Kararsız

37 8 4
                                    

Ertesi gün okula gittiğimde herkes bana bakıp "yalancı" diyordu. Ama artık takmıyordum kimseyi. Kimse inanmasa bile ben biliyordum ki her şeyden, herkesten güçlüydüm. Ben pes edemezdim. Pes etmek bana yakışmazdı. Bu yüzden umursamaz tavırlarla sınıfa doğru ilerledim. Kulaklarımı söylenen sözlere karşı tıkladım ve herkesi duymazlıktan geldim.

 Okuldaki dolabımın yanına gidip içinden okuma kitabımı aldım. 

"Lal, bir bakar mısın?" diye bir ses geldi arkamdan. Arkamı döndüğümde bu Rüzgar idi. Rüzgar'a halen sinirliydim. Bana inanmamıştı. "Ne var?" diye tersledim onu. 

"Lâl, dün olanlar için çok üzgünüm. Gerçekten böyle olmasını istememiştim. Sana inanmadığım için özür dilerim" dedi. 

"Yeni mi aklına geldi inanmak Rüzgar? Ben orada mahvolurken bana nasıl baktığını unutmadım. Ya herkesten beklerdim Rüzgar ama senden asla beklemezdim" diyerek yanıtladım onu.

 "Özür dilerim Lâl, gerçekten çok özür dilerim" diyerek konuşmasını sürdürdü.

 "Lütfen beni rahat bırak" diyerek uzaklaşıyordum ki yanağıma başka bir tenin değdiğini hissettim. Rüzgar beni öpmüştü!  Şaşkınlık içindeydim. Ne yapacağımı bilmiyordum. 

Derken Doruk ve Defne belirdi. "Sana inanamıyorum Lâl" diyerek yanımızdan uzaklaştı. Defne de bunu fırsat bilerek Doruk'un yanına doğru koştu ve bana sinsi bir bakış attı. Rüzgar benim ben de onun gözlerinin içine bakıyordum.

" Üzgünüm gitmem gerek" diyerek yanından ayrıldım. Ben az önce ne yaşamıştım? Rüzgar beni öpmüştü ve Doruk bunu görmüştü. Zaten her şey düzeldiği zaman mutlaka bir şeylerin bozulması gerekiyordu. Çünkü bu benim hayatımdı. Lâl Arsal'ın hayatı...

DUYGULARIN RENGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin