papercut, steddie

end and

Ve bitmişti. Lanet bitmişti. Upside Down'a ait her şey Hawkins'ten -umarim ki sonsuza dek gitmişti. Bize çok zarar verip ve bizden çok şey almıştı. Ölen insanların yanı sıra her şeyin farkında olanlar mental olarak çökmüştü. Ama biz ayakta durmayı başarmıştık ve hayatlarımıza bir şekilde devam ediyorduk.

Son olaylardan sonra Max kendine gelmeye başlamıştı. Ama nerdeyse tüm kemikleri kırıktı. Doktorlar tarafından görme duyusunu yitireceği söz konusu olmuştu. Ama Vecna öldüğü ve lanetinin bittiği gün Max'in gözleri açılmıştı. Doktorlar nasıl olduğuna bilimsel olarak açıklık getirmeye çalışmışlardı.

Kırık kemikleri yüzünden hala yatakta hayatını geçiren Max'in yanından ayrılmayan ve ayrılmaya niyeti olmayan Lucas vardı. Küçük aşıklar. Max'in yanından bir saniye bile ayrılmamıştı. Her gün çıkacakları datei aklında canlandırmış, Max uyanana kadar buna tutunmuştu.

Max'in uyandığı gün cumartesi günüydü. Ve gelen cuma ayağa kalkması imkansızdı. Bebek bakıcıları olarak aşıklara bir sürpriz yapıp hastane odasında da olsa 'cuma günü sinema' olayını gerçekleştirmelerine yardımcı oldum. Henderson'la birlikte tabii ki.

Henderson o ise hayatına devam etti. Suzie ile iletişime geçmesi başlarda zor olsa bile sonradan başardılar. Çoğunlukla grubuyla DnD oynayarak vaktini bir şekilde geçirdi. Tabi bu gruba artık Will de katılmıştı. Erica ile vakit geçirmeye devam etmiş ve arkadaşlıklarını güçlendirmişlerdi. Çoğu zaman Lucas ve Dustin'den daha yakın oluyorlardı.

Hawkins güvenilir-hala şüpheliyim bir yere dönüşünce Joyce ve Jim çocuklarını alıp buraya taşındılar. Eleven güçlerini kullanmayı bırakmış, normal bir hayata dönmeyi tercih etmişti. Güçleri hala yerli yerindeydi. Kullanmayı öğrenmişti. Will ise resime yönelmiş ve oyunlar oynamaya devam etmişti. Byers ve Hopper kardeşlerin Mike'a duyduğu sevdaysa hala gayet ortadaydı. El ve Mike bir çift olarak devam ederken Will ikinci planda kalıyordu. Jonathan ve Nancy aşkı ise hala devam ediyordu.

Jonathan ile çok yakın olmasak bile muhabbetimiz oluyordu. Muhtemelen eski Steve olmamam yıldızımızı barıştırmıştı. Sanırım kırdığım fotoğraf makinesi yerine yenisini vermem de buna sebep olmuş olabilir.

Robin ve Vickie ise tatlı bir çift olmuşlardı. Tabii ki sadece bizim yanımızda. Robin'in bana açılması bile zor olmuştu. Arkadaşlarımıza açılmak onun kararıydı fakat yine onu zorlanmıştı. Çoğu anlamış olsa bile seksenli yıllarda homoseksüel olarak açılmak kolay değildi. Şükür ki bu durumu ters karşılayan olmadı.

Ve Eddie. Dustin, Eddie'nin öldüğünü söylediği gibi koşarak yanına gittik. Yaraları ağrıdı ama ölmemişti. Henderson, nabzını kontrol etmeyi atlamıştı. Upside Down'dan çıktığımız gibi benim evime götümüştük. Çünkü Eddie hala aranıyordu ve suçlu olarak. Yaralarını sardıktan sonra kendine gelene kadar benim evimdeydi. Dustin, Eddie'nin amcasına haber vermişti.

Eddie, yaraları iyileştikten sonra ise aklanmıştı. Ama etrafta çoğu kişi onu hala ucube olarak görüyordu. Ya da katil. Bunlar Eddie'nin eve kapanmasına neden olan şeylerdi. Eddie, iyileşen yaralarından sonra kaldığı yere dönme kararı almıştı. Fakat iki gün sonra onu gitarı ve eşyalarıyla kapımda buldum. İkimizde sesimizi çıkarmadık. Sadece bakıştık. Ben kapıyı daha fazla aralayıp içeri girmesini sağladım. Elinde olan eşyalardan alarak içeri bıraktım.