Sahra'nın Gözünden
Gözlerimi yorgunlukla açtım, dün geç yatmanın acısını çekiyordum. Kafam sarhoş gibiydi, yavaşça ayağa kalktım ve Adalın kaldığı odaya girdim.
Ama kimse yoktu, aşağıdadır diye düşündüm ve merdivenlerden inmeye başladım.
Ama aşağıda da yoktu, birden nereye gitmişti ? Koltukta yatan Zümrütü gördüm, hala uyuyordu uykucu. Telefonumu almak için tekrar odama çıktım. Sabah bana bir mesaj gelmişti.
"Sahra, benim acilen eve gitmem gerekti. Kusura bakma kahvaltıya kalamadım ve sana haber veremedim."
Bu mesaj içimi rahatlatmıştı, gözüm saate kaymıştı ve fark ettim ki ders saatime az kalmıştı. Hızlıca üstümü değişgirdim ve çantamı aldım. Aşağı inip Zümrüte mamasını verdim ve koşarak evden çıktım.
Okula nefes nefese gelmiştim ama geç kalmamayı başarmıştım. Hızlıca sınıfıma girdim ve yerime oturdum.
///
Tüm derslerim bitmiş ve akşam olmuştu. Bugün çok fazla ders vardı, bu yüzden çok yorulmuştum. Okuldan çıktım ve evime gitmeye başladım.
Evime sonunda varmıştım ama nedense içimde kötü bir his vardı. Bir tarafım sanki içeri girmek istemiyordu.
Bu düşünceyi kafamdan attım ve içeri girdim.Evim aynı bıraktığım gibiydi, neden strese kapıldım diye kendi kendime güldüm.
Çantamı kapının yanına bıraktım ve kapıyı kapadım.
Zümrütü çok özlemiştim ve hemen ona sarılmak istiyordum."Zümrüt! Ben geldim, gel anneye bir sarıl!" Diye seslendim neşeli bir şekilde, yorgun bir günün ardından Zümrütle oynamak gibisi yoktu.
Ama bir terslik vardı, Zümrüt gelmemişti. Yoksa hâlâ uyuyor muydu ?
Ama normalde ben çağırınca koşarak yanıma gelirdi, tuhaf dedim kendi kendime.Mama kabının boş olduğunu gördüm, kabı elime aldım ve doldurmaya başladım. Belki benim uykucu mamaya gelirdi. Mamasını çok severdi, ve nerede olursa olsun uçarak gelirdi.
Mamasını doldurdum ve kabı elimde sallayıp ses çıkardım.
"Zümrüt, oğlum! Bak maman hazır, neredeysen çık artık!" Diye tekrar seslendim, ama karşılığında sadece sessizlik aldım.
"Zümrüt, oğlum ?!" Diye gene seslendim, ama sonucunda gene sessizlik vardı. İçimdeki endişe daha çok artmaya başlamıştı.
Belki yukarıdadır diye umut ettim ve hızlıca merdivenlerden çıktım. Tüm odalara baktım ama Zümrüt yoktu, bakmadığım tek benim oda kalmıştı. Hızlıca odama girdim ama gene yoktu.
Odanın ışığını açtım ve odaya göz gezdirdim, odam bıraktığım gibi değildi, dağınıktı. Eve biri mi girmişti sorusu kafamda dönüyordu.
Odama bir adım attığımda ayağıma bir şey deydi.Ayağamı çekip baktığımda gördüğüm şeyle gözüm doldu. Zümrütün tasmasıydı.
Asla çıkarmadığı pembe tasmasıydı, çok severdi üztündeki zille oynamayı. Yavaşça eğildim ve tasmayı elime aldım. Üstündeki isim etiketinde kocaman 'Zümrüt' yazıyordu.
Eve her kim girdiyse para falan almamış, Zümrütü almıştı ve bu paradan daha çok canımı yakmıştı.
Yere çöktüm ve tasmaya sarılarak ağlamaya başladım.Bir anda telefonum çaldı, burnumu çektim ve kimin aradığına baktım.
Arayan Kaandı. Açıp açmamak arasında bir kaldım, ama sonunda açtım.Kaan çok neşeli bir şekilde konuşmaya başlamıştı, ama beni kameradan ağlarken görünce surat ifadesi donmuştu. Suratındaki endişeyi ve korkusu belli oluyordu.
Bana ne olduğunu sordu, bende ağlayarak olanları anlattım. Benim yanıma gelmeyi teklif etti, bende kabul ettim. Şu anda desteğe çok ihtiyacım vardı. Kaan hızlıca telefonu kapadı, bende ona evimin konumunu attım.
Deli gibi ağlıyor ve tasmayı elimde sıkıyordum. Elim sıkmaktan bembeyaz olmuştu. Aynadan kendimi fark ettim, gözlerim şişmiş ve kıpkırmızıydı. Bu daha çok ağlamama sebep olmuştu.
Ben hep ağladığımda yanıma koşup göz yaşlarımı silen Zümrüt yoktu, tek başıma ağlıyordum oracıkta ve kimsem de yoktu. Sadece Zümrütümü geri istiyordum, şuanda tek bunu istiyordum.
***
![](https://img.wattpad.com/cover/317552834-288-k836261.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyiler Her Zaman Kazanır mı ?
Fanfic⚠️DEPRESYON⚠️ ⚠️ANKSIYETE⚠️ Okumadan önce bir düşünün pls.