31. Bölüm Ceylin'in son kez sarılmak istediği sahne ve devamı...
"Son bir kez sarılabilir miyim?"
Ilgaz, Ceylin'i doğru anlayıp anlamadığından emin olamadı. Acı dolu gözlerinde şaşkın bir ifadeyle Ceylin'e baktı sorar gibi. Sarılmak... Nasıl bir sarılmak istiyordu Ceylin bu sefer?
Ceylin kimi zaman, mesela çok yoğun bir günün ardından, Ilgaz'ın yanına gelir aniden sarıldı. Bir süre birbirlerinin kollarında öylece dururlar sonra Ceylin yavaş yavaş Ilgaz'ın boynunu, yüzünü bazen doğrudan dudaklarını öpmeye başlardı. Öyle olduğunda Ilgaz anlardı. Ceylin her konuda olduğu gibi sevişme konusunda da açık ve netti. İsteğini Ilgaz anlasın diye beklemezdi, doğrudan gösterirdi. Ceylin'in bu tavrı çok hoşuna giderdi Ilgaz'ın. Arzulanmak, hem de aşık olduğun kadın tarafından müthiş bir şeydi. Ceylin'in bu ani sarılma isteklerinin ardından daima kendilerini yatakta, kanepede bazen zeminde nefes nefese bulurlardı.
Bu yüzden, birkaç saniye önce boşanma davasını açtım dediği Ceylin'in sarılmaktan kastı neydi anlayamamıştı. Ilgaz'ın bu konuda insiyatif alacak hali de yoktu. Daha geçen gün sadece saçını okşamak istediğinde kafasını çevirmişti Ceylin. Dokundurtmamıştı bile. Bu aklına gelince, aklından geçen 'acaba sevişmek mi istiyor' fikrinin ne kadar anlamsız olduğunu düşündü Ilgaz.
Ilgaz'ın aklından bunlar geçerken, Ceylin yataktan kalmıştı bile. Yüzünde hayal kırıklığına uğramış bir ifade vardı Ceylin'in.
" ...Sen topla eşyalarını..." Ceylin tam odadan çıkacakken kolundan yakaladı Ilgaz. Yaklaştı Ceylin'e. Yüzünü avuçlarına aldı. Ceylin'in gözlerine baktı ve yine anladı. Ceylin sevişmek istiyordu. Yutkundu Ilgaz. 'Bu doğru değil, hiç doğru değil' diye geçirdi aklından. Boşanacaklardı. Şimdi tekrar Ceylin'i teninde hissetmek zaten yıkılmak üzere olan iradesinin tamamen çökertebilirdi. Boşanmayı Ceylin rahatlasın, kendine gelsin diye istiyordu. Zaten çok zordu. Ceylin bir dese, istemiyorum dese. Ya da biraz uzak kalalım dese... Hemen kabul edecekti ama söz ağızdan bir kere çıktı mı geri dönüşü olmuyordu. Zaten Ceylin de tamam demişti. O zaman bu neydi şimdi?Ceylin'in dudaklarını birleştirmesiyle tüm vücudu ürperdi. Ceylin'in yumuşacık dudaklarını ne çok özlemişti. 'Bu doğru değil' diye düşündü tekrar. ' İkimiz için de herşeyi zorlaştıracak.' Beyni çalışıyordu. Engel olmak istiyordu ama beyni ile kalbi ve bedeni zıt düşmüşlerdi bu defa
' Tamam, herşeyi Ceylin'e bırak, bırak ne istiyorsa olsun. Bunca acıdan sonra bu kadarına hakkı yok mu?' Ceylin dudaklarından ayrıldı bir an, sonra tekrar yaklaştı. Yeniden birleştirdi dudaklarını ama bu sefer Ceylin'de ilk seferki tereddüt yoktu. Ilgaz'ın da dayanacak hali kalmamıştı, o da arzuyla öpmeye başladı Ceylin'i. Beynini susturdu. 'Ceylin istiyor, ben de istiyorum. Yanlışsa da yanlış. Hem hem sonuçta karımla sevişeceğim, bunun nesi yanlış? Karımla... Yakın bir gelecekteki eski karımla...'Aklından bunlar geçince Ilgaz sanki Ceylin'i kaybetmesine engel olabilecekmiş gibi daha sert daha tutkulu öpmeye başladı. Öpüşmeleri derinleşti. Ilgaz iyice sabırsızlanarak Ceylin'i yatağa doğru çekti. Dudaklarını hiç ayırmadan yatağa düştüler. Ceylin Ilgaz'ın üstünde kendini ona iyice yaslayarak öpmeye devam etti. Bir yandan da önce kendi ceketini sıyırıp attı üstünden sonra da Ilgaz'ın ceketini ve kravatını çıkardı. Ceylin'in eli tam Ilgaz'ın gömleğini açmaya başlamıştı ki, Ilgaz Ceylin'in ellerini tutup durdurdu onu.
Boğuk bir sesle konuştu Ilgaz. " Ceylin... Emin misin?"
Ceylin biraz geri çekildi. " Sen istemiyor musun ?"
"İstiyorum. Çok istiyorum hem de. Sadece senin sonradan pişman olmanı istemiyorum."
Ceylin, Ilgaz'ın gözlerinin içine baktı. Birşey söylemeden yeniden yaklaştı, minicik öptü Ilgaz'ı. Sonra hızlıca üzerindekileri çıkardı, iç çamaşırlarıyla kaldı. Ilgaz'a döndü. Ilgaz'ın gömleğinin düğmelerini açtı yavaş yavaş.Ilgaz dikkatle Ceylin'i izliyordu. Ilgaz'ın kıyafetleri de yerle buluşunca, Ilgaz Ceylin'in üzerine doğru uzandı. Boynunu öptü uzun uzun. Mis gibi kokuyordu. Ellerini Ceylin'in sırtına doğru uzatıp sütyenini çıkardı. Sol göğsüne elini götürdü. Göğüs ucunu baş parmağıyla okşadı. Sonra dudaklarını da götürdü göğsüne. Yavaşça ama içine çekerek öptü. Sonra diğer göğsüne geçti. Uzun uzun öptükten sonra başını kaldırarak Ceylin'e baktı. Yemyeşil gözlerine, minik burnuna, güzel dudaklarına... "Çok güzelsin. Çok güzelsin."
Ceylin gülümsedi. Yüzünü okşadı Ilgaz'ın.
Ilgaz, Ceylin'in dudaklarına uzandı yeniden. İkisi de yüreklerindeki acıyı bir süreliğine unutarak birbirlerine dokunmanın tadını çıkardılar.
.....
Ceylin, Ilgaz'ın göğsüne başını koymuş nefesini düzenlemeye çalışıyordu. Ilgaz da yüzünü Ceylin'in saçlarına gömmüş,arada öpüyor, bir yandan da Ceylin'in omzunu hafif hafif okşuyordu.
Ceylin daha da sıkıca sarıldı Ilgaz'a. Bir daha ona böyle sarılmayacağını düşündü. Kalbi sıkıştı. Nefes alamadığını hissetti.
Eşyalar arasında en çok yatağı seçerken zorlanmıştı Ceylin. Ilgaz'ın uzun süre masa başında oturması ve stresli - gergin işinden dolayı sırt ağrısı da oluyordu. Ortopedik ve geniş bir yatak seçmeye çalışmıştı Ceylin. Normalde bu kadar incelemezdi ama Ilgaz'ın rahat etmesini çok istiyordu. Bir de, bu yatakta uzun uzun vakit geçirme planı vardı, o yüzden en iyisini bulmaya çalışmıştı. "Hepsi boşunaymış" diye düşündü. Neler hayal etmişti, neyi yaşıyordu ? Felâketlerin eşliğinde tutulan, kurulan bu ev, bu oda... Ilgaz'la ayrılıklarına giden büyük kavga da bu evde yaşanmıştı. Ilgaz gibi kararlı, inatçı biri nasıl olup da hemen vazgeçebilmişti onlardan? Nasıl yüreğinden ve aklından geçebilmişti ayrılmayı? Sen benim ailemsin demişti Ilgaz ona, evliliklerinin gerçeğe dönmesini en çok o istemişti. Ceylin için sevgililerken, Ilgaz için çoktan "eş" olmuştu Ceylin. Hangi aile böyle bir günde tepetaklak olurdu?
Belki de... Belki de yaşadıklarının ağırlığı Ilgaz'ın birbirlerine ne kadar iyi geldiklerini, aralarında nasıl bir bağ olduğunu unutmasına olmasa da karıştırmasına sebep olmuştu. Bu yüzden istemişti aslında biraz da Ceylin sevişmeyi. Hatırlatmak için. "Biz birbirimize aidiz." Sevişirlerken gerçekten öyle olduğunu ikisi de bir kere daha hissetmişti. Ama bu Ilgaz'ın kararını etkileyecek miydi? Aslında söylese Ceylin, dese ki "bence boşanmayalım, sürece bakalım, ne hale geleceğiz bakalım, olmazsa, düzelmezse o zaman boşanırız." Bunu söylese Ilgaz ne derdi acaba? Ama Ceylin zaten Ilgaz'a isteğini dün belli etmişti. Ceylin bu durumda bile birlikte olmak istiyordu. Ilgaz nasıl şaşırmıştı buna ? O halde, Ceylin zaten açık açık birlikte olmaya devam etmek istediğini söylemişken, Ilgaz boşanalım diyorsa ne diyebilirdi ki daha fazla ?
Ilgaz'ın kafasında da benzer düşünceler dönüyordu. Şimdi kalkıp gidecek miydi? Olmazdı ki. Gece sevişmişlerse sabah beraber uyanmayı, gün içinde sevişmişlerse beraber yemek yemeği, sohbet etmeyi, yani birlikte birşeyler yapmayı severdi Ilgaz. Ceylin'in ona ait olduğu hissini ilkel bir şekilde pekiştiriyordu seviştikten sonra birlikte birşeyler yapmak, hemen ayrılmamak. Ama şimdi ne yapacaktı? Kafasında iyice tartı Ilgaz. Nihayetinde kalmasının ikisinin de acısını artıracağına hükmetti. Kestirip atmak daha iyiydi. Evliliklerini kestirip attıkları gibi... Şimdi gece kalsa, beraber uyusalar, sabah beraber uyansalar, sonra beraber kahvaltı yapsalar... Böyle uzayıp gidecekti. Ama şimdi, bu evden bir daha gelmemek üzere çıkacaktı. Böylece olacağını bildikleri ayrılık hemen yaşanacaktı. İkisi de korkarak beklemeyeceklerdi o anı.
Başını öptü Ceylin'in. "Ceylin ben bir tuvalete gitsem..." Ceylin hemen kalktı Ilgaz'ın göğsünden. Yan tarafa geçti. Ilgaz ayağa kalktı. İç çamaşırı giydi ve tuvalete gitmeden önce yataktaki ve yerdeki kıyafetleri aldı. Ceylinkileri düzgünce katladı. Kendilerininkileriyse açarak yatağın üstüne koydu. Sonra odadan çıktı.
Ceylin Ilgaz'ın arkasından baktı. "Gidecek" diye düşündü. "Geri dönünce giyinecek." Gözleri doldu. Ilgaz kalemi kırmıştı. Demek ki Ceylin'in hissettiklerini hissetmemişti ya da hissetse de umursamamıstı.
Ilgaz'ın ayak seslerini duyunca gözlerini kapattı Ceylin. Dün geceki gibi uyuyormuş gibi öylece yatmaya devam etti. Ilgaz odaya girince önce Ceylin'e baktı. Ne diyeceğini hiç bilmiyordu, nasıl çıkacağını evden. Ama Ceylinin gözleri kapalıydı. Uyumadığını Ilgaz çok iyi biliyordu ama böylesi daha iyiydi belki. Demek ki Ceylin de ne yapacağını bilmiyordu. Kalbi açıyordu. Hem bir an önce çıkıp gitmek hem de sonsuza kadar kalmak istiyordu.
Giyinmek için önce üzerinden çıkardıklarını aldı eline. Daha sonra buraya dün getirdiği kıyafetler geldi aklına. Gitti onları getirdi. Ceylin'in çıkardığı kıyafetleri tekrar giymek istememişti. Giyindikten sonra Ceylin'e yaklaştı. Saçlarını okşadı. Yüzüne baktı. Son kez. Karısına. Gerçekten hayatını geçirmek istediği,bundan hiç tereddüt etmediği kadına. Az önce içinde olduğu, her yerini öptüğü, dokunduğu kadına... İçi titredi. Yavaşça öptü Ceylin'i. Ve tek birşey çıktı ağzından "Hoşça kal sevgili..."
Sonrasında arkasına bakmadan hızlıca çıktı odadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yargı Eksik Parçalar
AlteleYargıda eksik kalan, seyirci olarak zihnimizde tamamladığımız sahnelerinden kesitler.