İki hafta sonra
Polis: Olayların çoğu burada oluyormuş
- Etrafa iyice bakalım
Polis: Kamera görüntülerini de kontrol edelim
- Uzun süre önce bozulmuşlardır
Polis: Yine de bakalım
...
- Şuraya bakın
Polis: Ne oldu?
- Kameralar çalışmıyordu doğru ama ayın *** da mucizevi bir şekilde kameralar çalışmış nerdeyse 2 saat 36 dakikalık görüntüler var ve
Polis: Ve?
- Yanlış adamın peşine düşmüşüz
Polisler, Hyunjinden şikayet eden adamı tutuklayıp sorğuya çekerler. İlk önce konuşmayı redd eder ama kamera görüntülerini gördükten ve biraz zor kullanıldıktan sonra suçunu itiraf edip hapse atılır
'Adamın ifadesi'
Adım Min gyu. Siparişlerle insanların evine gidip Palyaçoluk yapıyordum. Bir süre psikolojik sorunlarım olduğu için hastanede tedavi gördüm ama sonra akrabalarım tarafından çıkarıldım. Her şey üç kızın beni doğum günü partisine çağırdığı gün başladı. O gün orda kontrolumu kayb ettim ve üçünü öldürdüm. Sabaha kadar orada kalıp evime dönmedim. Sabah Kuzenim Kim' i aradım, arabayle geldi ve cesedleri arabaya koyduk. Lunaparka götürüp oraya gömmeyi pilanladık, sonuçta kimsenin gitmediği bir yerdi, kimse bizi fark etmeyecekti. Cesedleri gömdükten sonra Kim "bu sefer yakalanmadık ama bir dahakine yakalama biliriz" dedi. Beni uyarıyordu ama onunda benden bir farkı yoktu ben en azından tedavi görmüştüm ama o tedavi görmemiş manyaktı. Kimsenin bundan haberi olmadığını görünce durmadım ve yine birini öldürdüm, onu da lnaparka gömdük. Lunaparkta bir sirk çadırı kurmuştuk, kurbanları bazen oraya getirip öldürüyorduk. Sonra diğer kuzenim Minhyuk bunu öğrendi ve bize yardım etmeye başladı, işimiz bittiğinde arabayı o getiriyor, bizi lunaparka götürüyordu. Kimsenin hiç bir şeyden haberi yoktu ta ki o gün çadıra davetsiz bir liseli girinceye kadar. Erkek olması fark etmiyordu ama onu elimize geçtiği gün öldürmedik. Serbest de bırakmayacaktık çünkü görmüştü, yüzümüzü, yaptıklarımızı. Bir süre sonra onu da öldürdük. Ondan sonra dedektifler işi araştırmaya başladı ve dikkatli olmaya çalıştık. Dedektiflerden birini ortadan kaldırmaya çalışırken Kim ve Minhyuk yakalandı. Kim' in dükkanına ben bakmaya başladım ve 1-2 hafta hiç bir şey yapmadım. Kim tutuklanmadan önce eğer ortaya çıkarsa hepimizin yanacağı bir şey bırakmıştı. Dükkanında çalışan Eun Ki isimli bir kıza dokunmaya çalışmıştı. Eun Ki akıllı bir kızdı bunu anladığı için kameraya almıştı ve onu bunla tehdit etmişti, daha önce de çöp kutusuna palyaço kıyafeti sıkıştırırken ona yakalanmış, telefonla konuşurken de söylediklerimizi dinleyip kayd almış. Tek başına bir şey yapa bilmem mümkün değildi bu yüzden madem her şeyden haberi var ona bana yardım etmesini ve karşılığında maşının 3 katını vereceğimi söyledim. Annesi hasta olduğu için kabul etti ve bana yardım etmeye başladı. İki gün sonra parayı istedi ama vermediğimde elindekilerle beni tehtid etti. Bana yardım ederken de bir kaç görüntü almış ve bunları polise vereceğini ve kendisini temize çıkara bileceğini söyledi. Şu an elimde o kadar paranın olmadığını ve yarın ona vereceğimi söyledim. Tamam deyip çıktı. Artık onu da ortadan kaldırmanın zamanı gelmişti. Arayıp akşam lunaparkın yanında buluşmayı teklif ettim o da kabul etti. Lunaparkın yanındaki çöp tenekelerinin orda saklanmıştım. Geldiğini görünce saldırıp öldürdüm. O gün oradaki renkli ışıklarda bir şeyin olduğunu bilmeliydim. İşimi bitirip lunaparka girdiğimde kırmızı saçlı birisi ile karşılaştım, aldırış etmeden içeri girmek istediğimde beni durdurup garip şeyler söyledi "Sihire inanır mıyım falan filan" ve beni bir daha burda görmemek istediğini söyleyip gitti. Artık sonumun yaklaştığını hissediyordum, bütün suçu kimin üzerine yıkacağımı bulmuştum. Lunaparkta atlı karıncanın ora bir kamera yerleştirdim. Ondan sonraki akşam pilanımı gerçekleştirmek için tekrar oraya gittim. Yanılmamıştım ordaydı, dün bana dedikleri ile alay ettim, sihir yapa bildiğini iddia etmişti, küfür etmeye başladım, dün beni uyarmasına rağmen buradaydım ve yaptığım hareketler iyice onu sinirlendirmiş olacak ki yakama yapıştı. O an yüzünü daha yakından gördüğümde çok çekici gelmişti, pilanı falan bir kenara attım, onu da öldürme isteği doğmuştu içimde. Cebimdeki bıçağı çıkarıp yan tarafına çok da derin olmayacak şekilde sokup çıkardım. Çabuk ölmesini istemiyordum. Hissettiği acıyla geri çekilip yere düştü ve tekrar üzerine saldırmak istediğimde karnıma tekme attı ve elimdeki bıçak yere düştü. Ayağa kalkıp bıçağı aldı, beni öldürecek diye düşünürken bıçağı yere sapladı ve ben gerçeğim dedi, sonra da kalkıp uzaklaştı. Onu öldürememiştim ama pilanım için bunun işe yarayacağını düşündüm ve yaradıda, şansıma adam oranın sahibiymiş..
....
Han: Adamlar sadece psikopatmış
Felix: Öyle
Han: İşe gelmeseydin keşke
Felix: Hayır böyle iyi, kafam dağılıyor. Hem olayın çözüldüğünü öğrenince rahatladım, olan insanlara oldu
Han: Maalesef, lunaparktan 9 kişinin cesedini bulmuşlar
Felix: Her neyse, bu dava da böyle kapandı
Han: Tatile mi çıksak
Felix: Bilmem, tatile gidersem bile tadını çıkara bileceğimi sanmıyorum
*Kapı tıklanır*
Han: Gel
- Bay Felix, size bir mektup var
~~~~
Selam askolar, umarım olayları anlamıssnızdır. Karisk oldu biraz sanki, umarım okurken eglenirsnz <33
