" Chris, kilo mu aldım ben? "
Üzgün bir ifade ile masaya geçti ve kendi sandalyesine oturdu. Son olarak Felix ve Changbin de gelip gülümsemişti.
" Ne kilo almasından bahsediyorsun Jinnie? "
Minho Jisung'un omzuna kolunu atmıştı. Kahvesini yudumladıktan sonra Chan'e dönüp gülümsemişti.
" Hep böyle mi olacak? "
" Teselli edeceğine laf atıyorsun Minho. Yapma, hem o şuan çok duygusal. "
Minho Jisung'un yüzüne eğilip dudaklarına minik bir öpücük bırakmıştı.
" Haklısın, sevgilim. "
" Az ilerde oynaşın haydi! "
Jeongin'in dediklerine karşılık hepsi gülmüştü. Hyunjin ise Chan'in göğsüne yaslanmış bir şekilde sohbetlerini dinliyordu.
" Ee, ne zaman alışverişe gideceğiz? Hem Hyunjin'e bir şeyler almak istiyorum. "Felix elini Hyunjin'e uzatınca Hyunjin de elini tutmuştu. İkisi de birbirine gülümseyip ellerini ayırmışlardı.
" Bende gelmek istiyorum Lixie~ Hem sen bana iyi bakarsın. Chan, iznin var mı? Gidebilir miyiz?"
Chan saçlarını sevip başını sallamıştı. Hyunjin de gülümseyip Felix ile birbirlerine sarılmışlardı.
" İyi bak eşime. Zarar gelsin istemem. Aynı şekilde Minho ve Changbin, çocuklar size emanet. İşlerimi bitirip yanınıza gelirim bende daha sonra. "
Minho ve Changbin birbirine bakıp yumruklarını çakıştırdılar. Felix ve Hyunjin ise hazırlanmaya gitmişlerdi. AVM de gezinip birkaç mağazaya girmiş, 3-4 poşet ile çıkmışlardı.
Yorulunca ise hemen bank bulup oturmuşlardı. Dinlenirken de Chan Minho'yu arayıp nasıl olduklarını ve ne zaman geleceklerini sormuştu.
" Merak etme, hepimiz iyiyiz. Hyunjin'in keyfi yerinde. Birazdan eve döneriz. "
" Peki, akşam görüşürüz o zaman. Size iyi eğlenceler Minho! "
Minho gülümseyerek telefonu kapatmıştı. Changbin'in yanına gelip kulağına fısıldamıştı.
Changbin başını sallamıştı. Hepsi çok yorgundu. Minho AVM'den çıkınca Jisung merakla Changbin'e bakmıştı.
" Nereye gidiyor? "
" Hepimizin yorgun olduğunu görünce arabayı alıp geleceğini söyledi. Az sonra burada olur. "
Jisung başını sallayıp Seungmin ve Jeongin'in sohbetine katılmıştı. Minho çok geçmeden gelmişti.
Kornaya basıp çocukların dikkatini çekmişti. Hepsi arabaya binip eve doğru yol almaya başlamışlardı. Chan, yemekleri hazırlamıştı. Sehpanın üstündeki kumandayı alıp komedi filmi açmıştı.
Kumandayı bıraktığı an kapı çalmıştı. Hızla kapıyı açıp çocukları içeri aldı. Hepsi yemeklerini yerken Felix elini Hyunjin'in karnına götürmüştü.
Çocuklar birbirine bakıp gülümsemişti. Felix de gülümseyerek başını karnına koymuştu. Hyunjin, Felix'in saçlarını sevmeye başlamıştı.
" Merhaba Küçük Hwang, ben abin Felix. Bana Lixie veya Lix de diyebilirsin. Sana kalmış. Seni çok seviyoruz haberin olsun. "
Hyunjin kıkırdamıştı. Chan de Hyunjin'in saçlarını sevmişti. Jisung ve Jeongin de Hyunjin'in ayağının dibine oturmuş, ellerini Hyunjin'in karnına koymuşlardı. Jeongin gülümsemesini yüzünden silmeden Seungmin'e dönmüştü.
" Seung, bizim de bir bebeğimiz olur mu? "
Seungmin gülerek Jeongin'i yanına çekip sarılmıştı.
Jisung Minho'ya bakıp ellerini tutmuştu. Minho ne diyeceğini bildiği için başını sallamıştı. Jisung sımsıkı sarılmıştı Minho'ya. Hyunjin Chan'e dönüp gülümsemişti.
" Bakabiliriz değil mi? "
" Tabi ki bakabiliriz. Nasıl olsa altı tane daha abisi var. Onlarda yardım ederler diye düşünüyorum. "
Çocuklar hep bir ağızdan,
" Elbette! "
Chan Hyunjin'i çekip sarılmıştı.
" Seni seviyorum Bang Hyunjin. "
" Bende seni seviyorum Bang Chan. "
ꕤ
selam!
sizce bebekleri kız mı erkek mi?
kız olsa adı ne olurdu, erkek olsa ne olurdu?
sizi seviyorum iyi geceler!
❤🖤
ꕤ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
feels, hyunchan ❦
RandomHep onunla yaşamak, onunla bir güne uyanmak, onunla olmak istiyordu. Hislerinden emin değildi, o gün hariç..