Letterbomb

103 15 1
                                    

"As your city's motto gets pulverized
What's in love is now in debt"


Son sınavlarını veren üniversiteliler kampüsün her bir yanına yayılmış bu yorucu haftadan sonra kafalarını dağıtmak için havadan sudan konuşuyorlardı.

Jaehyuk hiçbir zaman sınavlardan sonra arkadaşlarıyla oturup konuşmazdı. Nedenini kendisi de bilmiyordu ancak iki haftalık büyük bir stresten sonra beyninin bir de arkadaşlarının -Özellikle Yoshi'nin- sınavlar hakkında dırdırını asla çekemezdi, onun yerine kampüste bulunan en büyük ağacın önündeki banka oturur favori albümü olan American Idiout'u dinlerdi.

Jaehyuk her sene yaptığı ve her sene ruhunu iyileştiren bu etkinliğe bayılıyordu, hatta arada aklına geldikçe kendi kendine duvara bakarken sırıttığı bile oluyordu. Yine o günlerden biri olduğu için sakince ağaçtaki klasik bankına oturdu ve cebinden telefonunu, dışarı ses çıkartan ve TEKRAR ölümüne düğüm olmuş kulaklığını çıkardı. Bu sefer gereksiz mutlu olduğundan kulaklığının karışmasına asla gıcık olmamış hatta aurasından kalpler çıkarken pozitif gülümsemesiyle kulaklığı açıyordu -o açtığını sanıyor-


En son pozitif çabalarına rağmen açılmayan kulaklıktan ümidini kesen Jaehyuk düğümü azıcık açtığı yerden kulağına taktı ve aynı pozitiflik ile müzik uygulamasından American Idiot albümünü açıp karışık çal'a bastı.

"My name is St. Jimmy I'm a son of a gun
I am the one that's from the way outside"

Jaehyuk yine favorilerinden olan St. Jimmy'nin çalmasına daha da sevinmiş ayağını ritime göre yere vurmaya başlamıştı. Jaehyuk şuan tüm stresinden kurtulmuş, uzun bir aradan sonra comeback yapan yarı zamanlı bir idol olarak fanlarına konser veriyordu.

"Jaehyuk bil bakalım ne oldu!"

Oğlanın müthiş konseri Yoshi'nin şarkısı ve keyfinden nasıl olduysa daha önemli olan konusu yüzünden bozulmuştu. Jaehyuk pamuk aurasını bozmadan gülerek Yoshiye dönüp kulaklığını çıkardı.

"Ne oldu Yoshi?"

"Hiçbir şey olmadı gerizekalı sadece çok sıkıldım"

Jaehyuk tam da bu yüzden Yoshiyi tokatlamak istiyordu ama içindeki pozitiflik meleği oğlanı durdurmuş ve sadece ayağıyla sarışın  çocuğu banktan tekmelemişti. Yoshi poposunu ovusturarak ayaga kalkıp tekrar bank'a oturdu.

"Canım yandı Jae"

"Ne yapabilirim" hafifçe gülümsedi "Başka bir mevzubahis yoksa lütfen huzurumdan çekilme lütfunda bulunur musunuz Yoshinori Bey?"

"Hayır çekilemem" derin bi nefes verdi "Üst sınıflardan Hyunsuk Hyung bizim grupla ve kendi arkadaşlarıyla ufak bi deniz kenarı ve akşam yolculuğu gezintisi düşünüyormuş. Geliyor musun diye soracaktım çünkü ben de sana bağlıyım"

Jaehyuk son cümleyi duyduktan sonra hafifçe göğüsünü kabartmış sonra da boğazını temizlemişti, aklında sadece bir tane soru vardı, siz de eminim biliyorsunuzdur.

"Asahi geliyor mu"

İşte herkesin -Yoshi'nin bile- beklediği o klasik soru. Yoshi bunu tahmin ettiği için en yakın arkadaşından önce gidip Asahiye sormuştu, açıkçası Jaehyuk'un sen geliyor musun yerine Asahi'nin gelip gelmediğini sorması onu biraz üzüyordu. Sonuçta yakın arkadaşlar yahu. Yoshi düşüncelerini kısa kesip Jaehyuk'a gülümsedi.

"Evet geli-"

"Tamamdır hangi gün buluşma?"

"Bu Cuma akşam 9'da. Merak etme prenses ben seni alırım"

Ufak bi sessizlik oldu

"Asahiyi de alırım"

Jaehyuk bunu bekliyormuş gibi elini şıklattıktan sonra Yoshi'yi tekrar banktan itti.

"Artık söyleyecek bir şeyin yoksa konserime devam edeceğim canım"

Yoshi göz devirerek ayağa kalktı. Jaehyuk nasıl bu kadar aptal olabiliyordu anlamıyordu, hem de hiçbir şekilde. Yine de onu aptal olduğu için seviyordu. Jaehyuk'a ufak bi baybay işareti olarak elini salladıktan sonra aşık oğlandan uzaklaştı.

Yoon Jaehyuk tekrar ağaca bakarken Hamada Asahi'yi düşündü. Genel olarak ne zaman boş olsa Asahi'yi düşünürdü, bu da demek oluyor ki 24 saatin 16 saati Asahi'yi düşünüyordu.

Asahi ne kadar az gülümsese de Jaehyuk olabildiğince onu güldürmeye çalışırdı, bunu başardığı zamanlar ise oğlanın oluşan gamzelerine bakardı, Asahi'nin gamzeleri Jaehyuk'un evi gibiydi. Tarif edemeyeceği kadar şirin ve iç ısıtıcı, ya da Asahi ne zaman üşüse hemen kırmızılaşan burnu ve yanakları. Jaehyuk ne zaman kırmızı burnunu görse onu kocaman bir sarılmaya çekip öperek ısıtmak isterdi. Son olarak sa Jaehyuk'un Asahi'nin en çok sevdiği özelliği olan yüzü. Çıkartamadığı müthiş doğal bir güzelliği vardı, bu konularda ne kadar uzman olmasa da hoşlandığı çocuğun yüz hatlarının tamamen orantılı ve en güzel hatlara sahip olan yüz olduğunu biliyordu.
_____________

Yani anlayacağınız, Jaehyuk sadece Asahi'den hoşlanan biriydi. Asahi ise tam tersine, sadece Jaehyuktan hoşlanmayan hatta ondan hiç haz etmeyen biriydi(?)

Green Day and The 1980's Japanese | JaesahiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin