2.1

1.8K 134 93
                                    

Gözüme giren güneş ışığı neden her seferinde uykumu bölmeye zorluyordu? Gözlerimi pekte alışık olmadığım bir odada açarken kaşlarımı çattım ve yattığım yataktan doğruldum.

Ağrıyan gözlerimle odayı inceledim. E bu Çağrı'nın odası. Dün gece beni kendi evine mi getirmişti? Yavaşça kapının açılması ile kafamı sağa çevirdim. Çağrı kapının arkasından sadece yüzünü gösterdiğin de benim uyandığımı görmüş ve yüzü memnuniyetiz bir hâl almıştı.

Ardından içeri girerek "E ben seni uyandırıcaktım hemde öperek." diye mızmızlandı. Güldüm ve gözlerimi devirdim. "Bakıyorum da hiç bir fırsatı kaçırmıyorsunuz Çağrı bey."  yatağa oturdu ve dudağımın kenarına bir öpücük bıraktı. Geri çekilirken"Asla kaçırmam."  diyerekten güldü.

Derin bir nefes aldım ve kafamı yatak başlığına yasladım.

"Buraya getirdiğin için teşekkür ederim. O eve gitmek istemezdim gerçekten."

"Teşekkür etmene bile gerek yok güzelim. Nerede iyi hissedeceğini biliyorum diyelim."

Dedikten sonra bir durakladı ve yataktan kalkıp odadan çıktı üzerine kapıyı kapattı. Yaptıklarına anlamsız bakışlar atarken "Çağrı ne yapıyorsun?" diye seslendim. O ise kapının ardından "Bebeğim senden bir ricam var uyuyormuş gibi yapar mısın?" dedi.

"Ne?"

"Sorgulama yap işte lütfen!" Ya sabır ne yapıyor bu? O sırada Çağrı'nın hiç bir hareketini sorgulamamam gerektiğini düşünüp dediğini yaptım ve geri uzanıp gözlerimi kapattım.

Bir süre sonra kapı açılma sesi duydum. Çağrı yatağa oturdu yaklaşan nefesi ile dibimde olduğunu anlamam pekte zor olmadı. Tam gözümü açacakken dudağımda ki baskı ile durdum. Dudakları yavaş yavaş hareketlendi. Bu buse uzun bir öpücüğe dönüşüyordu. Dudaklarım kıvrıldı ve çok bekletmeden karşılık vermeye başladım.

Geri çekildi. "İşte tam da böyle uyandırıcaktım." dedi ve tekrardan yaklaştı.

Fakat burnuma dolan yanık kokusu ile yüzümü buruşturdum ve geri çekildim. "Çağrı yanık mı kokuyor yoksa bana mı öyle geliyor?" önce havayı kokladı. Ardından aklına bir şey gelmişçesine telaşla yataktan kalkıp "Ekmekler!" diye bağırdı. Ve koşa koşa odadan çıktı.

Ben şaşkınlıkla bu hâllerini izlerken yataktan kalktım. "Ne ekmeği Çağrı ne oluyor?" diyerekten mutfağa ilerledim ama yemek masasında ki göz kamaştıran kahvaltı sayesinde donup kalmıştım. "Of sıcakmış." diyerekten hafif yanmaya kaymış ekmekleri masaya yerleştirdi Çağrı. Ardından bana döndü.

"Sen uyurken bende erken kalkıp sevgilime bir kahvaltı hazırlayim dedim."

İşaret parmağım ile onu gösterirken pekte inanmamış sesimle "Sen?" diye sordum. O ise kendinden emin bir şekilde kafasını salladı. "Evet, ben." dedi. "Kandırmıyorsun değil mi beni? Sen bunları Önder hocaya bile yaptırmış olabilirsin."

"Ayıp ediyorsun Zeyno hem babam evde yok ama olsaydı haklısın, yardım almam desem yalan olur. Neyse sen otur. Çay mı içersin meyve suyu mu?"

"Çay fena olmaz."

"Hemen dolduruyorum. E sen otursana hadi."

"Bu mükemmel özellikle senin yaptığın kahvaltıyı yemek için can atıyorum ama önce lavaboya gitmem gerekiyor hemen geliyorum."

Diyrekten mutfaktan ayrılıp lavaboya ilerledim.
Önce yüzümü soğuk suyla yıkadım ve kenar da duran katlanmış havlulardan bir tanesini alıp yüzümü kuruladım.

promise||• zeyçağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin