Saat nerdeyse 22:00 du. Çalışma masamda hiç bir şey yapmadan oturuyordum.
Felix: Gitsem mi
Ceketimi alıp aşağı indimFelix: Abi ben biraz çıkıp dolaşacağım
Minho: Dikkatli ol, ben uyumadan evde ol yoksa sokakta kalırsın
Felix: Tamam
Diyip çıktım***
Soo Ah'dan:
Evde ders çalışırken uyuya kalmışım, uyandığımda saati fark edip hemen evden çıktım ve Eun Ji'nin yarı zamanlı çalıştığı iş yerine tekrar geldim. Geldiğimde orta yaşlı birisi dükkanın önündeki çöp tenekesine bir şeyler sıkıştırıyordu.Soo Ah: Ehm, Bay kim siz misiniz?
b/Kim: Evet
Soo Ah: Sizinle biraz konuşa bilir miyim
Beni biraz süzdükten sonra konuştu
b/Kim: Dükkanı kapatıp geliyorum
Bayıra gelmiştik, neden buraya geldik ki? Dükkanda da oturup konuşa bilirdik.
b/Kim: Ee - sigarasını yakarak konuşmaya başladı- Ne konuşacaktın benimle
Soo Ah: Sizin dükkanınızda yarı zamanlı çalışan bir öğrenci vardı, Eun Ji. En son sizin dükkandan çıkarken görülmüş nereye gittiğini biliyor musunuz?
b/Kim: Ah, yine şu baş belası
Soo Ah: Anlamadım
b/Kim: Bir şey yok çocuk, böyle işlerle uğraşma da evine dön saat geç oldu başına bir şey gelsin istemezsin
Soo Ah: Bildiğiniz bir şeyler var
b/Kim: Sana evine dön dedim
Soo Ah: Eun Ji sizin rahatsız edici birisi olduğunuzu söylemişti, annesi hasta ona bakmak için sizinle çalışmaya katlanıyordu, yeni bir yer bulduktan sonra çıkacaktı ordan ama belli ki başına bir şey gelmiş ve bunun içinde sizde varsınız
b/Kim: Bana bak ailen bu saatde burda olup kendinden kaç yaş büyük bir adamın sürtüklüğünü yaptığını biliyor mu
Soo Ah: Ne
b/Kim: Bu gün gidip söylersin onlara
diyerek kendine çekip vücuduma dokunmaya çalıştı, o anda onu ittim. Kendimde şu an ne yaptığımı bilmiyordumb/Kim: *bağırarak* Şuraya bak, ah, bir yetişkine böyle yapmanın sonucunun ne olacağını bilmiyor musun? Ha?! Göstereceğim şimdi sana - diyerek üzerime gelip beni tekrar yakaladı ve elini kaldırıp tokat atmaya çalıştı
Felix'ten
Biraz yürüdükten sonra yine başım dönmeye başlamıştı eve dönmeyi düşünmüştüm ama Hyunjini görmek istiyordum bana ne diyeceğini merak ediyordum. Biraz bayırda olmanın kötü bir fikir olmayacağını düşündüm. Sesler duymaya başlamıştım, biraz daha yürüyünce orta yaşlı bir adamın bir kız çocuğunu tutup tokat attığını gördüm. Lanet olsun silahım yanımda değildi. Koşarak yanlarına gidip, ikinci kez vurmak istediğinde onun elini durdurdumFelix: Ne yaptığını sanıyorsun
b/Kim: Sende kimsin? Canına mı susadın sen - diyerek elimi itti
*kızı bırakarak* b/Kim: Senle daha işim bitmedi sürtük
O sırada oradan biri geçiyordu ve biraz yakınlaşarak
- Bir sorun mu var Kim?
Adamın sesi tanıdık gelmişti, yoksa?
*Flashback*
- Çekilin bu olaydan, yoksa sen ve etrafındakiler zarar görür*End*
b/Kim: Onu iyi uyaramamışsın sanırım
Felix: Sen
O sırada yerde yatan kız ayağa kalkarak koşmaya başladıb/Kim: Haspa seni!! - diyerek peşinden gitmek isterken diğeri onu durdurdu
- Onu bulmak kolay, bu elimize geçmişken onun işini hall edelim
b/Kim: Eğlenceli olucak
Baş dönmem artmıştı ve daha fazla dayanamayıp yere düşmüştüm
- Daha dokunmadık bile, ne kadar da hassasın
diğeri cebindeki bıçağı çıkardı
b/Kim: Senin için nazik olacağım
- Güzel yüzüne yazık olucak
O anda aklıma gelen tek şey yarın sabah benimde diğer kurbanlar gibi yüzüm tanımaz bir şekilde cesedimin bulunacağı idi. Her şeyin sonuna gelmiştim. Hyunjin... ondan boşuna şüphelenmişim. Ondan şüphelendiğim için özür dilemek isterdim ve yüzünü son bir kez görmek istiyordum...
~~~~~~~