11. Bölüm

77.7K 6.6K 1K
                                    

📍 Hoş geldiniiiiiiizzzzzzzz

Yeni bir bölümle merhabalaarrrr....

Oy vermeyi ve bool bol yorum bırakmayı unutmayınııııızzz...

Bu arada gece yayınlayınca az yorum geliyor o yüzden beni biraz yoruma boğunuz lütfeğn :')

Önceki bölüm 880 olmuş bu bir 800'ü geçer bencee 😁

Keyifli okumalaarrr 💘💘

******
11.Bölüm

*******


O gecenin sonunda uyuyamadı Hasret.

Annesinin evin içinde tıkır tıkır dolaşıp tuvaletin kapısını hızlıca kapatmasından sonra aldığı gibi geri koymuştu Hamza onu pencereye.

Koymuştu ama üç gün uyku uyutmayacak kadar tuhaf bir yakınlaşmaları olmuş, adamın yüzü göğsüne epey yaklaşıp ince kumaştan içeri üflemişti nefesini.

O anki içinin titreyişini bir kendisi bilir, ömür boyu da hatırladı Hasret.

Bir yandan da onun bunu yanlışlıkla yapmadığını düşünüyordu, içinden bir yer buna emindi aslında ama adamı aklamak da istiyordu.

Pencereyi dahi kapatmadan perdeyi çekmiş, yatağına sere serpe uzanmıştı annesi her an çıkıp odasına gelecek diye.

Çünkü yakalansa lafından değil sopasından kurtulamazdı.

Yaşlı kadın gıcır gıcır açtı kapıyı, yatan Hasret'e bakıp duraksamadan geri kapattı. Kapının kapanmasıyla da Hasret açtı gözlerini, tuttuğu nefesini verip hızlıca soludu.

Şu kısacık an için Hamza'nın yanından geri gelmişti ya...

"Ay Allah'ı öleceğim."

Elini göğsüne koydu, koyduğu gibi de aklına adamın kendisini pencereye doğru kaldırırkenki teması geldi.

Hem nefesi hem de o sakallı çenesi resmen demişti göğsüne, "Bir mememe elleşmediği kalmıştı." dedi yatağın içinde hafif kıvranarak.

Aklı fazlasıyla çeliniyordu. O geniş göğsü, kendisini tek hamlede kaldıran kalın kolları, esmer teni, konuşmaları, gülüşmeleri, "Ayh..."

Ellerini yüzüne kapadı, topuklarıyla yatağı eşeledi, "Napacağım ben ya.."

Gözlerini kapattığında hala omuzlarında dolaşan güçlü elinin hissi üzerinde geziniyor, başka şeyler de hayal ettiriyordu.

"Evde kalanlara niye kızışmış dedikleri belli oluyor vallahi." dedi yastığına yüzünü bastırarak, çünkü o adamı yatağında hayal etmesinin başka hiçbir açıklaması olamazdı.

Kendi kendine söylenip de hırsını bile atamıyordu düşündüklerinin ve yaptığının utancından.

Ama yaptığından pişman değildi. Onu sarsmak ve etkilemek de bir hayli hoşuna gitmişti.

Tüm bu düşünceler ve kıvranışlar arasında sabaha yakın ancak uyudu Hasret, ama bir saatlik uykusuna sığdırmadığı rüyası da kalmamıştı.

Hepsinde de Hamza vardı.

Birinde kendisini dışarı çağırmıyor, odaya giriyordu pencereden. Yine aklını çekecek laflar edip soymaya başlıyordu üzerini.

Diğerinde deredelerdi, orada annesine yakalandığı için neler yaptıklarını pek hatırlamıyordu.

Diğerleri de hep sahne sahneydi, yine onun ayaklarının üzerine basıyor, ama bu kez de Hamza olmayacak yerlerine sarılıp destek oluyordu. Ellerinin o ağır hissini epey mahrem yerlerinde hissediyordu.

KÖYGÖÇÜRENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin