14. Bölüm

299 22 25
                                    

Sahra'nın Gözünden

Yağmur bana olan her şeyi anlatmıştı, ben ise inanmak istemiyordum. Bir anne evladına bunu nasıl yapabilirdi ?
Aklım almıyordu, Naz yukarıda ne yapıyor bilmiyorduk, hiçbir ses yoktu yukarıda.

Deniz ise koltukta yatmış tavana bakıyordu, biz ise ne yapacağımızı düşünüyorduk.

Herkezi bir şekilde sakinleştirdikten sonra yataklara geçtik. Bir şekilde halledecektik. Yarın herkezin dersleri vardı, şu anda geleceğimizi düşünmemiz lazımdı. Kadın nedense bize baya bir zaman vermişti, bir planı olduğu çok belliydi. Ama ne olduğunu kimse bilmiyordu.

///

Sabah erkenden uyandık, herkez ağlaşarak okul için hazırlanıyordu. Bıkmış bir şekilde lavabodan çıktım ve çantamı sırtıma taktım.

Çıkmadan Zümrüte yemeğini verdim, ama o umursamayıp etrafta sinek peşinde koşturuyordu. Bu haline güldüm ve kızlarla birlikte sonunda evden çıktık.

Bir süre yol boyunca sohbet ettik, kafamızı dağıtmak istiyorduk. Bazılarımızın okulu farklı olduğu için bir yerden sonra ayrıldık.

Denizle tek kalmıştım ve ikide bir ona bulaşıyordum. Eğlenceliydi sonuçta.
Sonunda okula gelmiştik, mutlu mutlu içeri girdik. Moral bozmaya gerek yoktu, eğer birileri bizi ayırmak istiyorsa bunun için baya bir çabalamalıydı. Bunun güvenciyle Denizle ayrıldık ve sınıflara girdik.

Favori dersim olduğu için her dakka derse katılıyordum. Öğretmen de zaten beni çok severdi, hep iyi anlaşmışızdır onunla. Çok tatlı bir kadındı, hep yardımcı ama aynı zamanda disiplinliydi. Bu hali yüzünden favori hocamdı.

Ders bittiği an hızlıca sınıftan çıktım, ne kadar dersi sevsemde yinede sınıf beni bunaltıyordu. Onca insanın içerisinde olmak güzel değildi, kim severdiki zaten ?

Koridorlarda ilerliyordum, Denizi bulmam lazımdı. Birlikte yemek yerken sohbet etmek favori aktivitemizdi. Ama öyle gitmedi tabiki, omuza birinin dokunmasıyla durdum ve arkamı döndüm.

Adalı gördüm, bana sıcak gülümsemesiyle bakıyordu. Bu beni heyecanlandırmıştı, ne zamandan beri beni böyle sevmeye başlamıştı ?

Bana eğer dersim bittiyse birlikte okulun yakınındaki göle gitmeyi teklif etti. Bu çok tatlıydı, benimle zaman geçirmek istiyordu. Bu beni çok mutlu etmişti ama Denizle de buluşmam gerekiyordu. Onu böyle zor bir anda bırakmam doğru muydu ?

Adaldan bir süre müsade isteyip Denize yazdım. Sorun olmadığını Nazın yanına geldiğini söylüyordu, bu beni mutlu etti. Yağmur ise derslerden bittiğini söylediği bir fotoğraf atmıştı gruba.

Telefonumu kapattım ve Adalın yanına gittim. Teklifini kabul ettiğimde çok mutlu olmuştu. Birlikte okuldan ayrıldık ve sohbet ederek göle doğru ilerledik.

Göl gerçekten çok fazla çimlik bir alandı, daha doğrusu piknik alanı dersek daha doğru olurdu. Ama burası çok sessiz ve sakindi, tam kafa dinlemelik bir yerdi. Sanırım bu yüzden burayı seçmişti.

Birlikte sırtımızı ağaçlara yasladıi ve gölü izlemeye başladık. Sohbetimiz derinleşmeye başlamıştı, ilişkiler konusuna bile gelmiştik. Bu bir işaret olabilir miydi ?

Bir anda yavaşça elimi tuttu, buna çok şaşırdım ama o da utanmıştı.

"Rahatsız olduysan çekebilirim ?" Dedi.

"Hayır, rahatsız olmadım." Dedim ve gülümseyip elini sıktım. Yanakları hafif kızarmıştı, benimki de öyle midir diye merak etmiştim.

Birbirimizin bir süre suratını inceledik,
çok güzel bakıyordu. Daha da aşık oluyordum galiba. Birbirimize yavaşça yaklaştık ve dudaklarımızı birleştirdik.

Midemde milyonlarca kelebek olduğuna yemin edebilirdim. O kadar mutlu hissetmiştimki anlatamam. Hayatta bu kadar şanslı olabilir miydim ?

Bir süre sonra geri çekildik, ikimizde utanmıştık ve birbirimize bakmıyorduk. O utançla ve heyecanla bir süre ikimizde gölü seyrettik. Suratımda aptal bir gülümseme vardı ve durduramıyordum. Ama durmasını da istemiyordum doğrusu.

"Şimdi bu bizi ne yapıyor ?" Diye sordu Adal, çekinken bir şekilde. Biraz düşündüm, eğer o da istiyorsa artık sevgili olabilirdik.

"Eğer sende kabul edersen, o zaman sevgili oluyor galiba." Dedim ve gergin bir şekilde hafifçe güldüm. Adal direk gözlerimin içine baktı, bu kalbimin hızını her zaman arttırmaya yeterdi.

"Senin olduğun her şeyi kabul ederim." Dedi, bu sözüyle çığlık atmak istedim. Hayallerim gerçek oluyordu, ona mutlulukla baktım ve kafamı omzuna koydum, o da kafasını kafama koydu. Hayallerim gerçek oluyordu, artık resmen sevgili olmuştuk.

Mutluluktan gözlerim dolmuştu, direk ona belli etmeden elimle gözlerimi sildim. Diğer elimlede elini tutuyordum. Birlikte gölün güzelliğini izliyorduk.

Birden alarmım çaldı, ikimizde korkudan sıçradık ve halimize güldük.
Alarmın ne için olduğuna baktığımda şok oldum. Diğer dersime tam 5 dakika kalmıştı. Ama okula dönüş yolumuz 10 dakikaydı. Adala bunu gösterdiğimde o da şok olmuştu.

Hızlıca ayağa kalktık ve okula doğru koşmaya başladık. Ama Adalın arada garip şakaları yüzünden gülmekten koşamıyordum bazen. Ona hafif şakadan kızıp koşmaya devam ettim.

Birlikte deli dana gibi koşmamız bile tatlı geliyordu bana. Koşarken telefonuma tekrar baktım 3 dakika kalmıştı. Stresim daha da artıyordu.
Son hızla okula girdik ve direk kendimizi sınıfın içine attık.

Sınıftaki öğrenciler bize garip garip baktılar, ama hocanın daha gelmediğini görünce derin bir nefes verdik.
Adalla birbirimize baktık, ikimizde domatese dönüşmüştük. Birbirimize göstererek dalga geçiyorduk ve kahkahalar atıyorduk. Tüm sınıf bize bakıyordu, ama Adal sayesinde hayatımda ilk kez bu bakışları önemsemeden istediğimi yapıyordum.

Bunu fark edince daha da mutlu olmuştum, Adal beni mutlu ediyordu. Ne kadar şanslı olduğumu düşünürken yerlerimize geçtik. Hoca gelene kadar hala birbirimize bulaşıp gülüşüyorduk.

Sonunda hoca gelince sırıtarak birbirimizden ayrıldık ve dersi dinlemeye başladık.

***

İyiler Her Zaman Kazanır mı ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin