Bu adam kim bilmiyordum ama buradan kaçmamız gerektiği kesindi. "O aldığınız kamera kayıtlarını vericeksiniz." dedi keskin sesiyle. "Sen kimsin ki veriyoruz." diyerekten alaycıl bir tavır takındı Çağrı. "Verin dedim!" bir adım yanımıza yaklaştı.
Tedirginlikle Çağrı'ya biraz daha yanaştım. "Çağrı kaçmamız gerekiyor." diye fısıldadım. "Hadi ama aptal ergenler verin dedim değil mi?" diyrekten biraz daha yaklaştı bize. "Ne duruyoruz koş."
Çağrı kolumdan tutarak koşmaya başladık. Adam da arkamızdan koşmaya başlayınca daha da hızlanmaya çalıştık. "Ahh!" saçımdan çekilmem ile durdum ve acıyla bağırdım. "Nereye gidiyorsunuz böyle?" dedikten sonra daha da sert çekti saçımı.
"Sen kimsin lan!" Çağrı'nın adama yumruk atması ile ellerini saçımdan çekti ve geriye savruldu. "Güzeldi aferin aptal!" dedi ve dudağında ki kanı sildi. Çağrı'ya hamle yapmış fakat Çağrı kafasını çekerek kaçtı. O sırada adam ayağı ile Çağrı'nın karnına tekme attı. Çağrı karnını tutarak acı ile inledi.
Ne bekliyordum hızlıca adamın sırtına atlayarak saçlarını çekmeye başladım. Beni üstünden atmaya çalışıyordu ki en sonunda koluma giren ağrı ile ellerimi kafasından çektim. Bunu fırsat bilerek beni üstünden sert bir şekilde attı.
Yere düşüşüm sayesinde kalçama giren ağrı ile yüzümü buruşturdum. Bu sırada adam ve Çağrı dövüşmeye devam ediyordu. Ayağa kalktım. Adam Çağrı'yı altına almış yumruklamaya devam ederken tekrardan saçlarından çektim. Fakat kolumu ters döndürmüş yüzüme sert bir tokat atmıştı.
Yüzüm sağa doğru düşerken dileme gelen metal tadıyla dudağımın kanadığına kanaat getirdim. Adam Çağrı'ya geri dönmüş dövüşürken hızlıca etrafı inceledim. Çaprazımda ki vazoyu görmemle koşup aldım ve hiç acımadan adam'ın kafasında kırdım. Aniden Çağrı'nın yanına düştü. Çağrı bu sırada ayağa kalkmaya çalıştı.
Adam önce kafasında ki kanı elledi görür görmez. "Şimdi bittin ölümlerden ölüm beğen siktiğimin kızı!" dedi ve doğruldu ona fırsat vermeden bacak arasına tekme attım. "Ahh!" iki büklüm olmuş acıyla yerde kıvranıyordu. Vakit kaybetmeden Çağrı'nın elini tutup ellerimizi kenetledik. "Çağrı hadi gidiyoruz." dedim aynı zamanda yerde ki çantalarımızı aldım.
"Al şu çantanı." Çağrı'nın çantasını eline verdim alıp omzuna taktı. O sırada bende çantamı taktıktan sonra "Ne bekliyoruz koş!" dedim ve birlikte koşmaya başladık.
___________________________________________
Hava çoktan kararmış ama biz hâlâ sokaklarda koşuyorduk. "Zeynep tamam ben-benden bu kadar." Çağrı'nın durması ile bende durdum. Derin derin nefes almaya çalışırken bende soluklandım.
Kafasını kaldırdı beni sanki yeni görmüşçesine kaşlarını çattı. "Zeynep dudağın." dedi ve yanıma yaklaştı. Baş parmağı ile kanayan yere dokundu. Acıması ile yüzümü buruşturdum. "Özür dilerim." parmağını çekti. "Sorun değil asıl senin yüzün." kaşı ve dudağı kanıyordu ve yumruk darbeleri ağırdı. "Çağrı hastaneye falan gidelim mi? Yüzün çok kötü gözüküyor." kafasını hayır anlamında salladı.
"Ben iyiyim asıl senin için gidelim. Kolunda morarmış."
"Saçmalama oğlum gerek yok."
"Zeynep gidelim işte."
"Çağrı hayır ya gitmek istemiyorum. Hadi gel bizim yaraları ne iyileştirir biliyorum." diyip elinden çekiştirdim.
"Nereye?"
"Özel yerine."
"Hayır yanlış söyledin." anlamaz bakışlarımı gönderdim. Devam etti.
"Özel yerimize." dediği gülümsememe sebep olurken omuzlarımı silkeledim. "Benim için hava hoş hadi gidelim özel yerimize."
___________________________________________
"Her günümüz olay arkadaş." diyip suyumdan yudum aldım. "Haklısın ama bugün hepsinden de başkaydı. Kızım o tekme neydi?" güldüm. "Güzeldi değil mi?"
"Ne güzeli harikaydı."
"Teşekkür ederim. Bi' ara sana da öğretim hemde denemeli." dedin ve göz kırptım.
Bakışlarımı gökyüzüne çevirip gözlerimi kapattım. Esen rüzgar o kadar güzel geliyordu ki. Rahatlıyordum.
"Zeynep ben sana çok aşığım." gözlerimi açtım ve Çağrı'ya döndüm. "Ne?"
"Zeynep ben senin her zerrene aşık oldum. Bilmiyorum bana ne yaptın ama ben sana deliler gibi aşığım. Bak böyle konuşmalar yapamam ama senin başka bir havan var. Sinirli hallerin, mutlu hallerin, üzgün hallerin her halinle başkasın. Zeynep Sarı sen bana ne yaptın?"
Yutkundum. Yüzünü inceledim o her gördüğümde beni mutlu eden yüzü tekrar ve tekrar inceledim. Unutmak istemezcesine. Sonunda gözlerim yaralı dudağında kaldı.
"Çağrı öpsene beni."
"Hı?"
"Çağrı öp beni diyorum."
"Olmaz dudağın yaralı canın acır." diye fısıldadı. Başımı iki yana salladım ve hızlıca yaralı dudaklarımızı birleştirdim. Kasılmıştı, karşılık vermesi için dudağını ısırdım. Kendine geldi ve bana karşılık vermeye başladı.
Gözlerimizi kapattık. Kollarımı Çağrı'nın boynuna dolarken oda belimden tutup kendine daha da yaklaştırdı beni. Kollarını iyice belime sarmışken dudaklarımızı ayırdık. "Acımadı aksine iyileştirdi." diye fısıldadım. Gülmüş ve yaralı dudaklarımızı tekrar birleştirmişti.
___________________________________________
Kiss yazdım! Nasıl gelişti bilmiyorum bölüme başlarken aklımda böyle bir şey yoktu. ZeyÇağ beni nerelere sürüklüyor...
Bu arada yeni bölüme hoşgeldiniz! Ay umarım beğenmişsinizdir.
Beğenmediğiniz yerleri buraya yazabilirsiniz. Yazım yanlışlarım varsa özür dilerim.
Diğer bölüme kadar ZeyÇağ'ımın güzelliği ile kalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
promise||• zeyçağ
Teen Fiction-tamamlandı- "Söz veriyorum ki senin güvenini kazanmak için her şeyi yapacağım." Tozluyaka adlı dizinin Zeyno ve Çağrı karakterlerine yazılmış bir kurgudur.