Felix mektubu alıp üzerine kimden olduğunu öğrenmek için baktı. Baktığı anda yüzü düşmüştü
Han: Kimden?
Felix: ...
Han: Ondan mı?
Felix: Hangi yüzle
Diyerek mektubu masanın üzerine fırlattı
Han: Sakin ol Felix
Felix: Okumak istemiyorum, ona ait hiç bir şeyi istemiyorum
Montunu almış ve sinirli bir şekilde ofisi terk etmişti. Durağa vardığında Minhoyu arayıp onu almasını istedi
Minho: Bir sorun mu var?
Felix: Kendimi kötü hiss ettim sadece biraz
Minho: Doktora gidelim mi?
Felix: Hayır hyung, gerek yok. Eve gidip dinlenmek istiyorum
Minho: E dedim o kadar gitme işe diye
....
Salonda oturmuş deftere bir şeyler karalıyordum. O sırada kapı çaldı
Minho: Açıyorum ben - diyerek kapıyı açmaya gitti
Han: Mehraba
Minho: Hoş geldin
Han: Hoş buldum
Minho: İçeri geç
Felix: gelen kim?
Minho: Han geldi
Han: Felix'i merak ettim, uğrayayım dedim
Minho: İyi ettin, yemek yiyeceğiz birazdan, bize katılırsın
Han: Olur, ellerimi yıkayayım. Lavaboya görürsene beni
Minho: Yerini bilmiyor musun ki
Han: Sen götür işte - diyip Minhonun kolundan tutar ve lavaboya yönelirler. Han, ilk önce Minhoyu içeri sokar, daha sonra da kendisi girip kapıyı içeriden kilitler
Minho: Daha çok sen beni lavaboya götürüyormuşsun gibi oldu, ne bu?
Han: Konuşmamız gerek
Minho soru dolu bakışlarla Han'a bakar
Han: Bu gün ofisteyken Felix'e bir mektup geldi
Minho: Ee
Han: Ondan gelmişti
Minho: O yüzden mi Felix öyleydi?
Han: Evet
Minho: Ne yazıyordu mektupta?
Han: Felix okumadı, sinirlenip kenara fırlattı sonrada çıktı
Minho: Mektup sende mi
Han: Hmhm
Minho: Versene bakayım ne yazdığına
Han: Doğru olacağını sanmıyorum, sonuçta Felix'e yazmış. Belki özel bir şeydir
Minho: Abisiyim ben
Felix içeriden seslenir " gelsenize, açlıktan öleceğim"
"Tamaam"
Han: Hadi çık bende ellerimi yıkayıp geliyorum
Minho: Mektubu ne yapacaksın?
Han: Kendisine vericem
Minho: Peki..
...
Felix: Eline sağlık Hyung
Minho: Afiyet olsun, nereye?