"My shadow's the only one that walks beside me
My shallow heart's the only thing that's beating"
Uzun yaz günlerinin başaldığı ve artık oğlana tatil olan günler çoktan gelmişti. Jaehyuk sıkılmaya başladığından dolayı kuzeni Jihoon oğlana çalıştığı kafede ona eşlik etmesi için bir teklifte bulunmuş, oğlan da bunu bekliyormuşçasına anında kabul etmişti.
Üçüncü iş gününde kasada sıkıntından patlayan Jaehyuk çalan kapı zilini görmezden gelmiş ve müşteri gelene kadar gözlerini kasadan çekmemişti.
"Merhaba güzel oğlan. Bana bir kahve verir misin?"
Jaehyuk müşterinin ani hitap tarzından dolayı şaşırmış ve kafasını kaldırmıştı
"Ruto?"
"Bingo yakışıklı"
"Asahi nerd-" Oğlan yanlışlıkla artık ağzında alışkanlık olan isimi söyleyince hafif duraksamış sonra da kendine çeki düzen vermişti. Bu kadar çabuk zayıf düşemezdi.
"Burdayım punkçı"
Siktir git ya
Jaehyuk yüzünde şokun olduğu çok belli bir gülümsemeyle gözlerini sesin geldiği yöne çevirdi. Gözlerini kapatıp yanan yüzünü görmezden gelerek derin bir nefes aldı. Gerçi, o ne kadar yüzünün kırmızılığı belli olmuyor sansa da...Çok belli oluyordu yahu
"Ne alırdınız?"
Asahi yanındaki oğlanın konuşmasına izin vermeden direk lafa girdi
"Limonlu çay lütfen"
Jaehyuk tamamen göz temasından kaçınmış ve direk Harutoya kirmizi yanaklarla gülerek baktı
"Siz?"
"Americano"
"Tamamdır hemen geliyor"
Jaehyuk yerinden hışımla kalkarak arkasını iki oğlana döndü ve yanındaki çalışan olan Mashiho, ona yardım ediyordu.
(Takata Mashiho (20) Jaehyuk'un en yakın arkadaşlarından biri, genelde ilişki konularına meraklı oluyor)
Birkaç dakika sonra Mashiho hazır olan çay'ı hafifçe Jaehyuk'a itti, oğlan anlamayan bakışlar atınca Mashiho gözlerini devirmiş ve "Hoşlandığın çocuğun çayı. Git ve ver" diye fısıldamıştı, ardından kocaman bir gülümsemeyle "bol şans" işareti yapmıştı.
Uzun oğlanın çoktan yüzü kızarmış, elleri titremeye başlamıştı. Titrek ellerle çayı tutarken arkasını dönüp ilk kez Asahiyle göz temasi kurdu
O an Jaehyuk sanki kalbinin vucudundan koşarak çıkıp Asahiyi sarılıp öpmeye başlayacağını düşünüyordu.
"Ça..çayınız"
İnanamıyorum Jaehyuk kekeliyor musun sen?
Mashiho bunu fark etmiş olacak ki Haruto'nun çayını uzatırken haififçe kıkırdamış sonra da oğlanı dürterek göz kırpmıştı.
Asahi elini çayı almak için uzatmış sonra da çayı alıp uzaklaşmıştı. Uzun oğlan çay elinden çıkınca sonunda nefes almış, sonra da koşarak dışarı çıkmıştı, biraz hava alması gerekiyordu yoksa kafası birazdan balon olup patlayacaktı.
"Pst Jaehyuk"
Jaehyuk'un ödü kopmuş, sonra da arkasından fısıldayan öcüye dönmüştü.
"Efendim Haruto?"
"Uhm...biliyorsun Asahi çok sakin biri ve sana kötü gelebilir ama onu tanıdığım bu kadar yıl içinde sadece üniversite yıllarında onu cidden içten gülerken gördüm ve şey...bunun sebebi de sensin Hyung. Yanii aranızın kötü olmasını istemem anlarsın ya. Bence ondan kaçmak yerinde aranızdaki şeyleri netleştirin."
Jaehyuk çenesi yere düşmüş bir şekilde konuşan Harutoyu dinledi. Tabii olayları karıştıran oydu ve netleştirmesi gereken de oydu, ama bunu yapamayacak kadar utanıyordu. Hem de çok utanıyordu
Jaehyuk derin bir nefes verip kafasını oğlana çevirdi "Haklısın"
İçindeki fırtınaları görmezden gelip konuştu."Utangaç halimi görmezden gelip onunla konuşacağım"
Haruto karşısında enerji dolmuş oğlanı görünce hafifçe gülümseyip omzunu patpatladı
"Teşekkürler ve bol şans Hyung"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Green Day and The 1980's Japanese | Jaesahi
Fanfiction"Green Day tshirtleri giyen birine aşık olacağımı sanma lütfen"