Jungkook akşam Jimin'in evinde kalmaya karar vermişti. Tüm günü birlikte geçirmiş, fazlasıyla eğlenmişlerdi. Şimdi ise Jimin'in bilgisayarında bir oyun oynuyorlardı. Jimin hırsla klavyenin tuşlarına basarken Jungkook onun bu haline bakarak kıkırdıyordu. Sürekli Jungkook'un kazanması artık canını sıkmıştı ve şimdi kendisi kazanmak istiyordu.
"Jimine, yavaş olmalısın tuşlar her an yerinden çıkabilir." Bunu diyerek uzun olan küçük bir kahkaha attı.
"Kes sesini seni küçük tavşan!" Jimin sinirle söyledi ve hırsla ekrana bakmaya, aynı zamanda tuşlara basmaya devam etti.
Jungkook, daha çok kahkaha atarken başını arkaya attı.
"İşte bu! Kazandım! Kazandım!" Jimin birden ayağa kalkarak sevinçle çığlık attı. Yumruk yaptığı ellerini yukarıya kaldırdı ve yüzündeki zafer gülümsemesiyle Jungkook'a baktı.
Jungkook şaşkın gözüküyordu. Jimin'i izlemeye o kadar dalmıştı ki oyunu tamamen unutmuştu. Yine de Jimin'in bu kadar mutlu olması onu da mutlu etmişti.
"Uh, bu nasıl olur!" Jungkook yüzündeki sahte kızgınlıkla ekrana baktı. Jimin ile eğlenmeyi seviyordu.
Jimin kollarını göğsünde birleştirdi ve kendini beğenmiş ifadesi ile ona bakmaya devam etti.
"Ağlama küçük tavşancık. Zaten diğer oyunlarda da şans eseri kazandın. Şimdi kalk ve yemek yemeye gidelim." Jimin eğilerek Jungkook'un dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu ve odasının kapısına doğru ilerlemeye başladı.
Jungkook yüzündeki gülümsemeyle ayağa kalktı ve Jimin'i takip etti.
_______
"Yemek çok lezzetliydi ellerinize sağlık." Jungkook ayağa kalkarken Bayan Parka bakarak söyledi.
Kadın ona gülümsedi ve teşekkür etti ardından Jungkook Jimin ile birlikte odaya doğru ilerlemeye başladı.
"Kookie ben duş alacağım. Sen istersen uyu."
Jungkook kafasını olumlu anlamda salladı. Ardından kendisini yumuşak yatağa bıraktı. Jimin ise bornozunu aldıktan sonra Jungkook'a kısa bir bakış atarak duşa girdi.
Yarım saat sonra
Jimin sonunda duştan çıkmayı başarmıştı. Yatakta masumca yatan sevgilisine bakarak gülümsedi. Dayanamayıp yanına doğru ilerledi ve dudaklarını onun yanağına bastırdı. Tam geri çekileceği sırada birden yatağa doğru çekildi. Kendisine engel olamadan küçük bir çığlık atmıştı.
"Imm çok güzel kokuyorsun." Jungkook burnunu altındaki bedenin boynuna gömerken söyledi.
"Hey, beni korkuttun!" Jimin sahte bir sinirle söyledi. Tabii ki bu beklenmedik hareket karşısında korkmuştu ama kızmasının aksine bu hoşuna gitmişti.
"Dudaklarını böyle büzmeye devam edersen kendimi daha fazla tutamam haberin olsun."
"Tutmanı isteyen kim?" Jimin sırıtarak Jungkook'un gözlerinin içine baktı.
"Bebeğim yaramazlık mı yapmak istiyor?" Yüzündeki tehlikeli gülümsemeyle sarışına bakarak sordu.
"Seni özledim."
Jungkook ani bir hızla sarışın olanın dudaklarına kapandı ve iştahla emmeye başladı. Jimin de bunu bekliyormuş gibi karşılık vermekte gecikmedi. Jungkook dilini sıcak ağıza kaydırdı. Dili tüm deliği turlarken lezzetli bir yemek yiyormuş gibi mırıltılar çıkarıyordu.
Jimin ellerini siyah saçlara attı ve sertçe çekiştirdi. Ağzında gezinen dili yakalayarak emmeye başladı. Bu hareketi karşısında ikisi de derince inledi. Jungkook ellerini aşağılara doğru kaydırdı. Altındaki bedenin bacaklarını okşamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel Of Death
Random"Bana emir mi verdin bebeğim? Üstelik seni bir daha uyarmayacağımı söylememe rağmen ellerini mi kullandın? Şimdi sana ne yapmalıyım? Yaramaz çocuklar her zaman ceza alır Jimin-ah." Sert ses karşısında Jimin'in içi titredi. Ceza kelimesini duyması il...