Bölüm 17

61 7 9
                                    

Hyunjin: Burda ne işin var?

Felix: B..Burda

B/Yang: Uyanmışsınız

Hyunjin bakışlarını gelen sesin sahibine çevirdi, bense yerimde donup kalmıştım

Hyunjin: Uyuya bildiğim söylenemez zaten

B/Yang: Banyonuzu da yapmışsınız, seslenseydiniz bari, hata bende kontrol etmeliydim

Hyunjin: Sorun değil, çalışma odamı toplamalarını söyle, aşağıya ineceğim birazdan

B/Yang: Peki efendim

Ayak seslerinden Bay Yang'ın gittiğini anlamıştım. Hâlâ hareket etmeden duruyordum. Hyunjin tekrar bakışlarını bana çevirdi

Hyunjin: Aşağı inip çalışma odasının önünde bekle beni

Dedi ve kapıyı kapatıp tekrar içeri girdi. Merdivenlere doğru yönelip yavaşça inmeye başladım. Gördüğüm görüntü- hayır Felix saçmalama..

***

Nerdeyse 10 dakikadır kapının önünde bekliyordum. Beklerken hizmetçi odadan çıktı, artık gire bilirim her halde diye düşündüm. Kapıda beklememi söylemişti ama girsem ne olurdu ki? Bence hizmetçi orada neyi görmemem gerekiyorsa hepsini göz önünden kaldırmış ve işini bitirmişti. "Görmemem gereken ne ki?" diye düşündüm ve kapıya yöneldim

Hyunjin: Beni asla dinlemiyorsun

Geri çekilip arkamı döndüm, Hyunjin merdivenlerde durmuş beni izliyordu

Hyunjin: Dinlememeye de devam edeceksin sanırım

Felix: Gire bileceğimi düşündüm

İnip yanıma geldi

Hyunjin: Sabırsızsın

Felix: Aslına bakarsanız, içeriye girmemize gerek yok, sadece özür dilemek için gelmiştim

Hyunjin: Özür?

Felix: Sizden şüphelendiğim için. Bu gün kafeyi öyle terk ettiğinizde size bir özür borcum olduğunu düşündüm.

Bana daha çok yaklaşmaya başladı, mesafeyi artırmak için arkaya gitmek istedim ama adım atınca arkam duvarla buluşmuştu. Hyunjin bir elini duvara koydu ve bir eliyle de çenemden tutup kafamı kaldırdı

Hyunjin: Öylemi? Ama ben özür dilenmesini sevmiyorum

"Dalga mı geçiyor bu benimle?" diye düşündüm

Felix: Yapa bileceğim başka bir şey yok

Hyunjin: Emin misin? Bana var gibi geliyor

Felix: *yutkunup* ne demeye çalışıyorsunuz?

Hyunjin: Oldukça açık bence

Çenemdeki eliyle yüzümü yüzüne daha da yakınlaştırdı. Yine gözlerimin içine bakıyordu, sonra dudaklarıma bakmaya başladı. Ne yapmak istediğini anlamıştım, yanaklarım kızarmıştı. Yüzümü çevirip elinden kurtuldum

Felix: Üzgünüm geç oldu gitmem gerek

Merdivenlere yönelirken gelip bileğimden tuttu

Hyunjin: Bu sefer kaçmana izin vermeyeceğim

***

~Telefon görüşmesi~

Minho aranıyor..

Felix: Alo abi

Minho: Efendim

Felix: Durağa gelince beni ara demiştin

Minho: Geliyorum

~Telefon görüşmesi sona erdi~

....

Minho duraktan beni almıştı ve eve gelmiştik.

Minho: Sen yokken Han gelmişti

Felix: Yine azarladın mı onu?

Minho: Hayır, sohbet edip bir şeyler izledik. Aslında arada iş konusu açmasa eğlenceli birisi

Felix: Öyledir

Minho: Aç mısın?

Felix: Hayır, yemiştim dışarıda

Minho: Peki

Felix: Uyuyacağım ben

Minho: Tamam, iyi geceler

Duş alıp yatağa attım kendimi. Guya özür dilemek, kendimi aff ettirmek için gitmiştim, nasıl bir aptalım ben?

|Flashback|

Hyunjin: Bu sefer kaçmana izin vermeyeceğim

Beni kendine çekip dudaklarımızı birleştirdi. Yanaklarım o kadar çok kızarmıştı ki yine yanıyordu resmen. Kurtulmaya çalıştıkça belimdeki elleri daha da sıkılaşıyordu. Sonunda dudaklarımızı ayırdı ve ellerini belimden çekti. Yüzüne tokat atıp "Aklını mı kaçırdın sen?" diye bağırdım ve orayı terk ettim.

|End of the flashback|

Hâlâ böyle bir aptallığı nasıl yaptım diye düşünüyordum. Tokat ne? Neden tokat atıyorsun aptal??! Duvara kafa atmak istiyordum bunları düşünürken. Ne yapacaktım ben şimdi? Beni şikayet bile ede bilirdi. Bir daha evine gitmeyeceğim, yüzümü görmek istemediğine eminim aynı şekilde bende onun yüzüne bakamazdım.

~~~~~~

Circus|| HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin