Jesus of Suburbia

153 30 18
                                    

♫ In a land of make believe~~~That don't believe in me ♫

Jaehyuk elleri cebinde okula gitmek için otobüs durağında beklerken dinlediği şarkının ritimine göre kafasını yavaşça sallıyordu, kendi küçük dünyasında fanlarına rock konseri veririken dışarıdan nasıl paranoyak durduğunu umursamıyordu. Bir kaç dakika sonra -Jaehyuk'un konserinin sonlarına doğru- oğlan yanında çok büyük nefret doldu bir enerji hissetti, gelen nefretin kaynağı ise onu gözleriyle delik deşik eden Asahiydi.

Jaehyuk sakince bir kulaklığını çıkardı ve gülümseyerek o an nefret topu olan Asahiye baktı, "Bir şey mi söyleyeceksin Asahi?" soruyu alan kişinin yüzü aynı ifadesizlikle Jaehyuk'a baktı. O kadar nefret dolu bakıyordu ki Jaehyuk kalbine bir ağrının saplandığını hisetti.

"O iğrenç motor sesi şarkının sesini kıs. Sabah 8'de senin araba motorundan beter şarkını duymak istemiyorum."

Jaehyuk duyduğu vurulmaktan beter sözlere karşı şarkısının sesini kısmış ve utanç içinde yere bakarak ayaklarını sağdan sola sürüklemeye başlamıştı. Yanındaki çocuk buna sinirlenmiş olucak ki tam ağzını açıp laf edicekken otobüs önlerinde durdu.

_____________________________________

"Asahiii!! Aaaasaaahiii! Aptal adam beni duymuyor musun?"

"Duyuyorum Jeongwoo, sadece yokmuşsun gibi davranmak ruhumu iyileştiriyor"

"Aman Tanrım cidden bu kabalığın yüzünden yüzün düşecek, hem Jaehyuk'a da nefret kusmuşsun sırf şarkı dinliyor diye"

(Park Jeongwoo (17) Asahi'nin alt sınıflarında olan inek bir çocuk. Ne kadar Jaehyuk'u tanımasa da Asahi ona laf attığında avını hazırda bekleyen bir kaplan gibi avukatlığa geçiyordu)

Asahi sanki başı ağrıyormuş gibi kafasına masaj yaparken bi anda durdu, sonra ise kafasını göstererek konuşmaya başladı "Sence bu şey onun tamamen kafa doldurmaktan başka işe yaramayan şarkılarını kaldırabilecek kapasitede mi?" Jeongwoo dudağını büzerek omuz silkti

"Bu senin kaybın suratsız ihtiyar"

_____________________________

Jaehyuk hala bu sabah duyduklarının şokunu atlatamazken hüzünlü adımlarla sınıfına doğru yürüyordu. Hoşlanığı çocuk ondan ve müzik zevkinden nefret ediyor gibi duruyordu fakat Jaehyuk o çocuk için çokça enayi olduğu için ne derse gülümseyip önüne dönüyordu.

"Jaehyuk neden üzgün üzgün koridorda sürünüyorsun?"

Jaehyuk birinin bunu sormasını bekliyormuş gibi kafasını kaldırıp ağlamaklı bir sesle, "O kadar belli oluyor mu Yoshi??" diye sordu

"Maalesef"

(Kanemoto Yoshinori (22) Jaehyukla nasıl olduğunu bilmese bile ortaokuldan beri arkadaş. Arkadaşlıklarının asıl başlayış şekli ikisinin de bir gun okula giderken Green Day tşörtlerini giymeleriydi)

"Asah-"

"Yine sana laf etti değil mi? Minik Jaehyuk'um benim üzülmene bile değmez. Hadi azıcık neşelen muzlu süt almaya gidelim istersen"

"Sen olmazsan beni romantik açıdan kim destekleyecekti Yoshinori'm"

Green Day and The 1980's Japanese | JaesahiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin