"BATUHAN YERİNDEN BİR ADIM BİLE ATARSAN SONUÇLARINA KATLANIRSIN!" Kartal'ın gür sesi çatışmanın ortasında silah arkadaşlarının kulaklarında çınlamaya sebep olurken hepsinin yüzünde bir buruşma meydana geldi. Kulaklıktan beri bağıran komutanlarına kulak asmayan Batuhan, Polat'a "Teğmen Öztürk, yol aç, çıkıyorum." dedi.
Orada üç kişi, herkesin hedefiyken, ölüm korkusunu hissederek tir tir titrerken Batuhan bu görüntüye daha fazla dayanamamıştı.
Polat tam konuşup komutanına söyleyecekken kardeşinin mevziden çıktığını görmesiyle etrafına ateş açmaya başladı. Komutandan izinsiz böyle bir şey yaptığı için içinden ona sövse de desteğini belli edercesine işini halletmeye devam etti. Girmişlerdi bir işe. Batuhan, üç sivilden çocuk olanı kucağına alarak peşinde iki adamla koşar adımlarla geri mevzisine döndü.
Barut gibi olan Kartal'a bir süre yaklaşmamayı aklının bir köşesine yazarken kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu.
"Allah'ım sen beni Alaca'nın gazabından kurtar."
"Eyvallah, Polat."
"Ulan Batu, yaktın bizi amına koyayım," diyen Volkan ile konuşmaya Kaya da katıldı. "Gurursun gurursun ama, büyük sıçtık bu sefer."
"Komutanım ses verin korkutmayın bizi," dedi Gurur. Ne Korkut komutandan ne de Kartal komutandan ses çıkmıyordu.
Bütün tim bu cümlenin ardından gülerken bir yandan da leşleri yere sermeye devam ediyorlardı.
"Korkut abi, sal daha!" Polat sitemli bir şekilde konuşurken kulaklıktan Korkut'un sesi duyuldu. "42 oldu aslanım. Asıl Volkan kaç oldu?" diye keskin nişancıya sordu.
"48. Ama yaklaşık bir saattir şu tepede yandım amına koyayım. Kışı bir şekilde hallediyoruz da bu yaz hiç çekilmiyor ya." diye isyan etti.
Timin en gözde yaptıkları aktivitelerden bir tanesi de leş saymaktı.
"35," diye atladı Kaya. Volkan'ı takan yoktu çünkü kendileri gayet gölgelik yerlere yerleşmişlerdi. Keskin nişancı olmak da zordu.
Herkes bu atılıma gülerken kulaklıkta Kartal'ın sesini duymalarıyla ciddi hallerine bürünmüş, söylediklerini pür dikkat dinlemişlerdi. "Kesin sesinizi! Teğmen Yamaneri ve Öztürk okulun arka tarafına siper alın, temizleyin."
İki ağızdan da "Emredersiniz komutanım," sesi yükselirken Gurur ve Polat hızlıca verilen emire uyarak birbirlerine destek oldular, okula doğru ilerlediler. Önlerine çıkan bedenleri tek tek yere sererlerken dikkatli bir şekilde kendilerine siper olacak bir yer hazırladılar.
"Ulan, inşallah bomba falan yoktur," diye huysuzlanan Kaya oldukça komik bir durumdaydı.
Kartal, "Batuhan, şu çocuğu sakinleştir." diye konuştuğunda Batu ağlayan çocuğu çoktan unutmuş leş rekoru kırmaya çalışıyordu. Kendisini kaptırdığı o kadar belliydi ki, komutanının onu uyarması gerekmişti.
Sesinde pek bir kızgınlık göremeyen Batuhan fırtınanın yaklaştığını her geçen dakika daha da iyi anlıyordu.
"Emredersiniz Komutanım!"
Bir adama sıkı sıkıya sarılmış kız çocuğu gözlerinden yaşlarını dökerken kız çocuğunu kucağına çekerek onu, kulağına söyledikleriyle sakinleştirdi. Çantasından matarasını çıkartıp çocuğa uzattı. Küçük kız dolu gözlerini karşısındaki askere çevirip elindekini utanarak aldı. Birkaç yudum aldığı suyu bitirmek istemeyen bir tavırla daha fazla içmeden sahibine uzattı. Batuhan, küçük çocuğun saçlarını okşarken onunla konuşuyor panik olmaması için her şeyi yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
insan yaşıyorken özgürdür
Fiksi RemajaKartal Alaca vatanına aşık bir askerdir. Kimsesiz geçirdiği yıllardan sonra bir gün kapısı çalınır ve hiç ummadığı kişiler hayatına girer. • "Ne hissettin peki? İllaki bir şey hissetmişsindir." "Bir insan yetimhanede büyüyorsa bunun iki sebebi vardı...