Lisa ev topuzunu yapmış, pijamalarını giymiş, Netflix'ten bir aşk filmi açmış aynı zamanda da çikolatasını kaşıklıyordu. Yani aslında ne yapacağını düşünüyordu.
"Lisa, onu hâlâ sevdiğini biliyoruz. Eğer giderse her şey biter. Şu an en azından onu görebiliyorsun ama gittiğinde nerede oluğunu, nasıl olduğunu bilemeden yaşayacaksın. Yani aslında hayatının anlamı gidince bir önemi kalmayacak." Jennie büyük bir erdemle konuştu.
"Biliyorum! O benim her şeyim ama ben ona dün neler söyledim! Git dedim! Hayatımı mahvettin dedim!" Lisa burnunu çekerken aynı zamanda da ağlıyordu.
"Biliyoruz! Dünden beri en az 100 kere anlattın." Dedi bıkkınlıkla Rośe.
"Sonuç olarak ne yapacağım?" Lisa sesli bir şekilde düşünürken telefonunun çalması ile baktığında Jungkook'un aradığını gördü. Telefonu açtı ve hoparlör'e aldı.
"Lisa! Şimdi aç kulağını beni dinle, Tae bugün 13.30 uçağıyla Amerika'ya uçuyor. Ona engel olabilecek tek kişi sensin! Ne oldu da gitmeye karar verdi?"
"Şey, ben ona git buradan, hayatımı mahvettin gibi bir sürü saçma şey söyledim-"
"Ne? Bunu nasıl yaparsın? Söz konusu Tae, ya onu Tzuyu kapar da iddia'yı Jimin-"
"Jungkook!" Diyerek araya girdi Jisoo. "Konumuz bu mu? Kendine gel!"
"Ah, evet üzgünüm. Lisa lütfen ona engel ol. Eğer oraya giderse bir daha gelmez ve hem senin hem kendi hayatını bitirir."
"Bir şeyler yapmaya çalışacağım." Dedi ve telefonu kapattı Lisa.
"Ne gibi şeyler yapmayı düşünüyorsun Lisa?" Diye sordu Jennie.
*
Seni ilk tanıdığım yerdeyim şimdi. Sınıf sırasında.
Sen hep çok sosyaldin, bende hep asosyal.
Etrafındaki insanlardan seni görmezdim bazen, sırf ruhumu iyileştirmek için geldiğin okulda aslında tek temennim sendin.Tüm kalabalığın içinde beni hiç fark ettin Taehyung. Beni sevmeni beklemiyordum ancak içimde küçük bir umut ışığı yanmıştı çoktan.
Ben sadece yazdım. Yapmakta tek iyi olduğum şeyi yaptım hep.
Kaybolmuş hissediyorum, ruhum parçalanmış, bedenim vazgeçmiş.
Sürekli dönüp duruyor kafamın içinde. O ses beynime hükmediyor Taehyung.
Ve küçücük bir umut ışığı var içimde, sen aklıma geldikçe oluşan küçük bir ışık. Hâlâ gökyüzüne ulaşmak istiyorum içinde olduğum bu hapishaneden.
Arayan bulur derlerdi, ben kayboldum yine.
Lisa Havaalanı gelmişti. Titriyordu ve gözler Tae'ye arıyordu. Kızlar gelmeyi teklif etmişti ama Lisa tek olmak istemişti.
"Gitmesine izin veremem." Dedi kendi kendine Lisa. Tae'yi görmesi ile hızla yanına doğru koştu.
"Taehyung!" Diyerek bağırmasıyla Tae arkasını döndü ve Lisa'yı gördü.
"Lisa? Ne işin var burada?"
"Gitmene izin veremem! Gidemezsin." Dedi soluk soluğa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
snowdrop • taelice
Fanfiction"Ve sonra bir kitap yazılır, dünya değişir" dünyanızı değiştirmeyi amaçlayan bir kitap. Lisa'yı terk edip giden Tae, Lisa'nın okuluna ve hatta sınıfına nakil olur. İki eski aşık tekrar barışabilecek mi? Böyle bir dünya'da hemde? Hayatta yalnız olan...