31.Bölüm

67K 6.5K 757
                                    

📍Hoş geldiniiiiiiizzzzzzzz

Vuh, yeni bir bölümnen merhabalar çiçeklerim ballarım dutlarım.

Sınırımız düz 3k

Bu arada aktifliğimiz düşmüüüş bırmaklarınızı yıldıza değdirir misiniz acabaa :') :')

Keyifli okumalaaarrrrr ❤️



*******
31.Bölüm

*******


Sabahın erken saatinde elinde güğümüyle evden çıkıp karşıdaki çeşmeye doğru yürüdü Hasret, "Adam evi yapmış dayamış döşemiş, aklına su çekmek gelmemiş."

Başını iki yana salladı, "Bu Hamza'nın aklı hep iki karış havada."

Elinin tersini ağzına yaslayıp esnedi kısıkça, erken kalkmaya alışıktı normalde ama dün gece düzeni hepten bozulmuştu. Bir de sabah uyanınca 'kalk kız' diye çağıranı, ahırdan bağıranı ve kümesten sesleneni olmayınca bir yokluk hissetmiş, öylece tavana bakmıştı bir süre.

Kendini annesinin sesinin gelmediğine ikna etmesi biraz sürmüştü.

"Aman, sanki nimet." dedi mırıldandı tavuğu horozu için, "Anca çalışıyordum, şimdi yan gelip yatarım."

Ama yumurtaları da sütü de, sağarken iki cız süt verdiği kedisi de, ikide bir sinirlendiği horozu da, horoza sürekli iş atan kara tavuğu da yoktu.

"Hamza'yı bugün sıkıştırayım da bakalım neredeymiş şu bağlar bahçeler." dedi aklından geride bıraktıklarını silmeye çalışarak. "Öyle düşün düşün olmaz."

"Hayırlı sabahlar."

Duyduğu ince sesle gözlerini diktiği güğümden çekti, yanında duran üç kıza baktı, en önde kısa sarışın, yanında da iki esmer, ikiz gibi benzer iki kız, "Hayırlı sabahlar." diye karşılık verdi onların tonunda kibarca.

"Adın çok duyuldu buralarda." diye tatlı tatlı gülümsedi kız, dişlerini göstermeyi pek seviyordu belli ki, "Hasret diye işittim amma..."

"Hasret adım."

"Ben de Mürvet."

Arkadaki kız düzeltti, "Mürvet değil Mürüvvet."

Arkadakine kızgın bir bakış atıp döndü sarışın kız, "Mürvet Mürvet."

Hasret güldü kızın tatlı tavrına, arkasındaki kızlara baktı ne diyeceğini bilemeyerek. Kızlar konuşkandı, ikisi de tanıttı kendini. Biri Eda diğeri Ela. Gülümsedi, ama bu hali kısa sürdü Hasret'in.

Bunlar çok konuşuyorlardı.

Bir başladılar köyde söylenenlerden, kimin ne dediğinden ne alıp sattığından nerede oturduklarından çıktılar. Pek memnun olmasa da can kulağıyla dinledi Hasret, sanki kırk yıllık tanışlarmış gibi onlara benzer yanıtlar verdi.

Yeni hayatı burada filizlenecekti, toprağını tanımalıydı.

İnsanlarla pek muhataplığı olmadığından onların yaptıklarını yapıyor, dediklerini diyordu şimdilik.

"Burada iki büyük aile vardır zaten, biri Nezihiler diğeri Görgülüler. Pek anlaşamazlar, evvelden husumetleri varmış. Biri köyün bir ucunda diğeri öbür ucundadır."

"Kadın meselesiymiş."

"Hıı evet, Köygöçüren derlermiş kadına. İki taraftan da sevmişler, kadını Nezihilere nişanlanmış babası ama o Görgülülerin Beyine kaçmış karışmış ortalık. Gerçek midir bilmem ama öyle duydum."

KÖYGÖÇÜRENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin