3.Bölüm : Hiçbir Şey Değişmeyecek, Biliyorum. Yine De,

161 15 8
                                    

Destekleyenlere müteşekkirim, daha da büyümemiz dileğiyle.

*

Doğduğum andan beri savaşıyorum. Bu bana annemden kalmış olan bir miras. Victor Hugo'nun da dediği gibi "Bütün insanlar günü belirsiz bir ölüme mahkûmdur"

Hiç düşündünüz mü siz sıcacık evinizde otururken dışarıdaki çocuklar, insanlar ve hayvanlar ne yapar diye? Nerede uyuyacaklar? Zaten günlerdir karınları aç, üzerlerine giyecekleri kıyafetleri bile yok! Hayvanlar bu konuda daha da şanssızlar çünkü bir işe girip çalışabilmeleri mümkün değil ve kendi yiyecek, içeceklerini alamazlar ve eğer iyi insanlarla karşılaşmasalar bir evleri bile olmaz.

Yıkık dökük, paramparça ve hatta yıllar yıllar önce inşa edilmiş bir evin önündeyim. Küçük bi mum ışığı var evin içinde üzerinde yırtık kıyafetlerle oturan ve elini ısıtmaya çalışan bir çocuk. Dışarıda hafiften yağmur atıyor ve çocuğun bulunduğu evde bir pencere bile yok. Çünkü insanlar her şeyi berbat etmekte en iyileridir. Biraz yürüdükten sonra önüme bir kedi çıkıyor. Küçücük, elime alıyorum ve ardından bir gözünün tamamiyle kör olduğunu görüyorum. Hepimizi bunları göz ardı eder ve sözde iyi olan hayatımızı yaşarız. Bizden kötü olanları değil yüksek olanları göz önünde bulundururuz.

Afrika'da aç, susuz olan insanları mesela, çamurlu suyu içmek zorundalar ve kuru ekmek için günlerce dua ederler ve çalışırlar. Hoş, çalışma imkânları bile yok. Ancak biz bunları asla önemsemeyiz ve başımızı sokacak evimiz, yiyecek yemeğimiz, çalışacak işimiz varken hep daha fazlasını isteriz.

Yatağımdan babamın seslenişleri içinde zorluklarla da olsa kalktım. İşe gitmeden ve bende okula gitmeden önce birlikte kahvaltı yapardık hep. Kısa bir duş'un ardından okul kıyafetlerimi giyip zaten salık olan saçlarımı tarafım ve artık hazırdım. Okul için hazırlanamazdım, bunun için bir sebebim yoktu daha doğrusu.

"Benim güzeller güzeli kızım kalkmış mı bakalım?" Babam bir yandan omletin altını kontrol ediyor, bir yandan benimle konuşuyordu.

"Evet, yine mükemmel okuluma gitmek için kalktım."

"Hey, öyle söyleme. Biliyorsun ki-"

"Evet bu bölgenin en iyi okuluma gidiyorum baba, bunu daha fazla söylemen gerek yook." Genç adam omleti ikiye bölüp kızına ve kendisine koydu. Kısa bir kahvaltı sonrası ikili sorumluluklarını yerine getirmek için evden çıktı.

Genç kız kulağında kulaklık ile en sevdiği müziği dinlerken telefonuna gelen çağrı ile kaşları çatıldı. Ekranda gördüğü isim ile ardından gülümsedi.

"Birazdan görüşeceğiz küçük sincap önemli bir şey mi oldu?"

"Lalis öğrenmen gereken bir şey var güzelim, kimse için kendini yıpratmana ve üzmene gerek yok tamam mı? Ben senin hep yanındayım ve bunu sakın unutma-"

"Jenjen ne oluyor? Bana bunu en son söylediğinde Taehyung beni terk etmişti." Ah Taehyung, onu anlatmak bu kadar kolay değil. Zamanla anlayacaksınız.

"Şu an daha kötü bir şey oldu Lalis ama okula gelmen gerek, şimdi kapatıyorum. Seni seviyorum bunu unutma." Telefondan dıt sesi geldiğinde yüzüme kapattığını anlamıştım. Şu an çok meraklanmış bir an önce okula gitmek istemiştim.

Okula geldiğimizi anladığımda servisine ilk inen bendim ve okul kapısının önünde beni bekleyen de Jennie'ydi.

"Hey Jen ne oluyor? Beni nasıl meraklandırdığından haberin var mı?"

snowdrop • taeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin