"Hayır dün sadece korkuyla polislerin gelmesini bekledim."
"Nasıl ya ben polislere senin adresini verdim birebir Çağrı Koçak dedim."
"Dün eve bir kişi bile gelmedi Zeynep."
Ne oluyordu böyle? Arkama dönüp spor salonunda çıkacaktım ki Çağrı kolumu tuttu. Hızlıca kolumu çektim. "Ne yapıyorsun sen?!"
"Nereye gidiyorsun?"
"Bu durumda nereye gidebilirim? Polise gidiyorum!" diyerekten tekrar yürümeye başladım ama yine beni durdurmuştu. "Ne istiyorsun Çağrı?"
"Zeynep bu işte sence de bir şey yok mu?"
"Var ve bende şimdi onu çözmeye gidiyorum. Lan adam seninle bizzat konuştuklarını söylediler."
"Tamam işte gidersen yine yalan söyliyecekler. Önce ne olduğunu bulmalıyız."
Alaycı bir şekilde güldüm.
"Bunu arkadaşımın katili olan biri mi söylüyor?"
"Hayır arkadaşının katili değilim." Kaşlarımı çattım. "Ne demek değilsin daha dün anlattın ya."
Derin bir nefes aldı. "Bak Zeynep o gece ben Vefa'nın nabzını kontrol edicekken Berk Ege'ye beni uzaklaştırmasını istedi. Berk Vefa'nın yanında kaldı ama ondan sonra ne oldu bilmiyoruz. Vefa düştüğü an en son yanımıza Berk geldi. Sence de çok açık değil mi. Belki de Vefa yaşıyordu ama Berk ona bir şey yaptı."
Dedikleri mantıklıydı ama bunları neden şimdi düşünüyordu. "Gerizekalı Berk'in bu kadar şeyler yaptığına eminsen niye şimdi bunları düşünüyorsun başlarda aklın neredeydi."
"Aşk sarhoşuydum diyelim." Ya sabır! Aklıma Çağrı'nın benden hoşlandığı geldi yani öyle duymuştum ama artık güvenimi yerle bir etmişti. Dediğine cevap vermedim. O sırada spor salonunun kapısı açıldı. İçeri nöbetçi öğretmen girdi önce Çağrı ile bizi süzdü sonra konuşmaya başladı.
"Ne işiniz var sizin burada ders çoktan başladı duymadınız mı zilin sesini." Ne ara çalmıştı be. "Hocam özür dileriz önemli bir mesele konuşuyordukta." dedi Çağrı. Ya oğlum ne açıklıyorsun özür dile geç işte. Hoca bize sanki kötü bir şey yapmışız gibi bakıyordu. Sınanıyor muydum?
"Hadi sınıfınıza." ikimiz de kafalarımızı salladık ve spor salonundan çıktık ardından doğruca sınıfa ilerledik.
___________________________________________
"Zeyno sen Çağrı ile sevgili misin?" Ali'nin dediği ile gözlerimi şaşkınlıkla açtım. "Ne diyon Ali ya?"
"Kızım resmen her an berabersiniz bugün derse de birlikte geç kalıp birlikte girdiniz. Sizi çözemiyorum."
"Hiç, arada konuşuyoruz sadece bugün de tesadüftü bu kadar."
İnanmaz bakışları ile "Ha o kadar yani?" dedi. Bende kafamı sallayıp kahvemden yudum aldım. "Arap nerede ya?" diye sordum. Güldü. "Kendisi çok 'Duru' bir su akıntısına takılı kalmışta."
"Vayy bizim Arap'a bak sen."
"Selam." yanı başımızdan gelen sesle sola döndüm. Cemre gelmişti. "Oturabilir miyim?" Ali'nin cevap vermesini beklemeden ben söze atladım. "Gel gel otur ben zaten gidiyordum."
Açıkçası artık ikisinin ilişkisi benim için önemli değildi. Ayağa kalktım ve onlara son olarak "Görüşürüz." diyip yanlarından ayrıldım. Daha Çağrı'yı bulucaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
promise||• zeyçağ
Novela Juvenil-tamamlandı- "Söz veriyorum ki senin güvenini kazanmak için her şeyi yapacağım." Tozluyaka adlı dizinin Zeyno ve Çağrı karakterlerine yazılmış bir kurgudur.