2-Liderin oğlu Jungkook

1.3K 114 15
                                    






2~İlk kez gördüğüm o gözleri beynimin en ücra köşelerine kazıdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2~İlk kez gördüğüm o gözleri beynimin en ücra köşelerine kazıdım.

~•~•~•~

Jungkook ormanın içinde böyle savunmasız durmanın yanlış olduğunu biliyordu. Ayağa kalktı ve en azından etrafı kolaçan etmesi gerektiğini düşündü. Belki de doğru adresteydi bu konuda halasına güvenmeliydi.

O gün annesi hayata gözlerini yumduktan sonra Jungkook akşama kadar annesinin başından ayrılmamış ve dökebildiği kadar gözyaşı dökmüştü. Akşam halası odaya girip onu kolundan çekmiş ve kendi odasına sokmuştu.

Jungkook yatağa oturduğunda boş bakışlar ile bir noktaya odaklanmış bir şekilde duruyordu. İlerleyen saniyelerde ise onun dikkatini dağıtan, yanına bir kutu ile yaklaşan halasıydı. Halası Jungkook'un yanına oturup kutuyu açmıştı. Jungkook annesi hakkında bir konuşma yapar sanmıştı ancak babasının gençlik fotoğrafının yer aldığı kutuyu görünce tüm odağı o olmuştu. Sanırım bugün annesi değil babası hakkında konuşulacaktı. Jungkook bu konu hakkında çok soru sormak ve birçok cevap almak istiyordu, ancak şuan tek düşündüğü şey annesinin yan odada yatan cansız bedeniydi.

"Hala bugün sırası değil"

"Hayır tam da bugün sırası beni dinlemelisin" Jungkook gözlerini devirdi. Ne dinleyecekti bugüne kadar onu nasıl kandırdıklarını mı?

"Biliyorum senden gizlediğimiz için bize kızıyorsun, ama saklamanız gerekiyordu. Çünkü sen sandığın gibi sıradan bir insan değilsin ve bende değilim. Tıpkı babanın da olmadığı gibi" Bu konuşma Jungkook'un dikkatini çekmişti. Ne demek sıradan bir insan değildi. İnsan değilse neydi peki?

"O ne demek?" Jungkook'un halası elindeki kutudan sararmış bir kağıt parçası çıkardı ve Jungkook'a uzattı.

"Babanı bulduğun zaman her şeyi öğreneceksin. Sadece bu adrese git. Merak etme onu gördüğünde tanırsın." Sondakini küçük bir tebessüm ederek söylemişti. Jungkook kararsız bir şekilde kağıdı aldı ve neresi olduğunu bilmese de adresi okudu.

İşte böyleydi o kağıdı alma serüveni. Jungkook telefonuna baktı. Telefon çekmiyordu. Ofladı. Belki çekseydi halasını arayıp buranın doğru yer olmadığını söylerdi. Jungkook biraz daha ilerlediğinde bir süs şelale görmesi ile duraksadı. Kocaman sarı bir kupadan kenarları taşla süslenmiş havuza düşen suları izledi bir süre. Bunun ormanın içinde ne işi olabilirdi ki. Yaklaşmak istedi ancak onu bir koku durdurmuştu.

Bu kokuyu tanıyordu vücudu gerildi. Kanı çekiliyormuş gibi hissetti. Onun burada olma olasılığını düşündü. Buraya gelmesi imkansızdı çünkü bu orman şehir merkezinden oldukça uzaktı. Çevresine baktı hiçbir şey görmüyordu. Sadece dün akşam gördüğü şeyin yoğun kokusunu alıyordu. Kokuyu bir şeylere benzetmek zordu ama ayırt etmek basitti.

☯︎𝚈𝚒𝚗𝚐 𝚈𝚊𝚗𝚐:𝙼𝚢 𝚆𝚘𝚕𝚏☯︎TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin