Başım döndü ayakta duramadım, boğazım kurudu yutkunmadım.
Beni bugün hüzne boğdun tekrar Taehyung. Herkesin içinde içten içte seni sevdiğimi bildiğin hâlde hiç yanıma gelmedin. Sadece onunla ilgilendin.
Önemli olan başkalarının ne düşündüğü değil, senin bunu gerçekten yapıp, yapmamak istediğindi benim için.
Yüreğime çökmüş ağırlık, hani ruhunun çıktığını hissedersin. Sen benim ölümüm olacaksın.
Hevesin tükendiğinde gel, bana gel ki sana nasıl sevilir göstereyim.
Uğruna yazdığım şiirler, yazıları gör. Gör ki aşkından yazar olduğumu anla. Kimsenin seni benim gibi sevemeyeceğini iyice kavra.
Bencil senden empati beklemek aptalca.
Ama unutma ki bulamazsın seni benim gibi seveni. Benim gibi öleni.
Tae uzaktan Lisa'ya baktı. Lisa ise sadece Taehyung'a bakıyordu. Kırgınlıkla, kızgınlıkla, hüzünle, öfkeyle ve kendine yediremediği sevgisiyle.
Seni hâlâ seviyorum diyemezdi ikisi de, gururları her şeyden önde geliyordu. İlk adımı herkesin Tae'nin atması gerektiğini düşündüğünüzü anlıyorum ama inanın ki öyle değil.
Lisa'nın yanına bir adam oturmuştu ve onunla konuşmasına rağmen Lisa onunla konuşmuyordu. Genç çocuk Lisa'nın omzuna elini koyduğunda ve samimi davranmaya başladığında Lisa rahatsız olmuştu. Tae ayağa kalktı ve hızla Lisa'nın yanına geldi ve çocuğu gömleğinden kavrayıp kafa attı. Onu tutan Jin ise sakinleştirmeye çalışıyordu. Lisa ayağa kalktı ve Tae'ye baktı. Tae Lisa'nın kolunu kavrayıp onu dışarı çıkarttı.
"Ne yapıyorsun ya? Bana dokunabileceğini kim söyledi?"
"Ama o piç dokunabilir öyle mi?" Tae sinirle soluyordu."
"Bu seni ne kadar alakadar eder ki? Sen benim için nesin ki? Şimdiye kadar neredeydin? Beni bırakıp gittiğinde ne olduğunu düşündün mü? Bu kız ne haldedir? Ne yapıyor? Ben korkak bir şerefsiz gibi bırakıp gittim ama o şu an bile hâlâ beni deliler gibi seviyor diye düşündün mü?" Tae Lisa'nın söylediklerine sarhoş olduğu için aldırmadı ama onu içten içte etkilemişti.
"Beni de bir gün unutursun."
"Demiştin senin her şeyin farkında olduğun ama benim olmadığım son konuşmamızda.""Lisa, lütfen. Burada konuşamayız."
"O zaman evine gidelim? Ya da beni evine alamaz mısın? Sevgilin var sonuçta." Tae bunu önemsemeyerek Lisa'yı bileğinden tuttu ve arabasının yanına doğru ilerledi. Kısa ve sesi araba yolculuğu sonrasında Tae'nin evine gelmişlerdi. Lisa uyuduğu için Tae onu kucağında evine doğru taşıdı. Yatağına yavaşça yatırdı ve üzerini örttü. Onu böyle görmeyi özlediğini fark etti, oysa ki gitmek zorunda olmasa hiçbir şey böyle olmayacaktı.
Dedin ya uğruna ölebileceğim adam. Unutsaydım 6 yıl içinde unutmuş olurdum çoktan.
Eğer ilk önce senin yerine kendimi sevmiş olsaydım böyle olmazdı.
Senin yüzünden hiç duymadığım sözleri duydum. Sana aşık olduğunu sanan aptallar yanıma gelip senden uzak durmamı yoksa beni öldürebileceklerini söylediler!
Gerçekten de bu umrumda değil.Aynı şeyi yaşıyoruz değil mi? Bakıyoruz ama farklı görüyoruz. Sen şimdi bana acıyarak bakıyorsun bense bana bir daha hiç aşık olmayacağını bilerek izliyorum seni.
Hiçbir zaman sıradan olmayı sevmedim. İnsanlar nereye yoğunlaşırsa ben hep tersini yaptım.
Herkes her hafta başka birine aşık olurken ben sadece sana aşık oldum. Sadece seni sevdim ve hâlâ seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
snowdrop • taelice
Fanfiction"Ve sonra bir kitap yazılır, dünya değişir" dünyanızı değiştirmeyi amaçlayan bir kitap. Lisa'yı terk edip giden Tae, Lisa'nın okuluna ve hatta sınıfına nakil olur. İki eski aşık tekrar barışabilecek mi? Böyle bir dünya'da hemde? Hayatta yalnız olan...