snuff

197 30 47
                                    

Boynumda hissettiğim baskı ağırlaşmıştı. Soluklarım hızlanmış, bir daha nefes alamayacak gibi soluklanıyordum. Ya böyle olmasaydı dediğim ihtimallerden birinde takılı kalmış soğuk terler döküyordum. Belki de ağlıyordum. Gördüklerim çok ağır geliyordu. Bunları görmek istemiyordum. Eddie, Dustin'in kucağında yatıyordu, cansız bir şekildeydi. Henderson'ın bağırışları beni kötü yapıyordu. Eddie diye tekrarlaması beni de cansız kılıyordu. Nefes alamıyor, konuşamıyor, kaçamıyordum. Olduğum yere takılı kalmıştım. Ayaklarımı yere sabitlemiş gibilerdi.

"Steve, Steve uyan! Uyan!" Eddie'nin beni dürtmesiyle gözlerimi açtım. Derin derin soluklandım. Tüm oksijeni bitirmeye yemin etmiştim. Saçlarımda gezinen eller, kafamı göğsüne yerleştirdi. Ellerini vücuduma sarmıştı. Nabzım hala yüksekti.

Eddie kafamı öpüp ayağa kalktı. Koşarak odadan çıktı. Aynı hızla elinde su şişesiyle geri geldi. Kapağını açıp uzattı. Biraz su içtikten sonra nabzım normale dönmeye başladı. Şişenin kapağını kapatıp tepemde dikilen adamımı yanıma çektim. Ve göğsüne iyice yerleştim. Eddie saçlarımla bütünleştiğinde düşüncelere daldım.

Nerdeyse bir ay geçmişti. Biz olmuştuk, kabuslarımdan beni Eddie, Eddie'nin düşüncelerinden ise onu ben kurtarırdım. Bu süre içerisinde birbirimize bağlanmıştık. Çoğu zaman iş yerime gelir müşteri gibi davranarak onunla ilgilenmemi sağlardı. En sevmediği filmleri bile anlatmamı isterdi. İş yerimde gününü geçirdiği zamanlar benimle flört etmek isteyenlere kötü bakışlarını sunar, onları uzaklaştırırdı.

Bu süre içerisinde Robin ve Dustin bizi öğrenmişti. Havuz başında garip flörtleşmemizin ardından öpüşürken birden bir ses yükselmişti. Henderson "Biliyordum!" Diye bağırıyordu. "Henderson, böyle anları bozmamalısın, kaç kere söyledim." Diye ona kızarken öğrenmişti.

Yatarken gözlerimi duvarda olan takvime çevirdim. Umursamazca yırtılmış takvim sayfası ayın on yedisini işaret ediyordu. Her ayın on yedisinde bizimkilerle yemek yiyorduk. Yemekler ise Murray'ın elinden oluyordu.

"Bugün buluşma var." Dedim.

"Boş ver buluşmayı. Sen iyi misin? Ne gördün Steve, anlatmak ister misin?"

"İyiyim Munson, dertlenme. Şu an o kadar rahatım ki sözünü açmaya bile gerek yok. Bulunduğumuz pozisyon beni rahatlatıyor"

İnci dişlerini sundu. "Buluşmada açık olmaya ne dersin?" Anlamayan gözlerini sundu. "Dustin ve Robin dışında diğerlerinin yanında olduğumuz gibi olalım, Eddie. Buna karşıt düşünceleri yok. Eğer bundan rahatsız olmuyorsan tabi ki." Soran gözlerimi ona ilettim.

"Stevie aramızda hiçbir şey yokken sana açık davetler atan bendim. Ne çabuk unutmuşsun!"

..

Üstüne tişörtünü geçiren Eddie'yi kapının kenarından izliyordum. Komidinin üstünde olan bandanayı alıp pantolonun arka cebinden sarkıttım. Uyluğuna bir şaplak atarak odadan çıktım.

"Hızlı ol, Munson! Hızlı!" diye bağırarak merdivenleri indim.

..

Hopper evine vardığımızda arabadan indik. İnen Eddie ile kapıyı kitleyip kolumu omzuna serdim. O da bunu bekliyormuş gibi kolumu belime sardı. Evin kapısını tıkladığımız gibi açan Joyce bize sevimli bir sarılma sundu. Zamanla hepimizin annesi olmuştu. Herkesi düşünür, herkesi kollardı.

"Bu Mike ne zaman gidecek? Bir daha ki buluşmayı ona söylemeden yapalım Joyce." Diyerek gelen Hopper'a gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Mike ve El bildiğimiz gibiydi. Bu da Hopper'ı hala deli ediyordu.

Henderson, Will'in odasından çıkmış "Annem ve babam gelmiş." diyerek selam verdi.

Nance ve Jonathan sofrayı hazırlıyorlardı. Erica ve Henderson koltukta yaylanmış konuşuyorlardı. Will ve Robin odada konuşuyorlardı. Gay dayanışması sanırım. Murray mutfakta şarkı söylüyor garip gülüşler atıyordu. Ve kapı çalmıştı. Dönüp kapıyı açan Joyce'u ve hepimizi beklemediğimiz bir manzara bulmuştu. Lucas ve Max gelmişti. Max'i gören Henderson bağırmıştı ve herkes artık girişteydi. Uzun zaman geçmişti. Max tekerlekli sandalyede oturmuş gülümsüyordu. Annesi olarak koşarak sarıldım. Tabi onu incitmeyecek şekilde.

"Çocuklarına karşı anne yüreği nasıl dayanmıyor. Bu dingus beni bir gün ağlatacak." Diye yalandan göz yaşlarını silen Robin'in dediğine herkes güldü.

..

Gecenin sonunda hepimiz mutluyduk. Lucas Max'le ilgileniyor, her saniye aşkını gösteriyordu. Robin onlara bakıp 'küçük aşıklar' diye tekrarlıyordu. Murray ona katılıyor çoğu zaman Erica ile kavga ediyordu. Mike ve El'in aralarında oturan Jim hepimizi güldürüyordu. Herkes mutluydu. Ben ise Eddie'nin kolunun altına yerleşmiş şekilde Dustin ile olan konuşmalarını dinliyordum. Gözlerimi konuşan Eddie'nin dudaklarına odaklamıştım. Ne konuştuğunu duymuyordum bile. Yanımdaki Robin gülmeye başlayınca ona döndüm.

"Baksana Stevie oğlan sen baya yanmışsın." diye fısıldadı. Ona bayık gözlerimi diktim.

"Biz artık kalkalım. Neredeyse uyuyacağım." dedim. Herkesle vedalaştık tam sonra arabaya bindik ve evimize yol aldık.

..

"Steve Harrington gerçekten Edward Munson'a aşık mı oldu? Şok! Bakışlarını görmeliydin Harrington. Aşık mısın bana?" Dedi Eddie merdivenleri çıkarken.

"Hayır amcan bana para veriyor sana bakmam için. Yoksa bilirsin Harrington aşık olmaz."

"Emin misin Steve Harrington?" derken merdivende bir anda kucağına aldı. Ellerini sardığı kalçamla gözlerim açıldı. Dudaklarıma yaklaşıp saçımı kulağımın arkasına yerleştirdi. Aptal förtöz bakışlarını sunarak geri kucağından indirdi. "Bence değilsin" diye fısıldadı. Sonra yürümeye devam etti.

Koşarak belinden yakaladım. Duvara yasladım. "Sadece para için yanlış anlama yani." diyerek öptüm. Hızlı öpüşmenin arasından gözlerini dikerek ayrıldı. "Ne kadar alıyorsun? Yarısını bana vermelisin paranın." Diyerek devam etti.

"Gerizekalı!" Öpüşlerimize devam ederken o merdivenin bitişine ben ise onun kucağına oturmuştum. Sonunda kulağına yaklaştım. "Harrington da aşık olabilirmiş." Diyerek kokusunda nefes aldım. Bu dediğim ikimizi güldürdü.

Merdiven sonunda olduğumuz pozisyondan ayrılmadık. Ve bu gece tüm basamaklar aşkımıza şahit olmuş, tüm öpüşlerimizi dinlemek zorunda kalmışlardı.

"Şanslı basamaklar." dedi.

"Şanslı basamaklar" diye tekrarladım kafamı kalbine yerleştirerek.




ÇOK KARIŞIK BOK GİBİ BOLUM ARKADASKOLAR VALLA BEYNIÖ KARMAN ÇORMAN VALLAKO ve skam evak konuşması kesiti var bir tik. isak ve even'a asigim dostkolar yapabileceğim bir sey yok.







Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 08, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

papercut, steddie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin