"The blood left on the dance floor
Runnin', runnin' red""Geber! Geber!"
K.O
"Haha aptal maymun seni! beni yenebileceğini mi düşündün gerçekten???"
Jaehyuk ve abisi sayılan kuzeni süper Jihoon, arkadan Kill The DJ çalarken müthiş kapışma kabiliyetleri ile Tekken oynuyorlardı ancak şöyle ki, geçen son 2 buçuk saatte Jaehyuk yenilgilere doyamamış ve Jihoon'nun sadece oyun oynarken ortaya çıkan pis yüzüyle karşılaşmış oldu.
(Park Jihoon (22) Jaehyuk'un annesi kadar olmasa da büyümesinde çokça katkısı olan, her şekilde Jaehyukla ilgilenen ve onu koşulsuz seven biriydi. Sevdikleri müzikler, kıyafetler, oyunlar genellikle aynı olduğundan çok iyi anlaşıyorlardı)
Jaehyuk gözlerini devirip kocaman 'Kaybettiniz' yazan ekrana baktı. Tanrım bu kaçıncı keybedişiydi? Gözlerini korkuyla skorların yazdığı tarafa çevirdi, '21-5' yazısını görünce kalbine tarifsiz bi ağrı saplandı.
"İzle şimdi sen nasıl pataklayacağım sen-"
"Jaehyukk!!!!!!!!"
Jaehyuk tam etkili etkili sözler edecekken annesi onu bölmüştü
"Efendim annee"
"Asahi geldi"
Jaehyuk duyduğu isimle kucağındaki yastıkla yüzünü kapadı ve hızlıca yerinden kalkıp Jihoonun arkasına saklandı
"Kim gelmiş?" Jihoon inatla saklanan Jaehyuk'un görünmesini sağlayarak ona dönüp soru soruyordu
"Evde yok de anne"
ve ufak bi sessizlik.
Jaehyuk bunun felaket öncesi sesszilik olduğunu gayet iyi biliyordu ve tahmin ettiği gibi de oldu, bir hışımla kapı açılarak açan kişi olan Asahiyi gözler önüne serdi. Jaehyuk Asahi'nin vücudunun etrafında kırmızı aura gördüğüne yemin edebilirdi ama asla kanıytlayamazdı, hatta Jihoonun olduğunu görünce etrafındaki nefret resmen yok oldu.
Asahi hafif bir tebessümle yerde oturan iki oğlana sonra da açık olan televizyona baktı
"Merhaba? Dövüş oyunu oynuyorsunuz galiba?" diyerek dişlerini gıcırdattı.
Uzun oğlan onun sesten rahatsız olduğunu ve yine şikayet etmek için geldiğini ama şuan ortam musait olmadığı için laf etmediğini çok iyi biliyordu.
Jaehyuk titreye titreye Jihoonun omuzundan konuşan ayaklı nefrete baktı.
"Aaaa Asahi! hoşgeldin, cidden uzun zaman oldu ya"
Asahi hafifçe güldü, Jaehyuk'un oyunda yediği K.O'ların en güçlü K.O'su olan o gamzeli gülüşü.
"Evet Jihoon Hyung"
"Erm... bizimle oynamak ister misin?"
Asahi biraz gerilmiş gibi dursa da tekrar tebessüm ederek teklifi kabul etti, o sırada ise Jaehyuk Jihoonun yaptığı bu aptal hareketi hazmetmeye çalışıyordu. Elleri titreye titreye kolun X tuşuna basıp oyunu başlattı ve ölümcül sözleri fısıldadı.
"Kendini hazırla Park Jihoon çünkü işin bitti"
_________________________________________
"ASAHI!!! ASAHI!! Gördün mü nasıl ilk round'u yend- Asahi?"
Jaehyuk neşesini paylaştığı ifadesiz çocuğa baktı ama o, Jaehyuk'un neşesine katılmak yerine ekrana bakıyordu.
Gözleri kapalı bir şekilde."Huh? Ne? Kazanmışsın! Afferin Yoon"
Jaehyuk hemen bir şeylerin ters olduğunu, Asahi'nin onu terslemek yerine dalgın bir şekilde onu tebrik etmesinden anlamıştı. Biraz düşündükten sonra hoşlandığı çocuğun korkutuğunu anlamış olacak ki iyi bir 'gelecekteki erkek arkadaş' modeli olarak Jihoon'a oyunu değiştirmeyi teklif etti, şükür ki Jihoon kabul etmişti.
Bu sefer ise Asahi'nin isteği üzerine bulmaca oyunu oynamaya başlamışlardı
______________
Asahi dövüş, savaş veya içinde şiddet bulunduran şeylerden cidden korkuyordu. Nedenini bilmese bile genel olarak bunun sebebini empati duygusunun güçlü olmasına bağlardı, bu yüzden Asahi bilmece veya kaçış oyunlarını tercih ediyor ve oynamayı gerçekten çok seviyordu.
Onun tersine Jaehyuk bulmaca ve kaçış oyunlarından tamamen nefret ederdi, söylediğine göre oyunlar cidden çok sıkıcı ve beyin yoran tiplerdenmiş bu yüzden daha aksiyonlu olan dövüş ve savaş oyunlarını tercih ediyordu.
Ama bu sefer değişen bir şey vardı; Jaehyuk Asahi ile beraber olduğunda bulmaca oyunları oynamayı sorun etmemeye başlamıştı ve bu tür oyunların -Asahi olduğu sürece- düşündüğü kadar sıkıcı olmadığı kanısına vardı
Yani anlayacağınız Yoon Jaehyuk Hamada Asahi ile arasında olan bir zıtlığı listeden silmiş bulunmakta
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Green Day and The 1980's Japanese | Jaesahi
Fanfiction"Green Day tshirtleri giyen birine aşık olacağımı sanma lütfen"