Fire, Ready, Aim

89 16 19
                                    

"Feed the creeps with a stick and bone
Well, you're a liar"

Bugun günlerden Cumartesiydi, evet doğru duydunuz, Green Day günü yerine herkesin bildiği normal ve sade bir Cumartesi günüydü. Jaehyuk bugün sanki ters tarafından kalkmış gibi mutsuz ve bitkin haldeydi. Yaklaşan sınavlara çalışmayı bir haftaya sığdırdığı için oğlan şu sıralar etrafta tamamen bir ruh gibi dolaşıyordu.

Bugünü dinlenme günü olarak ilan eden yorgun çocuk yataktan kalktığında saatin çoktan öğlen 2'ye geldiğini fark etti. Yatağında gerindikten sonra oğlan ayağını soğuk zemine koyunca tırnak ucuna kadar titremiş, sonra da ruhsuz adımlarla banyoya doğru ilerlemişti. Apartmanlarının duvarları kağıt gibi olduğundan -Asahi'nin de söylediği gibi- Jaehyuk alt katından gelen yavaş hoş bir melodiyle birlikte dişlerini fırçalamaya başladı.

Ring! Ring!

Oğlan aynada kendine bakmaya o kadar dalmıştı ki çalan telefonuyla irkilmiş ve telefonu elinden düşürmüştü, yerden telefonu aldıktan sonra arayan kişiyi gören Jaehyuk en yorgun halinde olsa bile yüzüne küçük bir gülümseme koyup ağzını çalkaladıktan sonra telefonu açtı

"Efendim Sahi?"

Sessizlik

"Asahi? Orda mısın?"

"Oh? Evet...Uhm Yoon annen bu sabah bize geldi ve senin ruh gibi dolaştığını söyledi. Bunu neden bana anlattı bilmiyorum ama eğer iğrenç çöp tenekesi sesi şarkılarından açmayacaksan bize gelebi-"

Jaehyuk hiç beklemediği bu teklifi alınca aynada kendine bakıp deli gibi sırıtmaya başladı.

"5 dakikaya geliyorum görüşürüz Sahiii"

Beep Beep Beep Beep

Jaehyuk telefonda duyduğu şeylerden sonra kıçına can gelmiş ve hışımla yüzünü yıkadıktan sonra odasına giderek rahat ama şık olan bir kaç kıyafet aradı. Kendini ilk buluşmasına hazırlanan kızlar gibi hissettikten sonra üstüne birkaç deseni olan bol bir Green Day tişörtü, altına da klasik siyah eşofmanını giymişti. (Evet bunlar Jaehyuk'a göre şık kıyafetlerdi)

İlk defa çevresindeki bi insan Asahiyle onu yakınlaştırmak için salakça bir girişimde bulunmamıştı, eğer ruh gibi olduğunu anlatma kısmını görmezden gelirsek.

Jaehyuk evden koşarak çıktıktan sonra merdivenleri 3'er 5'er atlayarak indikten sonra hoşlandığı çocuğun kapısının önünde durdu, derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı çaldı.

Çok beklemeden kapı hafif bir gıcırdıyla açıldı.

"Hoş geldin"

Jaehyuk karşısında ev haliyle duran ve tamamen doğal olan Asahiye kocaman bir gülümsemeyle baktı. Cidden çok güzeldi ve bu Jaehyuk'u içten içe çıldırtmaya yetmişti.

"Hoşbuldum"

Karşısındaki kişi yine onu giydiği Green Day tşört'ü yüzünden kısa bir süre yargıladıktan sonra uzun oğlanı içeri aldı.

Girdiği anda burnuna gelen güzel krep kokusuyla beraber gözleri fal taşı gibi açılmıştı

"Woah cidden çok güzel kokuyor"

"Değil mi? Herkese şef yönümün ne kadar iyi olduğunu söylesem de inanmıyorlar bana" hafif bir iç geçirdi "Her neyse senin için birkaç krep ve kahve yaptım. Kendine gel ve ruh gibi dolaşma etrafta"

Jaehyuk bunları ona hayatı boyunca ruh gibi dolaşmış biri anlattığı için hafifçe kıkırdamış ve hoşlandığı çocuğun onun için bu kadar şey yapmasından sonra kalbinin erimemesi için oldukça büyük bir emek gösterdi.

______________

"Sahi inanamıyorum! Bu şeyler cidden çok güzel olmuş. Şeflik yeteneklerine nasıl inanmıyorlar!!"

Yine tuhaf bi sessizlik olduktan sonra, Asahi sanki dünyaya tekrar bağlantı kurmuş gibi gözlerini kırpıp karşısındaki çocuğa baktı

"Beğenmene sevindim. Ben şimdi buraları temizlerken sen de listeden bir tane şarkı seç böyle tuhaf sessizliklere katlanamam"

Jaehyuk, kitabında ters olan başkasının evinde sahibin iş yapması ne kadar kötü gelse de Asahiye bir türlü karşı çıkamıyordu ve yine de ona yeniliyordu.

Uzun oğlan parmaklarını hafifçe Asahi'nin tabletinde şarkı bulmak için sürüklerken gözüne en hoş gelen şarkıya tıkladı ve tekrar ağrımaya ve sızlamaya başlayan vucüdunu bu sakin şarkıya teslim etti.

Green Day and The 1980's Japanese | JaesahiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin