1

6.7K 269 167
                                    

"Jungkook bu yıl bu odaya kaçıncı gelişin, söyler misin? Ben 10'dan sonrasını saymayı bıraktım da". Orta yaşlı adam nefesini vererek bıkmış bir tavırla karşısındaki tekli koltukta sanki kendi evindeymiş gibi yayılarak oturmuş çocuğa söylemişti.

Buna karşılık olarak ise Jungkook göz devirmişti. Umursamaz bir tavırla düz bir şekilde önündeki duvarı izliyordu.

"O zaman sen de beni artık bu odaya çağırmaktan vazgeç". Diyerek hafif çekik olan yuvarlak gözlerini müdüre çevirmişti.

Müdür içine büyük bir nefes çekerek uzun bir konuşma yapacağının haberini vermişti. "Bak Jungkook bu yıl sen çok değiştin eskiden böyle değildin. Her zaman derslerine büyük önem verirdin. Geçen yıl okul birincisiydin. Şimdi ise okulda hep birilerini dövüyorsun, derslerde uyuyorsun, hatta bazen derse hiç gelmiyorsun, okulda sigara içiyorsun, her tarafına dövme, piercing yaptırdın. Bu nereye kadar böyle devam edecek? Sırf baban için sana katlanıyorum. Biliyorsun, değil mi? Bay Jeon olmasa seni okuldan çoktan atardım. Artık bunlara bir son ver ve derslerine odaklan. Artık birilerini dövmekten de vazgeç. Anladın mı?"

Jungkook tekrar tekrar göz devirmişti. Zaten bu lafları her gün söylüyordu bu yaşlı adam. Artık duymaktan bıkmıştı. Zaten hiç birini dinlememişti.

" Bitti mi?" Bıkmış bir tavırla müdüre bakarak söylemişti.

Adam artık Jungkook'un bu tavırlarına alışık olduğu için iç çekerek sinirli sesiyle "Defol şimdi odamdan bir daha kötü bir davranışını görmek istemiyorum. Hareketlerine dikkat et, burası babanın evi değil. Burası herkesin eşit olduğu bir okul!" sonlara doğru sesini yükselterek demişti.

Jungkook tam çıkacakken duyduğu son cümle ile durmuş, yüzüne alaycı bir sırıtma yerleştirerek müdüre bakmıştı." Eğer bu okulda herkes eşit olsaydı, iki yumruk atan herkesi okuldan attığın gibi beni de atardın".

Jungkook, arkasında verecek cevap arayan sinirli ve bir o kadar da şaşkın bir adam bırakarak odadan ayrılmıştı.

°°°°°°°°°°°°°°°°°

JIMIN

Sarışın çocuk en sevdiği ders olan matematiği, en sevdiği öğretmeninden hem dinliyor, hem de yazı tahtasında yazılanları defterine not alıyordu.

Matematik çalışırken, dersi dinlerken her zaman huzurlu hissediyordu. Kötü anılarını o an hep unutuyordu.

Sarışın, okulun en çalışkan çocuklarından biriydi. Boş zamanlarını her zaman iyi değerlendirirdi. Teneffüslerde sık sık okulun kütüphanesine giderdi. Zor soruları çözmeyi seviyordu. Çünkü o soruları çözüp doğru cevabı bulunca kendisiyle gurur duyuyordu.

Bir tane de kendisi gibi çalışkan arkadaşı vardı. Hoseok, Jimin kadar olmasa da derslerinde çok başarılıydı. Jimin'in aksine o boş zamanlarını arkadaşları ile geçiriyordu. Jimin ve Hoseok sınıfta aynı sırayı paylaşıyorlardı ve oldukça iyi anlaşıyorlardı.

Jimin huzurlu bir şekilde dersi dinlemeye devam ederken bu huzuru kafasına çarparak önüne düşen hafif kağıttan top ile bozuldu. Kafası acıtmamıştı.

Kağıdı açtığı zaman kağıdın ortasına büyük harflerle yazılmış 'İĞRENÇ İBNE' yazısı ile karşılaştı.

Kimin attığına bakmak için arkasını döndüğünde öğretmeninin sesi duyuldu "Jimin? Bir sorun mu var?"

Evet vardı. Arkasını döndüğü zaman yüzünde iğrenç bir sırıtma olan Taehyung ile göz göze geldi. "Kes sesini". Taehyung sadece Jimin'in duyabileceği şekilde mırıldandı.

Tabi ki Jimin, Taehyung'u öğretmenine şikayet edecekti. Ne hakla en huzurlu anını bozarak ona hakaret edebilirdi? Ona artık haddini bildirmeliydi. Her canı sıkıldığında onu rahatsız edemeyeceğini ve ondan korkmadığını gösterecekti.

"Sorun yok hocam". Evet tam da böyle söylemişti. Kimi kandırıyordu ki ondan korkuyordu.

Jimin bu okula geldiğinden beri Taehyung ve aptal arkadaşları ona rahat vermemişti. Müdüre şikayet ettiğinde ise onu buna pişman etmişlerdi. Onu soluğu kesilene kadar dövmüş, sonra da öldü sanarak korku ile oradan kaçmışlardı. Jimin ise annesi ne olduğunu sorduğunda yalan söylemişti. Çünkü eğer doğruyu söylerse annesi okula gider onları müdüre şikayet ederdi. Onlar okulda kovulursa Jimin'in başı da büyük derde girerdi.

Jimin Taehyung'un ergen tavırlarına göz devirerek dersi dinlemeye devam etmişti. Eğer Taehyung'un bedeni onunkinden yapılı olmasaydı Jimin ona gününü gösterirdi. Yine de kendi bedenini seviyordu. Sınıflarındaki bir çok erkeğin ve kızın bedeninden daha güzeldi. Yüzü de aynı şekilde. Kendisini beğeniyordu belki biraz egoluydu. Aslında buna egolu denmezdi o sadece kendisini seviyordu.

"Boşver onu yine damarlarından ergenlik akmaya başlamış". Yanında oturan Hoseok tüm olanları görmüş ve göz devirerek söylemişti.

"O umrumda değil". Jimin umursamazca söyleyerek sevgili öğretmenini dinlemeye devam etmişti.

Birazdan teneffüs zili çalmış, öğretmen sınıftan çıkmıştı. Hoseok ve Jimin ise kantine doğru yol almıştı.

Hatalarımı görmeyin. Kısa bir bölüm oldu. Sadece Jimin ve Jungkook'un hayatlarının kısaca nasıl olduğunu göstermeye çalıştım.

İlk defa yazıyorum. Umarım beğenirsiniz.

Sizce Jungkook'un bir yılda değişmesinin sebebi nedir?

647 kelime

Angel Of Death Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin