Felix'ten
Tepede beraber uzanmış yıldızları izliyorduk ya da sanırım ben izliyordum, o beni izliyorduHyunjin: Felix? Yüzüme neden bakmıyorsun
Felix: Yıldızlara bakıyordum da, çok güzeller
Hyunjin: Yüzündeki yıldızlar daha güzel
Ona taraf döndüm, gülümsüyordu çok güzel gülümsüyordu. Bu anın hiç bitmemesini istemiştim o gece keşke zaman burada dursaydı..
Felix: Gitmem gerek, geç oldu Minho Hyung bekliyor
Hyunjin: Peki.. Felix, dur
Felix: Efendim
Hyunjin: Artık sevgilim olduğunu inkar etmeyeceksin değil mi?
Felix: Şey.. sonra konuşsak gitmem gerek *telefonunu gösterip* bak abim de arıyor belli ki geç olmuş
Diyip arkasını döndü ve adımlarını hızlandırarar oradan uzaklaştı.
Hyunjin: Sürekli kaçıyor
...
Eve geldiğimde ışıklar kapalıydı. Minho hyung uyuyor muydu ki? Beni beklerdi hep. Salondan sesler duydum, yoksa tahmin ettiğim şey miydi? Salona geçtim ve evet doğru tahmin etmiştim. Minho hyung, ışıkları kapatmış film izliyordu
Felix: Hayır bari girişteki ışığı açsaydın
Minho: Lix? Ne zaman geldin?
Felix: Şimdi de, sadece salonun ışığını kapatmak yetmiyor muydu
Minho: Diğer odalarda oturmuyorsam neden ışığı açık bırakayım?
Felix: E giriş?
Minho: Patladı o patladı
Felix: Ondan yanmıyordu demek
Minho: Hmhm
Saati kontrol etti
Minho: Şuraya bak, filme o kadar dalmışım ki saati fark etmemişim. Neden bu kadar geciktin?
Felix: Geziyordum
Minho: Şehir ayakla mı geziyordun anlamadım ki
Felix: Hyung, çocuk değilim ya
Minho: Benden küçüksün, sözümü dinlemelisin. Dinlemeyince neler olduğunu görüyoruz
Felix: Tamam haklısın, uyumaya gidiyorum ben
Minho: Tamam, iyi geceler
Odama girip üzerimdeki ceketi bir kenara fırlattım ve kendimi yatağa atıp gözlerimi kapadım. Gerçekten bunlar yaşanmış mıydı? Gerçek miydi? Gerçek olmayacak kadar güzeldi, çok mutluydum ama yarın işe gideceğim ve yine bir türlü çözülemeyen olaylarla ilgileneceğim aklıma gelince moralim bozuluyordu. Bunları dinlerken uykuya dalmıştım, sabah abimin sesi ile uyandım
Minho: Geziyormuş, o kadar çok gezmişsin ki kalkmıyorsun bile. Kalk Felix işe gecikeceksin
Felix: 5 dakika
Minho: Han'ın senin için 5 dakikası yok aşağıda şu an
Felix: Ne?
Minho: O kadar tembelsin ki defalarca seslenmeme hatta bağırmama rağmen uyanmadın
Felix: Han aşağıda mı?
Minho: Evet, eğer kalkmazsan kovulacakmışsın, kalk hadi
Dedi ve kalkıp odadan çıktı. Kalkıp üzerimi değiştim ve diğer işlerimi hall edip aşağıya indip
Han: Bu muydu trafik Felix
Minho: Ne trafiği?
Han: Sürekli trafik vardı geciktim diyor
Minho: Der o, kalktıktan sonra yarım saatde masada uyuyor
Han: Hayret bir şey
Felix: Ya trafikte oluyor
Minho: Sen o kadar geç gidiyorsun ki o zamana trafik falan kalmıyor
Felix: Tamam tamam, iyi tarafından bakalım bundan sonra Han'a yalan söylemek zorunda kalmayacağım
Han: Doğru çünki kovulacaksın
Minho: Neyse kahvaltı yapalım bende gecikeceğim yoksa
Beraber kahvaltı edip çıkmıştık. Hanla ben ofise gelmiştik sonra yine bir ceset bulunduğu için olay yerine gitmiştik
Han: Ama annesi kızının her gün eve geldiğini söylemişti
Felix: Dün gece olmuş olmalı
Han: İlk önce kayb oluyor sonra da kurbanlardan biri olduğu ortaya çıkıyor
- Bay Han, çöp kutularına bir göz atsanız
Han: Bir şey mi var?
- Sanırım
Felix: Palyaço kıyafetleri..
Han: İki tane
Felix: Birisi büyük tam da tutukladığımız kişilerin üzerine
Han: Diğeri farklı
Felix: O zaman başka iki kişi daha var
Han: Aynen, buraları iyice kontrol edin
- Peki
Felix: Okula gidelim
Han: Sebep
Felix: Şu kızla konuşmamız gerek ayrıca arkadaşını bulduğumuzu
Han: Ölü bulduğumuzu
Felix: ...
Han: Peki gidelim
~~~~~
Selamün hai, hasta olduğum için bölüm atamıyordum sorry bir az iyileşince atmaya karar verdim ve ortaya bole bise çıktı bu arada finale yaklaşıyoruz <33