"Kızım resmen öğrendim." dedi Çağrı ve bisikletini sabitleyip yanıma oturdu. "Arada bir düşücek gibi oldun ama toparladın doğrusu çok hızlı öğrendin, aferin." diyerekten elimde ki suyu ona uzattım."Öğretmenim baya iyiydi. Ondandır."
Dudaklarım kıvrılırken elimde ki suyu alıp bir kaç yudum içti Çağrı. "Bunu bilmen güzel." dedim. Bir süre sadece sustuk ve karşımızda ki manzarayı izledik. "Çağrı?" bana döndü. "Efendim?"
"Neden yanımdasın?"
"Anlamadım?"
"İnkar etme başlarda ikimiz de birbirimizden nefret ediyorduk. Hatta sen Hazal dan hoşlanıyordun. Evet Hazal'ın yalanını ortaya çıkardık belki o yüzden soğudun ondan. Ben seninle Vefa'nın ölümünün arkasındaki gerçekler için konuşmaya başladım. Ama şimdi her anımda yanımdasın,her anında yanındayım. Neden Çağrı?"
Yutkundu, koyu kahveleri gözlerimden ayrılmıyordu. "Ben bilmiyorum. Belki de aramızda bir çekim vardır." güldüm. "Bilmem olabilir. Bak Çağrı sana güvenmeye başlıyorum ama aklımda hâlâ aynı sorunlar dolanıp duruyor. O gece Vefa'ya yanlış anlayıp dövdüğün video dışında bir şey yapmadın değil mi?"
Lütfen yapmamış ol Çağrı lütfen. Elleri ile oynamaya başladı kafasını yere eğdi. Ne diyeceğini kestiremiyordum yoksa yapmış mıydı? Aradan ya on saniye geçti ya da geçmedi. Kafasını kaldırdı gözlerimin içine baktı. Karar vermiş gibiydi.
Tam konuşacağı an kulaklarımızı telefon sesi sardı. Şaka mıydı? Çağrı'nın telefonu çalmıştı. Telefonuna baktı ve bana geri döndü. "Babam arıyor bekler misin?" kafamı sallayıp "Beklerim." dedim.
Yanımdan ayrıldı ve çokta uzak olmayan bir yerde konuşmaya başladı.
"Ne demek annem geldi baba!" bağırış sesi ile irkilip Çağrı'ya döndüm. Sinirliydi. "Bi'de beni mi istiyor?" ... "Tamam kapat baba geliyorum." dedi ve telefonu kapatıp yanıma geldi. Gelir gelmez ayağa kalktım. "İyi misin? Ne oluyor?"
"Bilmiyorum annem ile babam biliyorsun ki boşandılar ama şimdi annem eve sarhoş gelmiş beni istiyor. Babam da mutlaka gel diyor. Bu arada sana sonra söz veriyorum ki her şeyi anlatıcağım ama şimdi gitmeliyim özür dilerim." hızlıca koluna vurdum.
"Ne özürü oğlum açıklama bile yapmak zorunda değilsin git hadi." Bankta ki çantasını aldı ardından gözleri bisikletleri buldu. "Merak etme ben bizimkilerden birini çağırıp götürürüm sen git hadi." gülümsedi ve yanıma gelip ellerimi tuttu. "Teşekkür ederim."
Gülümsedim. "Senin yaptıklarının yanında bu hiç bir şey hadi git." kafasını salladı ve yanımdan ayrıldı.
Bank'a geri oturdum ve telefonumu çıkardım. Sinan'ı arıyacaktım. Bir beş saniye çaldıktan sonra telefon açıldı. "Efendim Zeynom." diye açtı telefonu sesi sakin geliyordu. "Ciğerim bitti mi işin?"
"Hee Ali'nin evine gidiyordum."
"Hah işte o yoldan dön sana konum atıyorum bir işimiz var senle."
"Hayırdır, nasıl bir iş?" gözlerimi devirdim.
"Beklentilerini yükseltme be oğlum gel işte."
"Tamam be tamam geliyorum at konumu." telefonu kapatıp konumu gönderdim ve Sinan'ı beklemeye başladım.
___________________________________________
"Çağrı, bisiklet, sahil falan ne oluyor kızım?"
"Uzun hikaye Arap anlatıcam daha sonra."
"İyi öyle olsun bakalım. Yakında çıkar kokusu zaten."
Ali'nin evine geldiğimizde bisikletleri kapının yanına sabitledik. "Zeynep." arkamdan gelen sesle arkama döndüm. Annem. "Senin burada ne işin var?" yanıma tedirgince yaklaştı. "Biraz konuşalım mı?"
"Pardon? Benim seninle konuşucak hiç bir şeyim yok." elimi tuttu, elim elinden çektim. "Lütfen sadece bir kere konuşalım."
"Peki ama sakın sana acıdığım için geldiğimi sanma sadece yalanlarını merak ediyorum." dedim ve önden eve yürümeye başladım.
___________________________________________
Çağrı's pov;
Annemin burada çıkardığı olayları zar zor zapt etmiştik. Bir süre sonra sızmıştı. Bizde babamla onu kendi evine götürmüştük. Teyzem de yanında olduğu için içim rahattı.
Yorgunlukla yatağıma uzandım. Bugün az daha Zeynep'e anlatıyordum eğer telefonum çalmasaydı. Bu iyi bir şey miydi yoksa kötü müydü bilmiyorum ama tek bildiğim şey yarın okulda her şeyi anlatıcak olmamdı.
Beklemiyecektim, beklersem her defasında daha kötü bir şey olucak diye hissediyordum. Telefonumu alıp galeriye girdim ve Zeynep'in resimlerin de gezinmeye başladım.
___________________________________________
"Sınıfta bekliyorum seni gelir misin?"
"Geliyorum:)"
"Bekliyorum."
Zeynep'e mesaj attıktan sonra derin bir nefes aldım. Olacakları biliyorsun Çağrı sakin ol. Olamıyorum. Sınıfın kapısı açıldığında Zeynep geldi zannediyordum ki içeri Berk ve Ege girdi.
"Vay vay vay aşk kuşumuz da buradaymış." elleri cebinde yanıma geldi Berk. Ege'ye baktım yüzünde rahatsız olduğu bir bakış vardı. Kaşlarımı çattım. "Ne oluyor Berk."
"Hiç bir şey olmuyor. Görüyorum ki benim arkadaşım katili olduğu birinin arkadaşına aşık olmuş dedim tebrik edeyim. Fena mı yapmışım ya?" ellerimi yumruk haline sıktım. "Kes sesini Berk!"
"Neden ya ne oldu yalan mı söylüyorum ama yazık Zeynocuğa da ondan hoşlanan çocuk arkadaşının katili."
Daha fazla dayanamayıp elimi Berk'e vurmak için kaldırmıştım ki sınıfın kapısı sert bir biçimde açıldı ve içeri Zeynep girdi.
"Ne dinledim lan ben az önce!"
___________________________________________
Zeyno bebeğim sonunda öğrendi. Yeni bölüme hoş geldiniz!
Bu arada bölümü aşırı uykusuz bir biçimde yazdım saçma bir yer varsa özür dilerim ama umarım beğenirsiniz.
Yazım yanlışlarım varsa da ayrıyeten özür dilerim. Beğenmediğiniz yerleri buraya yazabilirsiniz.
Ha bi'de mesaj yeri istediğim gibi olmadı bir mesajlaşma yeri geçsin dedim her şey karman çorman oldu Allah texting yazan yazarlara yardım etsin teşekkürler.
Diğer bölüme kadar ZeyÇağ'ımın güzelliği ile kalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
promise||• zeyçağ
Novela Juvenil-tamamlandı- "Söz veriyorum ki senin güvenini kazanmak için her şeyi yapacağım." Tozluyaka adlı dizinin Zeyno ve Çağrı karakterlerine yazılmış bir kurgudur.