 KAHRAMANIM ✧yunhwa✧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin