Hyunjin: Hm?
Felix: Şey..
Hyunjin tam Felix'i öpmek isterken, Felix'in telefonu çalar.
Hyunjin: Ah, kim bu münasebetsiz?
Felix tam telefona bakmak isterken Hyunjin Felix'i durdurur ve yüzünü kendine çevirir
Felix: Ne yapıyorsunuz? Önemli bir şey ola bilir
Hyunjin: Tabi benden önemli olduğu kesin
Kalkıp yanımdan ayrıldı ve önümdeki koltuğa attı kendini.
Felix: Minho Hyung arıyor
Felix: Alo
Minho: Felix, neredesin sen?
Hyunjin daha fazla dayanamayıp odadan çıkar.
Felix: Şey bir arkadaşla birlikteydim
Minho: Bana neden haber vermiyorsun? Yemek de yemedim daha sen gelirsin diye
Felix: Özür dilerim Hyung, 30 dakikaya orda olurum
Minho: Bekliyorum
Çıksam iyi olucak
Hyunjin: Nereye?
Felix: Eve gidiyorum abimi daha fazla bekletemem
Hyunjin: Bu saatde burdan otobüs geçmiyor
Felix: Taksi çağırırım
Hyunjin: Gerek yok, ben bırakırım
Felix: Gerek yok, çağırırım
Hyunjin: Ben bırakırım dedim, itiraz duymak istemiyorum - diyip yukarı çıktı
....
Felix: Ne kadar geç hazırlanıyorsunuz. Saçlarınız yine kırmızı, buna gerek yoktu bence, zaten arabadan inmeyeceksiniz
Hyunjin: Abini daha fazla sinirlendirme istersen, çıkalım
.....
Yol boyunca tek kelime etmemiştik. Evin önünde durduk, Minho sanki kapıda bekliyormuş gibi hemen çıktı. Arabadan indim daha doğrusu indik.
Minho: Arkadaş dediğin bu muydu?
Hyunjin: Cidden beni arkadaşın olarak mı tanıttın?
Minho: Anlamadım? Neyi olacaktın ki?
Hyunjin: Se- Felix eli ile Hyunjin'in ağzını kapatır
Felix: Şaka yapıyor *Hyunjin'e sert bir bakış atar* Şaka
Hyunjin, Felix'e göz devirir.
Minho: Gel hadi
Felix: Geliyorum
Hyunjin: Felix
Felix: Efendim
Hyunjin: Yarın akşam saat 9 da Lunaparkta buluşalım
Felix: Ama..
Bir şey dememe izin vermeyip arabaya binmişti ve uzaklaşmıştı
Felix: Ne sanıyor kendini bu
Minho: FELİX!!
Felix: Geliyorum!
...
Felix: Günaydın
Han: Bir saat geciktin Felix
Felix: O kadar oldu mu?
Han: Göle gitmemiz gerektiğini biliyorsun değil mi?