1. Bölüm

1K 32 47
                                    

Sahra'nın Gözünden

Hiçbir şey mantıklı gelmiyordu. Her şeyimi kaybetmiştim, ne yapıcam bilmiyordum.

Okulun bok gibi, arkadaş ortamım bok gibi, aile ilişkilerim bok gibiydi. Neyim kalmıştı merak ediyordum. Yatağımda siyah gömleğimle uzanırken tavanı izliyordum.

Dışarda deli gibi yağmur yağıyordu, sanki duygularımı anlatıyor gibiydi. Durmak bilmeksizin yağmak.

Ben sevilmesi zor biri miydim ?
Çevremdeki herkez bunun doğru olduğunu kanıtlamıştı. Kardeşim hariç, o her zaman yanımda olmuştu. Peki şimdi neredeydi, beni neden böyle yıllarda terk edip gitmişti ?

Gözlerim uykusuzluktan acımaya başlamıştı, ama kalbim kadar acıtmıyordu.

Sabahın bilmem kaçıydı, herkez derin bir uykuda, ben ise tavana bakıp düşünmekteydim. Doğumum dan beri hiçbir şey doğru gitmemişti, şimdi neden gitsindi ki ?

Suratım ağlamaktan sırılsıklam olmuştu. O sırada da saatin sesi, sessiz dünyama ses oluyordu. Odamdaki tek beni canlı hissettiren ses oydu.

Ama canlı olduğumdan da emin değildim. Kalbim atıyordu, ciğerlerim nefesle doluyordu, ama ruhum öyle hissetmiyordu.

Gözlerimi cama çevirdim, bir kedi camımın dibinde duruyordu. Sırılsıklam, titriyordu.
Bu fırtına ona fazla gelmiş olmalıydı.

Hafifçe yatağımdan doğruldum ve kediye doğru baktım.

O da gözlerimin içine bakmaya başlamıştı, sanki yardım istiyor gibiydi.
Yeşil gözlü, siyah bir kediydi.
Ayağa yavaşça kalktım ve ağır adımlarla cama doğru yürüdüm.

Dışarısı aynı rengi gibi kapkaranlıktı, sadece gözleri belli oluyordu. Camı açtım, soğuk hava direk suratıma çarptı ve vücudumu titretti.

Kedi direk içeri girdi, ıslaklıktan rahatsız olmuştu. O girdikten sonda camı kapattım ve yatağa geri yattım.

Fırtına bitene kadar kalır, daha sonra da giderdi nasıl olsa. Kedi bir süre kendini yaladı ve bir anda yatağıma çıktı.

Bir süre birbirimize baktık, gözleri çok güzel bir tondaydı. Daha sonra mırıldandı ve yanıma yaklaştı ve yanıma kıvrılıp uzandı.

İçimde garip şeyler hissetmiştim, bu nasıl bir duyguydu ? Ailem asla bana bir evcil hayvan almamışlardı, o yüzden biraz tedirgindim.

Yavaşça elimi uzattık ve kafasına koydum, direk bana sürtünmeye ve mırıldqnmaya başladı. Çok güzel hissetmiştim.

Bir süre kediyle birlikte yattık, daha sonra aç olabileceğini düşündüm ve onu rahatsız etmeden kalktım. Ama o beni aşağı kadar takip etmişti.

Sanırım yeni bir dost kazanmıştım, uzun zamandır dost kelimesi bana yabancı gelmişti. Lise zor bir yerdi, ama Üniversitede de rahat yoktu tabiki.

Kedi bakmayı bilmediğim için internetten ne verilebileceğini araştırdım ve hazırlamaya başladım.

Daha kendimi beslemeye kalkamazken, daha 5 dakika önce bulduğum bir kediye yemek hazırlamam ironikti.

Yemeği bir tabağa koydum ve yemesi için yere koydum. Tahmin ettiğim gibi çok acıkmıştı, hafif gülümsedim bu tatlılığına. O yemeğini yerken bende koltuğa oturdum ve internette gezmeye başladım.

Tüm sosyal medyada sadece bulduğum: gezen, tozan: güzel kadın ve yakışıklı erkeklerin fotoğraflarıyla doluydu. Herkez eğlenip, hayatının tadını çıkarırken ben ne yapıyordum ?
Evde depresyonda bir şekilde ağlayıp yatakta pozisyon değiştiriyordum.

Bir de kışın başlarıydı, okul yeni başlamıştı. Derslerime çalışmak yerine tembellik ediyordum. Normalde aşırı çalışkan biriydim, harika bir Üniversiteyi kazanmıştım.

Ama Lise hayatım bok gibi, zorbalık ve dışlanmayla geçmişti. Anılar gözüme geldikçe ağlamam artıyordu.

Kalbim gerçekten ağrıyordu, bunun için kalp doktoruna gittim ama hiçbir şey çıkmadı.

Her türlü doktora gittim ama sonuç veren tek Psikolog'tu. Depresyon tanısı konulmuştu, eskiden bunun saçma ve komik bir şey olduğunu düşünmüştüm. Ama öyle değildi, aslında hayatım boyunca peşimi bırakmamıştı.

Telefonu kapatıp bir köşeye attım ve karanlığa doğru bakmaya başladım. Karanlık, benim gerçek dostumdu.
Dışarıda bir ses duydum, bir gülüşme sesiydi.

Kafamı cama çevirdim, bu fırtına da kim dışarı çıkardı diye düşündüm.
Bakmakla bakmamak arasında düşünürken, kendimi camın önünde buldum.

Camdan aşağı baktığımda bir erkek ve kız gördüm. Yağmurun altında sarılıp, öpüşüyorlardı. Sevgili olmalılardı.

Bu manzara kalbimi yaktı, ne kadar da güzeldiler. Ben daha gerçek dost bulamazken, başkaları sevgili buluyordu. Nasıl birine güvenip birlikte oluyorlar, hayran kalınasıydı.

Onlar yağmur altında takılmaya devam ederken bende odama geri çıktım. Yatağıma yavaşca yattım, kafama yorganı çektım ve ağlamaya başladım. Ama artık sesim bile çıkmıyordu ağlarken, sadece göz yaşı vardı.

Sonra bir miyavlama duydum, yorganı hafif indirdiğimde kediyi gördüm. Bana boncuk gözlerle bakıyordu. Bana yavaşça yaklaştı ve göz yaşlarımı yalamaya başladı.

Buna daha fazla duygulandım ve daha çok ağladım. Ağlarken tek destek çıkanım bir kediydi, hem çok tatlı hem de üzücüydü.

Kedi daha sonra göğsüme yaslanıp uyumaya başladı. Bende kafamı hafif soğumuş olan yastığa bıraktım. Gözlerim masamın üzerindeki, yığılı ders kitaplarına kaydı.

O kadar eksik derslerime nasıl yetişecektik bilmiyordum, ama şuanda tek umursadığım uyumaktı.

Güneş doğmaya başladığında uyuya kalmışım.

***

İyiler Her Zaman Kazanır mı ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin