Sahra'nın Gözünden
Sabah gözlerimi kafama yediğim patiyle açtım. Zümrüt her sabah beni döverek kaldırıyordu, bu favori aktivitesi olmuştu. Bir süre yatakta Zümrütle boğuştuktan sonra kalktım.
Aşağı inip direk lavaboya girdim ve elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Mutfağa girdim ve hava almak için camı açtım.
Kahvaltı yaparken camdan dışarıyı izlemek güzel oluyordu.Domatesleri doğrarken Zümrüt'ün merdivenlerden indiğini duydum. Yemek yaparken mutfağa sokmazdım onu. Kıldan iğrenen biri olarak, yemeklerime girmesini istemezdim. O yüzden mutfağı kapası her zaman Zümrüte kapalıdır.
Zümrüt kapının arkasından beni de al çığlıkları atıyordu. Ama umursamadım ve yumurtayı tavaya kırdım.
Yarım saatin sonunda her şey hazırdı. Tek tek masaya koydum ve afiyetle yemeye başladım. Zümrüt ise baktı açmayacağım, yukarı geri gitti. Mutfağa onu sokmayınca hep trip atıyordu.
Kahvaltımı bitirince masayı topladım ve odama geri çıktım. Zümrüt koca göbeğiyle masamda yatıyordu. Onu aldıktan sonra baya kilo almıştı, bu iyi bir şeydi. Çünkü ilk gün bir deri bir kemik gibiydi. Bizim sokak zaten çok fazla hayvan beslemezdi, pis olduklarını düşünürlerdi anca.
Ama ben öyle düşünmüyordum, tüm hayvanlar sevgiyi ve sıcak bir yuvayı hak ederdi. Bu düşüncelerden sıyrılıp, odanın köşesindeki çantamı direk sırtıma taktım.
Zümrütü kafasından öptüm ve aşağı indim. Mamasını ve suyunu kontrol ettikten sonra evden çıktım.
Bugün hava hala kapalıydı, tek bir güneş veya mavilik bile yoktu. Yerler ise dünki yağmur yüzünden ıslaktı. Umarım bugünde yağmaz diye dua ederek okula gittim.
Okula vardığımda direk Adal beni karşıladı. Birlikte sohbet ederek bahçede biraz oturduk. Daha sonra okula garip tipli kişiler geldi. Cenazeden gelmişler gibi simsiyah giyinmişlerdi. Bunlarda kimdi böyle ?
3 kişilerdi ve gülüşerek okula girdiler. Çevredeki insanlar tehtidgar ve kokulu bir şekilde onları izlediler. Ne olduğunu bilmiyordum. Bu tipler bazen okulumuza gelir ve bir takım olay çıkarırlardı. Bana bu zamana kadar hiç bulaşmamışlardı, umarım hiçte bulaşmazlar diye düşündüm.
Bu tipler böyle okullara sadece baba parası sayesinde gelebiliyorlardı ve bunu hava atarak herkeze anlatıyorlardı. Okulun yarısı bu tarz öğrencileri sever, yarısıda nefret eder ve korkardı. Ben korkan taraftaydım, basıma bela almak hayatım boyunca istememiştim. O yüzden onlardan uzak duracaktım.
Adal ise baya ciddi bir şekilde onlara bakmıştı. Ona neden böyle baktığını sordum, ama o bir şey demedi ve sessiz kaldı. Fazla üstüne gitmedim, belki kötü bir geçmişi olabilirdi. O yüzden yarasını ya da hatalarını tekrar açmak istemiyordum.
Bir süre daha konuştuktan sonra sınıflara gitmek için ayrıldık. Bu seferki dersimiz aynı değildi, o yüzden sıkıcı geçeceği belliydi. Sınıfa girdim ve bir yere oturdum.
Birkaç dakika sonra sınıfa o siyah giyinenlerden biri girdi ve yanıma oturdu. Neden onca boş yer varken benim yanımı bulmuştu ?
"Selam, tanışmak istermisin ?" Diye neşeli bir şekilde bana döndü ve konuştu. Şaşırmıştım, böyle nazik biri çıkmasını beklemiyordum.
"Olur, ben Sahra." Dedim gülümseyerek, ama gardımı hâlâ düşürmemiştim.
"Bende Kaan, memnun oldum Sahra!" Dedi, bu neşesine elimde olmadan bende güldüm. Bir süre tanıştık ve birbirimizden bahsettik. Hiç beklemediğim biri çıkmıştı, çok enerjik ve komikti. Beni uzun zamandır gülmediğim kadar güldürmüştü.
Etrafımızdakiler bize bir süre bakıp işlerine geri dönüyordular. Ama Kaan bunu umursamıyor ve konuşmaya devam ediyordu. Kaanı çok sevmiştim, o yüzden birbirimize numaralarımızı verdik. Eve gidince hep yazacağını söylüyordu.
Çok tatlı bir adamdı. Saçları baya kaparık ve kıvırcıktı, koyun gibiydi ama dokununca öyle hissettirmiyordu. Dokunmama izin vermişti ve 2 saat oynamıştım resmen. İnsanların saçlarıyla oynamayı çok seviyordum, özellikle birde kaparık saçlarsa durmak bilmiyordum.
Bir süre sonra hoca gelmişti bizde dersi dinlemeye başladık. Ama Kaan yerinde durmuyor ve ikide bir bana kağıt fırlatıyordu, kağıtta da komik şeyler yazıyordu.
Tüm dersi gülmeme savaşı vererek geçirmiştim.
Ders sonunda bitmişti ve Kaanla birlikte sınıftan çıktık. Sınıfın hemen önünde Adal beni bekliyordu. Beni görünce hemen gülümsedi ama Kaanı görünce direk gülümsemesi durdu.
Birbirlerini tanıştırdım ve pek hoş karşılamadı Kaanı nedense. Adal birlikte bir şeyler yapmayı teklif etti ama ben biraz daha Kaanı tanımak istediğimi söyledim. O da anlayışla karşıladı ve evine gitti.
"Bence seni kıskandı." Dedi Kaan yolda yürürken.
"Yok ya, neden kıskansın ? Arkadaşımsın sonuçta." Dedim ve karşıya hızlıca geçtim, araba fln çarpmasını istemezdim.
"Valla arkadaş ayağı göt ayağı derler." Dedi ve bana baktı. Ne demek istediğini anlamamıştım ama üzerinde durmadım.
Birlikte onun evine gittik, evine girince direk güzeller güzeli bir kediyle karşılaştım. Onun da bir kediye sahip olması beni çok mutlu etmişti. Adı boniymiş, adı gibi tatlı bir kediydi. İçeri geçtik ve sohbet etmeye başladık. Saatler birbirini kovalamıştı ve artık gitmem gerekiyordu.
"Eve gidince ara beni ha." Dedi Kaan.
Buna güldüm."Ararım tabiki." Dedim ve asansöre bindim. Asansör aşağı inerken Adalı aradım ve nerede olduğunu sordum. Evinde olduğunu söyledi ve sesi uykulu geliyordu. Uyandırmış olmalıydım, bu konuda özür diledim ama birşey olmaz dedi.
Asansörddn indim ve hızlıca evine doğru gittim.
Beni sıcak bir gülümsemeyle karşıladı, direk ona sarıldım. Çok özldmiştim onu, o da bana geri sarıldı ve bir süre öylece kaldık. Daha sonra içeri geçtik ve bilgisayarından garip oyunlar oynadık.
Hava kararınca eve gitmem gerektiğini söyledim.
"Bizde kalsan gene." Dedi.
"Ama kedime bakmam lazım, bensiz evde yapamaz." Dedim, bu doğruydu. Bensiz 5 saniye bile ayrı kalmayı sevmiyordu ve ayrıca yemini doldurmam gerekiyordu. Oğlumun aç kalmasını istemezdim.
"O zaman ben sizde kalayım, ne dersin ? Pijama partisi yaparız." Dedi ve güldü. Bu iyi bir fikirdi, bunu kabul ettim ve birlikte hazırlanıp benim eve doğru gitmeye başladık.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyiler Her Zaman Kazanır mı ?
Fanfiction⚠️DEPRESYON⚠️ ⚠️ANKSIYETE⚠️ Okumadan önce bir düşünün pls.