15

1.3K 105 31
                                    

Aynı gün, gece 03:14

Taehyung'un evi

Ayın parlak ışığı açık pencereden süzülerek mışıl mışıl uyuyan gencin yüzünü aydınlatıyordu. O kadar masum gözüküyordu ki onu tanımayanlar melek olduğunu düşünür, hayatı boyunca tek bir kötülük bile yapmadığını sanırdı.

Ama bu görüntü uzun sürmedi. Telefon sesinin tüm odayı sarması ile rüya gibi olan o an bozulmuştu.

Derin uykuda olan genç, telefonun durmadan çalması yüzünden uyanmaya başlamıştı. Bıkarak yüzünü diğer tarafa çevirdi ve uyumaya çalıştı. Arayan kişi telefonu açması için ısrar edermiş gibi durmadan aramaya devam etti. Taehyung sonunda kaşlarını çatarak gözlerini açmaya çalıştı. Elini telefonuna doğru uzattı ve hala çalmaya devam eden cihazı eline aldı.

"Gece gece hangi sik beyinli ar- oh baba?"

Cümlesini bitiremeden ekranda gördüğü isimle şaşırdı. Normalde babası onu sık sık aramazdı, gece saat 3'te hiç aramazdı. Önemli bir şey olduğunu düşünerek hızlıca yerinden doğruldu ve telefonu cevapladı.

"Alo, baba?"

"Taehyung, bugün kasadan para aldın mı?"

"Ne parası? Hangi kasadan bahsediyorsun?"

"Kafedeki kasadan bahsediyorum. Çabuk cevapla şunu!" Babası sabırsızca konuşunca Taehyung telaşlandı ve hızlıca konuşmaya başladı.

"Hayır hayır ben bu gün kafeye bile gelmedim. Hem paraya ihtiyacım olmadığını biliyorsun."

Babası sinirle nefesini verdi. "Lanet olsun!"

"Baba, ne oluyor?"

"Para Taehyung, param çalındı."

"Polise haber verdin mi?"

"Kendim halletmeye çalışacağım. Polislerle uğraşmak istemiyorum. Kim çaldıysa onu bulacağım ve hakettiği cezayı vereceğim."

"Kameralara baktın mı?"

"Sen istemediğin için senin ve benim odama giden koridorda ve senin odanda kamera yok. Benim odamdakini de bir şekilde bozmuşlar."

"Bugünün tüm kayıtlarını benim bilgisayarıma gönderin. Oraya geliyorum."

________

Taehyung hızlı adımlara kafeye girdi. Boş masaları geçerek karanlık olduğu için küçük lambalara aydınlatılmış koridora doğru ilerledi. Koridorun sonunda iki oda vardı. Biri babasının diğeri ise kendi odasıydı. Kendi odasında kameralar yoktu. Odası onun özel alanıydı ve babası tarafından izlenilmek  hoşuna gitmiyordu.

Kendi odasına girmeden önce kapısı aralı olan diğer odaya ilerledi. Kapıyı çalmadan bir eliyle ittirerek açtı. Babası etrafında bulunan birkaç adam onu izlerken bilgisayarda bir şeyler yapıyordu.

Kapıyı açması ile tüm gözler Taehyung'a döndü. Birkaç adım öne attı ve babasının önünde saygıyla eğildikten sonra konuşmaya başladı.

"Baba kayıtları gönderdin mi? Ben kimin yaptığını bulacağım, emin ol."

Babası yorgun sesiyle onu cevapladı.

"Umarım bulursun Tae sana inanıyorum."

Taehyung küçük bir gülümseme sunduktan sonra arkasını dönerek kapıya doğru ilerledi.

Taehyung babasını çok seviyordu aynı babasının da onu sevdiği gibi. Küçüklüğünden beri ondan övgü almak için çok uğraşıyordu. Babası ona asla övgü dolu sözler söylemezdi. Taehyung geçen sene basketbol maçında altın madalya kazanmıştı ve küçük çocuklar gibi sevinerek babasına göstermişti. Ama babasından bir 'aferin' beklerken sadece birkaç saniye süren küçük ama guru dolu bir gülümseme almıştı. Babasının böyle olması asla ona olan sevgisini azaltmamıştı. Taehyung babasının kendisine olan sevgisini her zaman hissediyordu.

O yüzden babasından gelen küçük bir iltifata bile mutlu oluyordu. Şimdi de babasının kendisiyle gurur duymasını istiyordu ve bu yüzden hırsızı kendisi bulacaktı.

Kendi odasına girdikten sonra bilgisayarın başına geçti ve gönderilen kayıtlara bakmaya başladı. İlk önce sabah kafe yeni açıldığı zamanki görüntüleri izlemeye başladı. Yarım saat içinde sadece beş müşteri gelmişti. Onlarda herhangi bir şüpheli durum gözükmüyordu.

Videoyu ileri sardı. Şimdi kafe dolmaya başlamıştı. Herkes mutlu bir şekilde önündeki kişiyle sohbet ediyor, bazılarıysa kitap okuyordu. Biraz daha ileri sardı.

11:23

Bir grup genç kafeye giriyor. İki kişinin yüzünde siyah maske, başında siyah şapka var. Bu grup Taehyung'a şüpheli gelmişti.

Boş bir masaya ilerliyorlar. Garson siparişlerini almak için yanlarına geliyor. Yüzünde maske olamayan genç garsona bir şeyler söylüyor ve çalışan kağıda not alıyor.

Garson yanlarından gittikten sonra maskeli olan iki kişi etrafı süzmeye başlıyor. Sanki bir şeyleri kontrol ediyorlar. Daha sonra biri diğerinin kulağına bir şeyler fısıldıyor. Diğeri kafasını boş koridora çeviriyor. Onu onaylar bir şekilde kafasını sallıyor.

Bir süre daha sohbet ediyorlar ve en sonunda maskeli iki kişi ayağa kalkıyor. Koridora doğru ilerlemeye başlıyorlar. Koridorun başında duran iki koruma onlara bakıyor. Maskeli gençlerden biri korumalara yaklaşıyor ve onlarla bir şeyler konuşmaya başlıyor.

Taehyung onların ne konuştuğunu duymadığı için sinirlenmeye başlamıştı. Birden iki koruma ve maskeli gençlerden biri tartışmaya başlıyor. İki koruma da gencin üzerine geliyor. Bu sırada diğer maskeli olan kimse onu farketmezken arkalarından geçerek koridorda ilerlemeye başlıyor. Diğeri ise hala korumalara tartışıyor.

"Piçlere bak nasıl da plan yapmışlar!" Taehyung sinirle fısıldadı.

Sadece 10 dakika sonra koridora doğru giden genç geri dönüyor. Bu sırada iki koruma tartıştıkları genci kollarından tutarak dışarıya sürüklemekle ilgileniyordu.

"Tanrı'm, babam bu kadar aptal insanları neden yanında çalıştırıyor anlamıyorum."

Taehyung hırsızın paraları nereye sakladığını anlamazken, genç hala masada oturmakta olan iki arkadaşına eli ile işaret ederek çıkmalarını gösterdi. Hepsi dış kapıya doğru ilerlemeye başladı. Tam kapıdan çıkacakken yüzünde maske olan genç, maskeyi çıkartarak kapının yanındaki çöp kutusuna attı.

Taehyung kahkaha atmaya başladı.

"Sonda bunu yapacaksan neden sabahtan beri maskeyle dolaşıyorsun?"

Taehyung videoyu durdurarak hırsızın yüzünün fotoğrafını çekti ve babasına gönderdi. Hırsızı bulduğu için kendisiyle gurur duyuyordu. Videoya tıkladı ve devam etmesini sağladı. Hırsızlar kafeden ayrıldıktan sadece 10 saniye sonra Taehyung'un gözüne kafeye giren iki kişi takıldı.

"Oh, bakın burada kimler varmış."

Keyifle sırıtmaya başlarken arkasına yaslanarak onları izlemeye başladı. İki genç 20 dakika boyunca tatlı tatlı sohbet etmiş, pastalarını yemişlerdi. En sonunda sarışın olana doğru yaklaşan Jungkook'u görmesi ile Taehyung yerinden doğruldu. Jungkook yavaş yavaş diğerinin dudaklarına yaklaştı ve sonunda kendi dudaklarını onun dolgunluklarına bastırdı.

"İşte bu!"

Taehyung sevinçle bir çığlık attı. Bu sırada kapı tıklatıldı. 'Gir' komutunu aldıktan sonra içeriye babasının çalışanlarından biri girdi.

"Efendim, hırsızı bulmuşsunuz. Babanız sizi çağırıyor." Çalışan mutlu çıkan sesi ile konuştu.

"Hırsızı siktir et. Daha önemli şeyler buldum."

Dudakları kıvrılırken kendisine anlamaz bakışlar atan çalışana baktı.

"Bana boş bir flash disk getir."

_________

Selam

Bölümü beğendiniz mi?

Ortalık karışıyor. Kaos severiz.

Kısa oldu ama bu kadar olması gerekti.

900 kelime

~Jessica

Angel Of Death Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin