high

244 44 11
                                    

Sabahın erken saatleri yüzümde gezinen eller ile uyanmıştım. Bacak arasında saatlerce uyumuş olduğum oğlanın elleri olduğunu biliyordum. Bu ellere bir öpücük verdim. Suratımı karış karış yarayan eller istediğini almış gibi geri çekildi.

Göğsüne yaslanmış sırtımı çevirerek göğüslerimizi birleştirdim. İkimizde de ses yoktu. Huzurlu bir andı. İkimizde bunu bozmaya yeltenmiyorduk. Ses çıkarmıyor ve anın tadını yaşıyorduk. Gözlerimi yumup bekledim. Eddie'nin elleri saçlarımda, yüzümde gezintiye çıktı.

Bir şeyleri dile getirmek istedim. Tam şu an nefes aldığımı söylemek istedim. Tişörtünü üstünde duran penayı sevdiğimi söylemeyi fazla umut ettim. Gözlerini, ses tonunu, dudaklarını, dokunuşlarını; onu sevdiğimi söylemek için can attım. Ağzımı açtım. Geri kapattım.

Robin'in dedikleri aklımda döndü. Söyleyemediklerimi göstermeye calıştım. Kafamı boynuna gömdüm, derin bir nefes aldım. Sanki bunca yıl aldığım nefeslerin boşuna olduğunu gösterirmiş gibi bir nefes. Tişörtünden sızmış köprücüğünü öptüm. Gözlerimi ona diktim. Yıllarca söylenmiş şarkıların, şiirlerin on katı ağırlığında sözler söyledin gözlerimle. Kafamı göğsüne yasladım. Günlerce uyumadığım uykuları telafi etmeye çalıştım.

..

Yediğim waffle eşliğinde Eddie'nin konuşmasını dinliyordum. Yaşadığı zorbalıkları kahkaha atarak anlatıyordu.

"Hey, Harrington. Çok komik değil mi?"

Gülümsedim. "Güzel gülüyorsun." dedim. Başta ne dediğimi anlamadı. Konumuzla ne alakası var bakışı attı. Sonra gözlerini büyütüp bana dikti.

"Miden de bir kıpraşma hissediyor musun? Karıncalanma falan." Dedi gülerek.

"Neden ki?"

"Koca oğlan, aşık oluyorsun gibi geldi." Dediğine güldüm.

"Sana mı aşık olacağım?" Ayağa kalkıp yanağına bir öpücük kondurdum. "İmkanı yok, delirdin sanırım."

Kendini geriye atarak kalbini tuttu. "Bir an umutlanmıştım." diye bağırdı. Bir kaç kere daha öptükten sonra hazırlanmak için yukarı çıktım. Eddie de peşimden geldi.

"Robin dışında biri biliyor mu?" Bizden bahsettiğini anlayınca cevap verdim.

"Hayır. Ama bu durumdan rahatsız olduğumdan değil. Sana fikrini sormadan böyle bir şeyi yapmamın yanlış olduğundan. Eğer bilmeleri senin için sorun değilse benim için asla olmaz." dedim. Açıklamada bulunuyordum çünkü Eddie, eski Eddie değildi. Fazlaca dışlanmış, suçlanmış, tek kalmıştı.

"Seni bizimkilerden saklamak gibi bir amacım yok. Köşe bucakta sevişip sonra arkadaşmış gibi davranacak halim de yok, Eddie. Amacım ergenlik duygularımı tatmin etmek değil. Yıllar önce atlattım o olayı. Ben ne hissettiğini biliyorum." Sadece yüzüme bakınca düşüncelere daldığını anladım. "Seni de anlıyorum. Aklından şu an geçen düşüncelerin hepsini de tahmin edebiliyorum. Ve Munson hepsi yanlış. Senle görülmek beni kötü etkilemeyecek. Öyle olsa bile umrumda değil. Umrunda olan sensin."

Gözünden yaş akacakken hemen yakalayıp sildi. "Sorunum ne benim anlamıyorum. Düşüncelerime hakim olamıyorum. Sürekli böyleyim. Bu olaylardan sonra neden böyle oldum? Ne zaman bitecek bu?" Yatakta oturan bedenine sarıldım. Kulağına yaklaştım.

"Kolay şeyler yaşamadık, Munson. Hiç kolay şeyler yaşamadık. Normal olmayı bekleyemeyiz bile. Çünkü biz o alemden çoktan çıktık. İnan bana böyle olman doğal." Saçlarından öpüp onu dediklerime inandırmaya çalıştım. "Her şey bir gün geçecek." Saçlarını okşayarak, öperek söylediklerime devam ettim. Çünkü buna ihtiyacı vardı. Buna ihtiyacımız vardı. Benim saçlarını okşamaya, onun söylediklerime inanmaya.

Yılmadan tekrarladığım cümlelere yenileri ekleniyordu. Bazı sevgi sözcükleri giriyordu. Dakikalar sonunda kucağımda uyumuş bir oğlan vardı. Kıpırdamadım. İzledim. İçmemiştik ama kafamız yüksekti, zirveydi. Birbirimizin kollarında alkol almadan sarhoş olmuştuk. Çünkü alkol insanın kafasını uçurur, onu rahatlatırdı ve bizim bakışmalarımız bile alkol etkisi yaratıyordu. Temaslar ise bazen tekilanın yanında olan limon, bazen ise alkolle beraber alınmış enerji içeceği gibiydi. Dokunuşlarımız sakinleştirici etkisi olduğu gibi kan basıncımızı da yükseliyordu, kalbimizi de delicesine artırıyordu.

papercut, steddie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin