4

2.9K 212 205
                                    


Lütfen bolca yorum yapın. Yorumlarınızı okudukça yazma isteğim artıyor.

Jungkook'un gözlerinin hedefi pembe dolgun dudaklar olmuşken, Jimin de gözlerini öpülesi kiraz gibi kırmızı dudaklara indirdi.

"Jimin Hyung?"

Jimin duyduğu ses ile gözlerini sonuna kadar açarak Jungkook'u hızla itmiş, Jungkook telaşla ondan uzaklaşmak isterken kafasını arabaya çarpmış ve dudaklarından acı bir inleme dökülmüştü.

Jungkook kendisini Jimin'den uzaklaştırıp yüzünü buruşturarak eliyle kafasını tutuyordu.
'Demek ismi Jimin' diye geçirdi içinden.

Jimin telaşla arabadan çıkarak ayakta dikilmişti. Hızlıca bir eliyle saçlarını karıştırırken diğeri ile de kahve lekesi olan gömleğini düzeltiyordu.

Jungkook ise Jimin'e kaşını kaldırarak bakarken 'Hani yürüyemiyordun?' Diye geçirmişti içinden.
Ama bu sorusunu ona sonra da sorabilirdi. Şimdi önemli olan karşılarında dikilmiş şüpheci bakışlarla onları süzen bu sinir bozucu çocuktu.

"Siz... Ne yapıyordunuz?" Jihyun'un soru soran gözleri Jimin ve Jungkook arasında gidip gelirken şüpheci çıkan sesi ile sordu.

Jungkook, Jimin'in gerilmiş yüzüne ve karşısındaki çocuğun kendisini süzmesine daha fazla tahammül edememiş seslice nefesini verirken göz devirmişti.

"Sevişiyorduk. Neden böldün?"  Jungkook sanki çok normal bir şey soylüyormuş gibi ifadesiz bakışlarını karşısındaki siyah saçlı çocuğa yollarken ruhsuz çıkan sesi ile konuşmuştu.

"Ne?!"

"Ne?!"

Aynı anda bir birinin kopyası olan iki çocuk irice açılmış gözleri ile karşılarında dikilmiş sırıtan siyah saçlı çocuğa bakarak bağırmıştı.

Jungkook onların bu haline tekrar tekrar göz devirmiş, kollarını önünde birleştirerek son model siyah arabasına yaslanmıştı. Bu gün göz devirmekten gözleri yerinden çıkacaktı artık.

Jungkook Jimin'in kıpkırmızı olmuş yüzüne bakarken çok keyif aldığını hissediyordu. Böylece sırıtması daha da büyümüştü.

"Hyung, ne diyor bu adam?" Jihyun şaşkın ve bir o kadar da sinirli sesi ile sorarken Jungkook'a bakan gözlerini Jimin'e çevirmişti.

"Hey velet, araba kapısında sabah sabah sizin evinizin önündeyken nasıl sevişmemizi bekliyorsun? Buna gerçekten inandın mı?"  Siyah saçlı olan yuvarlak gözlerini çatık kaşlarla Jimin'i izleyen çocuğa çevirirken alayla söyledi.

"Ben velet değilim!" Jihyun sinirle ayağını yere vurmuştu.

"Buna mı takıldın yani, velet?" Jungkook çocuğu daha fazla sinir etmek adına sondaki 'velet' kelimesini bastırarak söylemişti.

"Sana ve-" Çocuğun cümlesi sonunda şaşkınlıktan çıkmayı başaran abisinin sesi ile kesilmişti.

"Jihyun kes şunu".

"Ama..."

Jimin yine onun sözünü keserek Jungkook'a bakarken söylemişti. "Bu önünde görmüş olduğun adam bana arabası ile çarptı sonra da vicdan azabı çekerek beni evime bıraktı. Az önce de inmeme yardım ediyordu".

Jimin az önceki arabada olan yakınlaşmaları aklına gelince yutkundu ve yeniden yanaklarının yandığını hissetti.

"Daha kaç kere söylemem gerekiyor ben sana çarpmadım. Ve arabama binmek için de sen ısrar ettin". Jungkook sinirli gözlerini yanakları kızarmış sarışına çevirirken konuşmuştu.

Angel Of Death Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin