Bölüm 27

49 5 10
                                    

Zarfın içinde bıraktığı, ortasında mavi ve yeşil karışımı küçük bir kelebek olan kolyeydi. Bu adamın ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Bana onu beklememi söylüyordu ama ne kadar bekmemem gerekiyordu? Ölünceyedek mi? Öbür dünyada mı beraber olacaktık? İstemiyorum. Ne öbür dünyada ne de burda onunla beraber olmak istemiyorum artık.
Zarfı ve içindekileri çekmecenin en alt gözüne koyup kilitlemiştim. Gözüme görünmese iyi olurdu, onu unutmak istiyordum, ona ait hiç bir şey görmek istemiyordum.

İki yıl sonra

Han: Bayağı inat ettiler ama sonunda itiraf ettiler

Felix: Evet, çözemeyeceğimiz dava yoktur Hannie

Han: Kaç kere bana Hannie deme dedim

Felix: Minho hyung diyor ama

Han: O diye bilir hem iş yerindeyiz Felix

Felix: Minho Hyung iş yerine geldiğinde de diyor ama

Han: Tamam Felix, sus

Felix: Sustum Hannie

Han: Yarın taşınma işi olmasa bir yerlere giderdik

Felix: Sen gitsene, taşınan sen değilsin ki

Han: Yalnız mı gideyim?

Felix: Taşınmak demişken, ben daha eşyalarımı toplamadım. Minho hyung'a da yardım etmem gerek

Han: Bir işin kalmadığına göre çıka bilirsin

Felix: İzin vermesen çıkamayacaktım sanki

Han: Çıkamazdın

Felix: Minho hyung-

Han: Tamam tamam, git

Ofisten çıkıp eve gittim. Bazı işlerimi hall edip odamdaki eşyalarımı toplamaya başladım. Eşyaları kolilere koymaya başladım. Kırılan eşyaların etrafına sunger ya da ona benzer yumuşak bir şeyler koyup yerleştiriyordum. Sıra çekmecemdekileri almaya geldi. En alt gözünü açmak isterken kilitli olduğunu fark ettim. Anahtarı nerdeydi ki? Biraz etrafa bakındım, diğer şeyleri toplarkende anahtar ile karşılaşmamıştım. Aklıma eski deri ceketimin cebinde ola bileceği geldi. Ceketin ceplerini kontrol etmeye başladım ve düşündüğüm gibi ordaydı. Anahtarı sokup kilidi açtım. İçindekileri çıkarmaya başlarken gözüme bir zarf çarptı. Lanet olsun ben bunu atmamış mıydım? Zarfı açıp içine baktım. Kolye..mektup..tutulmayan sözler, o hâlâ yoktu. Bu ondan aldığım son şeydi başka onun hakkında ne bir şey duymuştum ne de görmüştüm. Yine yalan söylemişti. İstemsizce gözlerim dolmuştu ama vakit kayb edemezdim. Minho hyungu sinirlendirmek istemiyorum. Alıp çantamın içine koydum... Sonunda bitmişti, yarın gidecektik

...

Minho: Umarım artık işe gecikmezsin ve Han da bana şikayet etmeyi bırakır

Felix: Uykum ağır be-

Sözümü kesip elindeki süngeri bana atmıştı

Minho: Uykusu ağırmış

Felix: Büyük oda benim değil mi?

Circus|| HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin