Bölüm-19:"00.00"

757 48 6
                                    

"Neden? Ne oldu ki bu saatte çağırıyorsun? Kötü bir şey mi oldu doğruyu söyle. Peki tamam hazırlanıyorum." Telefonu yatağa fırlatıp dolabımı açtım elime gelen ilk şeyi aldım ve giydim.

Ayakkabılarımı da giyip evden çıktım ve Çağan'ın evine doğru gittim. Neden mi gidiyorum ben bile bilmiyorum gecenin 11.45 inde beni apar topar çağırmıştı Çağan, ne olduğunu da söylememişti.

Hızla evine gittim ve kapıyı çaldım açmadı, tekrar çaldım ama yine açmadı, evin arka tarafına gittim ve evin bahçesine girdim, bahçenin kapısını açtım ve bahçeye girdim.

"Çağan..." Ellerimi ağzıma götürdüm, saat tam 00.00 dı bugün benim doğum günümdü... ve Çağan'ın elinde de pasta vardı.

"İnanmıyorum... meğer beni bunun için bu saatte çağırdın."

"Yani, hadi üfle mumları." Dileğimi dileyip mumları üfledim Çağan pastayı masaya bırakıp cebinden çıkardığı kutuyu açtı, içinde benim kolyem vardı, ona geri verdiğim kolyem...

"Bunu çıkardığında çok kırılmıştım...çıkarmayacağına söz vermiştin... bunu bir daha sakın çıkarma olur mu?"

Çağan'ın söylediklerinden sonra gözlerim dolmuştu... onun için bu kadar önemliymiş...

"Tamam... söz veriyorum çıkarmayacağım... ne olursa olsun."

Yanıma gelip kolyeyi takmaya yeltendi, saçlarımı elimle öne doğru tuttum, nefesi boynuma değiyordu... kolyeyi taktı ve ona döndüm.

"Seni çok seviyorum... ve özür dilerim, beni aldattığını düşündüğüm için."

Ellerimi tuttu.

"Bende seni çok seviyorum, ve özür dilemene gerek yok o durumda kim olsa aynı şeyi düşünürdü zaten, ama Zeynep'e gerekeni yaptırdım, hiç merak etme güzelim."

"Ne yaptın ona?"

Önüme düşen saçı alıp kulağımın arkasına attı ve yüzümü okşadı.

"Boşver... Böyle güzel bir günü, senin var oluşunu kutluyoruz, böyle saçma bir şeyi konuşmayalım."

Gülümsedim.

"Peki tamam."

"Eee doğum günü kızı, tek hediyen tabii ki sadece bu değildi." Beni elimden çekip evin diğer tarafında kalan garaja götürdü.

"Çağan burda ne yapacağız?"

"Görürsün şimdi." Garajı açtı ve direkt önümüzde görünen range rover ile şaşkınlıkla Çağana baktım.

"Çağan?" Bana döndü.

"Senin." Dedi eliyle arabayı gösterirken. Şokla bir arabaya bir de Çağana baktım.

"Çağan ciddi misin?"

"Fazlasıyla." Buruk bir gülümsemeyle ona baktım.

"Ne gerek vardı, kim bilir ne kadar masraf yapmışsındır." Bana doğru döndü ve ellerimi tuttu, gözlerini gözlerim ile buluşturdu.

"Senin için değerdi." Parmak uçlarımda yükselip ellerimi Çağan'ın boynuna doladım ve sarıldım ona, onunda elleri belime giderken sarılamama destek oldu.

Göğsünün yukarı aşağı hareket ettiğini gördüğümde saçlarımı kokladığını fark ettim. Ondan ayrıldım.

" Çok teşekkür ederim, iyi ki varsın." Dedim ona gülümseyerek.

"Duymamış olayım, teşekküre gerek yok, varlığın yeter bana." Ona tekrar gülümsedim.

"Çağan, bir sorunumuz var ama."

"Ne sorunu?" Dedi telaşla.

"Benim ehliyetim yok." Gülüp beni cevapladı.

"Pek bi sorun yokmuş, sende alırsın ehliyet."

"Umarım."

***

"Güzelim bak çok kötü oldun eve dönelim hadi." Tam yarım saattir Tuana'yı eve götürmeye çalışıyorduk ama tık yoktu, inadı tutmuştu ve gelmiyordu.

"Ya sevgilim sen dememiş miydin bugün senin isteklerin olacak diye, işte bende gitmek istemiyorum." Tuana kollarımı tutup beline yerleştirdi, ellerini de boynunda buluşturdu.

"Çok fazla içtin haberin yok mu senin?" Dedim ellerim belinde hareketlenirken.

"Efe... seni seviyorum. " Şaşırarak Tuana'ya baktım.

"Güzelim sen bana Efe demezdin?" Boynumda ki ellerini yavaşça saçlarıma çıkarmaya başladı.

"Artık Efe demek istiyorum o zaman." Gülüp cevap verdim.

"Tamam, öyle olsun."

"Ya sen beni sevmiyorsun ben anladım." Tuana yine mızmızlanmaya başladığında ellerini saçlarımdan indirip göğsüme koydu.

"Nereden çıktı bebeğim bende seni çok seviyorum."

"Az önce sana 'seni seviyorum' demiştim cevap vermedin."

"Çok seviyorum seni, sevmek ne kelime kör kütük aşığım sana." Gülümsedi.

"Yaa." Ellerini siyah gömleğimin düğmelerine götürdü, bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştim.

"Güzelim hadi eve gidelim biz."

"Hayır..." Bu böyle olmayacak. Tuana'yı bacaklarından ve belinden tutup onu taşıdım, kucağımda çırpınıyordu.

Zar zor eve gelip onu koltuğa bıraktım.

"Ben sana kahve yapayım içip kendine gelirsin tamam mı?" Tam koltuktan kalkmışken kolumu tuttu.

"Ben kendimdeyim, gitme..." Yanına oturdum.

"Hiç öyle gözükmüyorsun ama, uyumak ister misin?"

"İstemem. Ben... seni istiyorum..." Sen birde bana sor bebeğim, ama tabii ki ve maalesef olmaz çünkü Tuana ayık değil ve bunu istemediğini biliyorum.

"Güzelim sonra, şimdi kendinde değilsin."

"Ya ama-" Konuşmasına engel olarak dudağımı dudağına bastırdım, tam bu sırada onu taşıyıp odama çıkardım ve yatağıma yatırdım.

Dolabımı açıp kendi tişörtlerimden çıkarttım ve ona giydirdim çok geçmeden uyuya kalmıştı. Bende yanına yatıp uyudum.

________________________________

|Thinking About You 19.Bölümün Sonu.|

Selamm

Nabersiniz??

Bölüm kısa oldu fark ettim.

Ama bir sonraki bölümlerde beklemediğiniz şeyler olacak.

Bölüm nasıldıı???

Beğendiyseniz oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Ve hoşçakalınn. <3

-eylül

Thinking About You |Ç.THikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin