Uyarı: küçük bir smut sahnesi vardır.
Jimin
Heyecanla hazırlanmış, Jungkook'un gelmesini bekliyordum. Yoongi ve Hoseok'a da haber vermiştim. Oraya yalnız gitmek istemiyordum. Jungkook beni arkadaşları ile tanıştıracağını söylemişti ve ben de arkadaşlarımı onlarla tanıştırmak istiyordum.
Yatağımda oturup düşüncelere dalmışken telefonumdan gelen mesaj sesi ile kalbim garip bir şekilde hızlanmış ve hemen yanımda duran telefonu elime alarak kilidini açmıştım. Mesaj uygulamasına girdiğim zaman bilinmeyen bir numaradan gelen mesajı görmüştüm.
Bilinmeyen numara
Hey, Jimin selam. Ben Jungkook.
Hazır mısın?
Birazdan oradayım.Gereksiz heyecan vücudumu sarmışken titreyen ellerimle parmaklarımı klavyede gezdirmeye başlamıştım.
Jimin
Selam Jungkook
Evet, hazırım.
Seni bekliyorum.
(Görüldü)Son kez aynada kendime baktıktan sonra odamdan çıkmış, annemin yanına ilerlemiştim. Yanağına öpücük kondurduktan sonra kapıya doğru giderek ayakkabılarımı ayağıma geçirmiştim. Jungkook geldiğine dair mesaj attığı zaman ben de dışarıya çıkmıştım.
Karşımda siyah arabasına yaslanmış, siyahlara bürünmüş bir beden duruyordu. Dizlerinde yırtık olan bir pantolon ve siyah düz bir tişört giymişti. Saçlarını ise serbest bırakmıştı.
"Biliyorum, harika gözüküyorum."
Çocuğu ne kadar süzdüysem sonunda konuşmaya başlamış ve benim yanaklarımın kızarmasını sağlamıştı. Ben yanaklarımı görmemesi için kafamı eğerken o konuşmasına devam etmişti.
"Ama senin yanında sönük kalıyorum. Şu güzelliğine bir bak."
Söyledikleri ile daha da kızarırken yüzümdeki durduramadığım sırıtmayla teşekkür etmiştim.
Sonunda arabaya bindiğimizde Jungkook bara doğru sürmeye başlamıştı. Gözlerimi ondan alamıyordum. Karşımda dünyanın en mükemmel erkeği duruyormuş gibi hissediyordum. Eh, öyleydi zaten.Sessiz geçen kısa yolculuğumuzun sonunda bara gelmiştik. Hoseok'u aradığımda içeride olduklarını söylemiş ve Jungkook ile beraber içeriye doğru ilerlemiştik. Bakışlarımı masalarda gezdirirken bana el sallaya Hoseok'u görmemle birlikte oraya doğru ilerlemeye başladık. Yanlarına ulaştığımızda onlarla oturan Jungkook'un arkadaşları olduğunu düşündüğüm tanımadığım iki kişi daha vardı.
"Selam, ben Seokjin" Yüzündeki sevimli gülümseme ile konuşan geniş omuzlu ve oldukça yakışıklı olan bana elini uzatmıştı. Ben de yüzüme sıcak bir gülümseme ekleyerek elini sıkmış ve 'Jimin' diye kendimi tanıtmıştım.
Onun ardından Seokjin'den daha uzun olan ve en az onun kadar yakışıklı beden elini uzatarak 'Namjoon' demişti. Onunla da aynı şekilde tanıştıktan sonra yerlerimize oturmuştuk. Gördüğüm kadarıyla Hoseok ve Yoongi çoktan onlarla tanışmış, hatta kaynaşmıştı.
Havadan sudan sohbet ederken aynı zamanda içkilerimizi yudumluyorduk. Gözlerim sürekli Jungkook'a kayıyor, onu bininci kez baştan aşağı süzüyordum. Bazen göz göze geliyor, hemen bakışlarımı kaçırıyordum.
Herkes derin bir sohbetin içine dalmışken yavaştan başım dönmeye başlamıştı. Elimi yüzümü yıkasam iyi olur diye düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel Of Death
Random"Bana emir mi verdin bebeğim? Üstelik seni bir daha uyarmayacağımı söylememe rağmen ellerini mi kullandın? Şimdi sana ne yapmalıyım? Yaramaz çocuklar her zaman ceza alır Jimin-ah." Sert ses karşısında Jimin'in içi titredi. Ceza kelimesini duyması il...