Bölüm: ''8''

168 25 15
                                    

Jungkook, Taehyung'u nazik olmaya çalışarak yatağa ittirdiğinde Taehyung kalbinin küt küt attığını damağında hissederek dudaklarını ısırdı. Jungkook yatağa çıkıp Taehyung'un üzerine üzerine gelmeye başladığında Taehyung istemsizce, sanki bir hayatta kalma dürtüsüne uyar gibi gerilemişti.

Jungkook, Taehyung'un üzerine çıktığında kolları Taehyung'un iki yanında kararlıca kendi ağırlığını kaldırıyor, Taehyung'a hapsolduğu zindanda tutkuyu vaad ediyordu.

"Kaçacak bir yerin yok, Tae." Jungkook fısıldadığında Taehyung'un kulağıyla boynunun arasındaki tatlı noktaya erotik bir öpücük kondurdu. "Seni her yerde bulurum."

Taehyung kurumaya başlamış boğazını tükürüğüyle ıslatıp Jungkook'un gözlerine baktı. Korkusuz görünmek istiyordu.

Elini ona dokunma isteğiyle kaldırdığında parmakları Jungkook'un tenine değmeden önce tereddütle havada kalınca Jungkook bunu fark ederek Taehyung'un bileğini yakaladı. Çocuğun elini kendi yüzüne götürüp yanağına koydu. Ardından yatağın çarşafının üzerindeki diğer elini de alıp saçlarını kavramasını sağladı.

"Korkma, Tae. Dokun bana."

Taehyung, Jungkook'un güven veren sözleri ve arzudan iyice boğuklaşmış sesiyle cesaretlenip Jungkook'un dudaklarına uzandı. Dudakları Jungkook'un dudaklarına dokunduğunda öpücük bir kuş tüyü kadar hafifti. Jungkook teması derinleştirmek isteyerek ağzını araladığında Taehyung'un alt dudaklarını dudaklarıyla kavramış, yavaşça, hücrelerinin bile tadına varmak istiyormuşçasına emmeye başlamıştı.

Taehyung vücudunu basan ateşlerin sönmesini dileyerek bedenini Jungkook'un soğuk tenine bastırdığında ürperdi. Elini Jungkook'un yüzünden çekip çıplak sırtında gezdirdikten sonra dokunuşlarını göğsüne indirdi.

Jungkook buz gibiydi, yine de Taehyung, var olan hiçbir ateşin alevlerinin Jungkook'un dokunuşlarıyla boy ölçüşemeyeceğini hissediyordu.

Jungkook elini Taehyung'un pantolonuna götürüp kumaşı indirdiğinde Taehyung kalçasını kaldırarak Jungkook'a yardımcı oldu. Pantolon yeri boyladığında Jungkook tekrar Taehyung'un üzerinde yükselerek dudaklarına yönelmişti. Islak, sulu öpücüklerini Taehyung'un göğsüne indirip çizdiği yola devam etti. Dilini Taehyung'un göğüs ucuna değdirip çektiğinde Taehyung'un nefesinin dudaklarından şaşkınlıkla çıktığını duydu. Sırıtarak hareketini tekrarladığında bu defa ağzını göğüs ucuna kapamış, arada attığı dil darbeleri eşliğinde emiyordu.

Taehyung kendisine engel olamayarak hafifçe inlediğinde Jungkook bu ince sesin hayatında duyduğu en güzel ses olduğuna yemin edebilirdi. Aynı sesi tekrar duyabilmek için hassas teni nazikçe ısırdığında kulaklarına dolan inleme tutkuyla kavga eden çelloların ve aşkla sevişen kemanların senfonisinin yarattığı bir klasik müzik koncertosundan bile daha güzeldi.

Bazıları dünya ateşler içinde yok olacak diyor
Bazıları buzlar içinde...

Dudaklarını Taehyung'un karnına yönlendirip oradan kasıklarına indirdiğinde baksırını çekiştirip umutsuzca temas dilenen penisini baskıdan kurtarmıştı.

Eliyle kavrayıp bileğini hareket ettirdiğinde Taehyung sert bir soluk verdi.

"Çok leziz görünüyorsun." Jungkook, Taehyung'un ereksiyonunun başını emmeye başladığında ağzının hareketlerinin Taehyung'un kalbinin atışlarını nasıl da hızlandırdığının bilincindeydi. Tamamını ağzına aldığında başını ileri geri hareket ettirdi. Hızlanan temposuyla Taehyung'a sakso çekmeye devam ederken Taehyung'un kasıldığını, erkekliğinin ağzının içinde seyirdiğini hissetti.

İ𝖓 𝕿𝖍𝖊 𝕳𝖊𝖆𝖙 𝕺𝖋 𝕿𝖍𝖊 𝕹𝖎𝖌𝖍𝖙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin