Beraber yıldızları izlemeye gitmiştik. O yıldızları izliyordu, bende yıldızlardan daha parlak olan gözlerini.
Gökyüzünde yıldız bitene kadar seni seveceğim.Gülüşünü özleyeceğim, gülüşün benim hayatımı mutlu ederdi. Gülüşün soldu ve benimde hayatım.
Benim için hayat sendin."Lisa, birlikte kahveye içmeye gidelim mi?" Tae'nin sorusu ile Lisa'nın kaşları çatıldı. Ona cevap vermeden hızla sınıfına doğru çıktı. Tae ise şaşkın bir şekilde orada bekledi.
"Lisa, ne olduğunu duydun mu?" Jennie hızla Lisa'nın koluna yapıştı.
"Ne oldu Jennie? Bu kadar önemli ne olmuş olabilir?"
"Tae'nin babası dönmüş! Tekrar, buraya!" Lisa bu habere çok sevinmemişti. Tae'nin babası onu hiç sevmezdi ve hep Tae'ye layık olamadığını söylerdi.
"Ve ayrıca! Okula büyük bir bağış yapmış ve galiba okulun yeni sahibi o olacak!"
"Ne? Bu ne hadsizlik? Neden zenginliğini kanıtlamaya çalışıyor?"
"Kızım! Yırttın işte! Tae'nin babası ultra zengin diyorum sana!"
"Jennie, bundan banane? Ayrıca Tae'nin babası beni hiç sevmez."
"Aa, haklısın. Üzgünüm, unutmuşum." Jennie hayal kırıklığıyla başını öne eğdi.
"Sorun değil Jennie."
*
Sanki ben buraya hiç ait değildim, benim ait olduğum yer babaannemin yanıydı. Şehirden uzakta, yeşillikler ve nehirin aktığı huzur verici bir yer.
"Lisa, Lisa diyorum!" Bayan Min'in beni çağırması ile derin düşüncelerinden sıyrıldım.
"Evet, Bayan Min?"
"Beni duymuyor musun? Müdür seni çağırıyor." Neden müdür beni çağırsın ki? Daha önde hiç çağrılmamıştım. Ayağa kalktım ve adımlayıp sınıftan çıktım. Müdür'ün odasına geldiğimde kapıyı tıklattım ve kapı kulpunu açtım. İçeri girdiğimde Tae ve Tae'nin babası da oradaydı.
"Lisa, hoşgeldin kızım. Okulumuzun yeni sahibi Dong Hyun. Siz önceden tanışıyormuşsunuz."
"E-evet Bay Kim. Önceden tanışıyoruz." Sahte bir gülümsemeyle.
"Lisa, ne kadar büyümüş ve güzelleşmişsin." Dong Hyun ayağa kalktı ve Lisa'ya yakından baktı.
"Teşekkür ederim Bay Kim."
"Bundan sonra sık sık görüşeceğiz Lisa, şimdilik seni dersinden geri bırakmak istemem." Kısa bir vedanın ardından hızla dışarı çıktı Lisa.
"Aman Tanrı'm! Derdin biri bitmeden biri başlıyor! Yeni cehennem hayatın mutlu olsun Lisa!" Dedi kendi kendine.
*
"Yani sen Tae ve bir kızı yan yana bir şekilde fotoğraflarını gördün ve bu yüzden mi böyle davranıyordun?" Lisa dayanamayıp kızlara her şeyi anlatmıştı.
"Evet! Bu çok mu normal sence Rośe?"
"Hayır! Ben olsam şimdi gidip o Tae'ye saçlarından tutup sürükler, saçlarını keser, kıyafetlerini yırtar-"
"Rośe!" Jisoo Rośe'nin bacağına sert bir şekilde vurdu. "Nasıl bir gaz verme tarzı bu?"
"Ben olsam bende Rośe gibi yapardım." Dedi Jennie destek vererek.
"O zaman bende mi öyle yapmalıyım yani?" Dedi Lisa.
"Ah, kızlar! Sizinle sorunumuz var!"
Evet, bok gibiydim. Kelimenin tam anlamıyla berbat bir haldeydim. Gerçekten, ne zaman düzgün bir hayatım olacak benim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
snowdrop • taelice
Fanfiction"Ve sonra bir kitap yazılır, dünya değişir" dünyanızı değiştirmeyi amaçlayan bir kitap. Lisa'yı terk edip giden Tae, Lisa'nın okuluna ve hatta sınıfına nakil olur. İki eski aşık tekrar barışabilecek mi? Böyle bir dünya'da hemde? Hayatta yalnız olan...